Haberler
İsrail ve Lübnan, savaşın bitmesi için bazı konularda anlaştı

İki ülke anlaştı! Aylardır devam eden savaşın bitmesi artık an meselesi

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 2 milyar TL'lik Genel Sağlık Sigortası borcu silinecek

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 400 bin kişinin borcu siliniyor

Ailesini katleden Bahtiyar Aladağ berber dükkanında aylarca atış talimi yapmış

7 kişiyi öldüren cani, katliama aylar öncesinden hazırlanmış

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat göndermişti: Müdür hakkında suç duyurusu

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat gönderen müdür için suç duyurusu

Merve öğretmen, köy okulundaki öğrencilerin umudu oldu

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

BİTLİS'in Hizan ilçesinde, 18 öğrencisi bulunan Yukarı Ayvacık Köyü İlkokulu'nda görev yapan Merve Çelik (24), yaptığı fedakarlıklarla öğrencilerin umudu oldu.

BİTLİS'in Hizan ilçesinde, 18 öğrencisi bulunan Yukarı Ayvacık Köyü İlkokulu'nda görev yapan Merve Çelik (24), yaptığı fedakarlıklarla öğrencilerin umudu oldu. Öğrencileri daha iyi öğrensin diye okulun sınıfın duvarını üniversiteden arkadaşı olan Fatih Özev ile Türkiye Haritası, Güneş Sistemi, çarpım tablosu ve Atatürk posteri çizerek rengarenk boyayan Merve öğretmenin tek isteği hayatları boyunca köyden çıkmamış öğrencilerini Ankara ve Çanakkale gezisine götürüp, onların bu hayalini gerçekleştirmek.

Bitlis'te, öğrenciler tatildeyken öğretmenleri onlar için büyük fedakarlıklara katlanıyor. Bu fedakar öğretmenlerden biri de Bitlis'e 100 kilometre uzaklıkta bulunan Hizan ilçesinin Yukarı Ayvacık köyüne geçen yıl Nisan ayında atanan Adanalı Merve Çelik. Üniversiteden arkadaşı olan Fatih Özek ile birlikte 12 gün boyunca sınıfın duvarına çizimler yapan Çelik, duvara işlenen Türkiye Haritası, Güneş Paneli, çarpım tablosu ve Atatürk posterini rengarenk boyadı. Merve öğretmene çizimler konusunda yardımcı olan Özev sayesinde okulun öğrencileri de kısa sürede işaret dilini öğrendi.

KÖYÜMÜ VE OKULUMU ÇOK SEVİYORUM

Görev yaptığı köyü ve okulunu çok sevdiğini anlatan Çelik, "Okulumu ve köyü çok seviyorum. Burası uzak da olsa şirin bir köy. Burası ilk görev yerim. Geçtiğimiz Nisan ayında buraya atandım. İlk atama yerimi görünce çok heyecanlandım. Hemen internette baktım. 'Nasıl bir yer, nereye gidiyorum' diye. Kendimce güzel bir tercih yaptım. Hizan, Türkiye'nin en çok köyü olan 2'nci ilçesiymiş. Gelirken köyleri tek tek geçtik. Bütün tabelalara bakıyoruz. Bizim okulun ismi yok. İlk atamam yapıldığında köyün yolu topraktı. Ama şu an çok iyi. Köye ilk ayak bastığımda sağ olsun muhtar ve vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Köyün lojmanını görünce biraz moralim bozuldu. Çünkü hayatım boyunca köy hayatı görmemiş biriyim. Buradaki evler hepsi toprak evler. İnsanların hayat ve yaşam tarzına bakınca demek ki; varmış böyle yerler dedim. Sınıfa ilk derse girdiğimde 'Hoş geldiniz' diye karşılandım. Köyün ortamı, lojman, okulun durumu gibi bir sürü şey kafamda dönerken, çocukların gözlerinin içindeki o ışıltı, o mutluluk beni benden aldı. Gördüğüm, yaşadığım her şeyi bir anda unuttum. Çok heyecanlıydım. Gelirken çocuklar için bir sürü hediyeler hazırlamıştım. Güzelce giyinip, köye geldim" dedi.

SOBA YAKMAYI BURADA ÖĞRENDİM

Çelik, memleketinde sobanın ne olduğunu bile bilmediğini belirterek, "Tabi sınıfa ilk gelince dikkatimi çeken sobamız oldu. Biz Adana'da soğuk nedir bilmeyiz. Mont bile giymeyiz. Kasım ayında bile kısa kollu tişörtlerle geziyoruz. Soba kültürümüz yoktur bizim. Beni en çok zorlayan şey soba oldu. Hatta bazı günler 3 saat uğraşıp sobayı yakamadığım günler oldu.

Sınıfımızı nasıl daha güzel bir hale getirebiliriz, çocuklar nasıl mutlu olur, onlara daha iyi nasıl eğitim verebilirim diye düşündüm. Çocuklara Türkiye haritasında Bitlisi sorduğumda bulamıyordu.  Kendi kendime gerçekten bir problem olduğunu, çocukların bu Türkiye haritasını öğrenmeleri gerektiğini düşündüm. Teneffüslerde, Türkiye haritasını elimize alarak yarışmalar yapmaya başladık. Yarışmaları yaparken kocaman bir Türkiye haritası duvarda olsa çocuklar her şehri rahatlıkla öğrenebilir 'diye düşündüm. Hatta sadece şehri öğrenmekle kalmaz. O şehrin kültürünü, turizm kentlerini, yemek kültürlerini, her şeyi öğrenebilirler' dedim ve bunu yaptık. Isparta'dan gelen işitme engelli arkadaşım Fatih vardı. Üniversite döneminde biz onun derslerine yardımcı olurken, oda bize işaret dili öğretmişti. Kendisi grafiker. Benim en büyük hayalim atandığım bir okulu Fatih'le beraber güzelleştirmekti. Çünkü Fatih'in harika bir yeteneği var. Onu okula çağırdım. Yaklaşık burada 12 gün kaldı. Biz Fatih'le beraber sabahlara kadar çizimler ve boyamalar yaptık" diye konuştu.

ÇİZİMLERİ, ENGELLİ ARKADAŞIYLA BİRLİKTE YAPTI

Çizimleri üniversiteden arkadaşı olan Fatih Özev yardımıyla yaptıklarını kaydeden Çelik, "Gelen engelli arkadaşımla birlikte sınıfın duvarına çizimler yaptık. Gelen arkadaşım çocuklarıma işaret dilini de öğretti. Çocuklarım gelen arkadaşımı çok sevdi. Hatta uğurlarken, onun için ağladılar. Hayatlarında köy dışına çıkmamış öğrencilerimi Ankara ve Çanakkale gezisine götürmek istiyorum. Oraları görmek onların da hakkı. Bu konuda İl Milli Eğitim ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerimizin de büyük destekleri var. İnşallah çocuklarımızın gezi hayalini yakın zamanda gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı.


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title