Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizilerdeki şiddet sahnelerine tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran sahne!

İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Olay iddia: 7 kişiyi öldürüp intihar eden cani 'Karım beni aldatıyor' demiş

7 kişiyi öldüren cani tek bir cümle sarf edip silahına sarılmış

İmamoğlu ve Kurum aylar sonra yeniden karşı karşıya: Hadi gel de kapat

Aylar sonra yeniden karşı karşıya geldiler: Hadi gel de kapat

Meslekten İhraç Edilen Hakimlerin Yargılanması

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"Paralel Yapı" soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran ve meslekten ihraç edilen hakimler Metin Özçelik ile Mustafa Başer'in Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yargılandığı davaya devam edildi.

"Paralel Yapı" soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran ve meslekten ihraç edilen hakimler Metin Özçelik ile Mustafa Başer'in Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yargılandığı davaya devam edildi.

Yargıtay konferans salonundaki duruşmada heyete, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Muhsin Şentürk başkanlık etti.

Sincan F Tipi Cezaevinde tutuklu olan Metin Özçelik ve Mustafa Başer, salona jandarma eşliğinde getirildi.

Duruşmaya, sanık avukatlarından Önder Durdu mazeret bildirmesi nedeniyle katılmazken, avukat Elkan Albayrak salonda hazır bulundu.

Duruşmada, savunma için söz verilen sanık Başer, cezaevi koşullarında sıkıntı çektiklerini, savunmaya hazırlanmak için yeterli imkanlarının bulunmadığını ileri sürdü.

Başer, dosya kapsamındaki belgelere ulaşma konusunun da kendileri için ciddi bir sorun olduğunu belirterek, bu yüzden tam olarak neden yargılandıklarını bilmediklerini söyledi.

Görünümü itibariyle bağımsız, tarafsız bir mahkemede yargılanmak istediğini ifade eden Başer, 2014'te göreve gelen HSYK üyelerinin iktidarın desteğiyle seçildiklerini, Yargıtayın yeni üyelerinin de bu şekilde oluşan HSYK tarafından seçildiğini ileri sürdü.

Sulh ceza hakimliklerinin ise "paralelcileri" tutuklamak için kurulduğunu savunan Başer, sulh ceza hakimliklerinin ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyetinin "tabii hakim" ilkesine uygun olmadığını iddia etti.

Başer, dairenin ve heyetin oluşumuna ilişkin yasal düzenleme ile sulh ceza hakimliklerinin kurulmasına ilişkin yasa hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını istedi.

Verilen aranın ardından Sanık Başer'in talebini değerlendiren heyet, talebi, hukuka aykırılık bakımından ciddi görülmemesi nedeniyle reddetti.

FETÖ'nün darbe girişimi

Savunmasına devam eden Başer, 15 Temmuz 2016'da menfur bir darbe teşebbüsü yaşandığını ifade ederek, "Kim yaptıysa lanetliyorum" dedi.

Olaydan sonra cezaevi şartlarının kendileri için zorlaştığını dile getiren Başer, bazı avukatlarının tutuklanma endişesiyle duruşmaya gelmediğini, bazı avukatlarıyla da yüksek ücretler istedikleri için anlaşamadığını anlattı. Başer, bu durumun savunma hakkını kısıtladığını ileri sürdü.

Sanık Başer, mahkeme kararı olmasına rağmen cezaevinde savunma için kendilerine yeteri kadar bilgisayar kullanma imkanı sağlanmadığını, bu durumun da savunma hakkını ihlal ettiğini savundu.

Başer, HSYK müfettişlerinin yetkileri olmadığı halde Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinden haklarında yakalama ve tutuklama kararı vermesini istediklerini, yetkisiz mahkemenin de bu kararı verdiğini iddia etti.

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin tutuklanmalarına ilişkin kararı ile iddianame yerine geçen son soruşturma kararının hukuka, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve anayasaya aykırı olduğunu savunan Başer, şunları söyledi:

"Eylemimin ne olduğunu, ne yaparak terör örgütü üyesi olduğumu bilmiyorum. Darbe yapmakla suçlanıyorum. Hakkımda yakalama kararı çıktığını öğrendiğimde koşa koşa adliyeye gittim, teslim oldum. Pişman değilim. Bakmadığım terör örgütü davası kalmadı. Birçok tutuklama, birçok tahliye kararı verdim. Bir yargıcın yasayı uygulamaktan başka derdi olamaz. Ben bu tahliye kararını verirken, Türkiye'de az da olsa hukuk olduğuna inanıyordum. Hiçbir delil olmadan bu kadar insan tutuklanamazdı. Ama böyle olmadığını tutuklandığım gün acı acı öğrendim. Verdiğim karardan pişman değilim, kararın tamamen arkasındayım. Bu sıkıntıları çekmek demek ki benim kaderimmiş."

Duruşmaya, yarın Başer'in savunmasıyla devam edilecek.

Kaynak: AA / Güncel
title