Mersin - Tçmb Başkanvekili Güçlü: Bu Yıl Toparlanacağız
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (tçmb) Başkanvekili Mustafa Güçlü, Geçen Yıl 60 Milyon Ton Üretimin Yapan Sektörün Bunun 43 Milyon Tonunu İç Piyasada Tükettiğini, 17 Milyon Tonunu İse İhraç Ettiğini, 2010 Yılını Toparlanma, 2011 Yılını da Yeniden Büyüme Dönemine Gireceğini Söyleyerek, "bu Yıl Çimento İç Tüketiminin Yüzde 2 ile 4 Oranında Büyüme Gösterecektir" Dedi.
TÜRKİYE Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) Başkanvekili Mustafa Güçlü, geçen yıl 60 milyon ton üretimin yapan sektörün bunun 43 milyon tonunu iç piyasada tükettiğini, 17 milyon tonunu ise ihraç ettiğini, 2010 yılını toparlanma, 2011 yılını da yeniden büyüme dönemine gireceğini söyleyerek, "Bu yıl çimento iç tüketiminin yüzde 2 ile 4 oranında büyüme gösterecektir" dedi.
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen TÇMB Açık Kapı Günleri etkinliğinin 4'ncü ayağı Mersin'de gerçekleşti. TÇMB Başkanvekili Mustafa Güçlü, TÇMB Genel Koordinatörü Oğuz Tezmen, Çimsa Çimento Sanayi Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, sektör temsilcileri ve üniversite öğrencileri katıldı.
Etkinlik kapsamında düzenlenen toplantıda ilk olarak söz alan Çimsa Çimento Sanayi Genel Müdürü Hacıkamiloğlu, toplam üretimlerinde yüzde 40 paya sahip olan Mersin fabrikasının önemli ihracat noktası olduğunu belirtti. Hem gri hem beyaz hem de kalsiyum alüminatlı çimento üretebilen tesis olması nedeniyle bu fabrikaya ayrı bir önem verdiklerini ifade eden Hacıkamiloğlu, "Burada 4 üretim hattı var. Çimsa için amiral gemisi olan bu fabrikaya gözümüz gibi bakıyoruz. 35 yaşındaki hattımızı 18 milyon dolarlık yatırımla yeni teknoloji ile donattık. 2006'dan beri başta liman olmak üzere serbest bölge ve sanayi tesislerinin atıklarını güvenle bertaraf ediyoruz. Alternatif yakıt olarak kullanıyoruz. Fosil yakıtlardan yüzde 10'a varan tasarruf sağlıyoruz. Bunun yanında yasal sınır 50 miligram olan toz emisyon değerlerinin oldukça altında faaliyet gösteriyoruz. Bunu yüzde 10'lu rakamlara düşürmek için torbalı filtrelere geçmek için düğmeye bastık. Ayrıca iki fırının bacalarının attığımız gazı değerlendirip, iki fırının tükettiği enerjinin yarısını geri kazanacağız. Bu konuda başlattığımız çalışmayı 20 ayda tamamlamayı planlıyoruz" dedi.
Ardından söz alan TÇMB Başkanvekili Güçlü, Türkiye'nin çimento sektöründe yakaladığı gelişme seviyesiyle Avrupa'da üretimde ilk üçe girdiğini, Avrupa'nın en önemli ihracatçı konumunda bulunduğunu ve dünyada da ilk 10 ülke arasında yer aldığını dile getirdi.
Türk ekonomisine büyük bir oranda katkı yapan sektörün doğrudan 14 bin, diğer sektörlerle birlikte yaklaşık 25 bin kişiye istihdam sağladığını kaydeden Güçlü, geçen yıl itibariyle 60 milyon ton üretim gerçekleştirdiklerini, iç piyasa satışı yaklaşık 43 milyon ton, ihraç yolu ile de 17 milyon tonun tüketildiğini söyledi. Sektörde toplam kapasitenin son 5 yıl içinde başka sektörde görülmeyen oranda yüzde 50 civarında artarak 40 milyon tondan 60 milyon tona ulaştığına vurgulayan Güçlü, şunları söyle:
"Bu bir yandan ülke üretimine ve katma değerine katkı gibi görünse de her sektörde olduğu gibi ölçüsüz kapasite artışının yarattığı sıkıntılar söz konusu. Yanlış yatırımların bedeli ağır oluyor. İç piyasadaki talebin gelişmesi doğal sınırlar içerisinde olacak. Bu da bize önemli bir ihracat yükümlülüğü getiriyor. Küresel krize rağmen sektörümüz ihracat alanında gerçekleştirdiği sonuçlar bizler için çok sevindirici. Geçen yıl üretimin yüzde 30'una yakınını ihraç ettik. Bu bir önceki yıla göre yüzde 33'lük büyümeyi ifade ediyor."
İnşaat sektörünün kendileri ve ülke ekonomisi bakımından büyük önem taşıdığını anlatan Güçlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'deki 2002-2007 arasındaki hızlı büyüme döneminde, inşaat sektöründeki büyüme hızının önemli payı oldu. İnşaat sektörü çok farklı bir sektör. Krize girerken aynı ölçüde hızla etkileniyor. İnşaat sektörünün sadece konut sektörüyle ivme kazanabileceğini düşünmüyoruz. Zaten sadece konut sektöründe gelişmeye bağlı büyümenin çimento sektörü için sağlıklı bir büyüme olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla alt yapının gelişmesi çok önemli. 2011 yılında gerçekleşecek seçimler genel olarak yatırım ihtiyacını, özelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Doğu Karadeniz'deki hidroelektrik santrallerindeki unsurlar alt yapı çalışmalarına hareket getirecek. 2010 yılında çimento iç tüketimin yüzde 2-4 arasında büyüme göstereceğini tahmin ediyoruz. Bunun diğer sektörlere de hızlandırıcı etki yapması söz konusu olacak."
Güçlü, çimento sektörü geçmişte çevre konularında en çok eleştiriye muhatap olan sektörken, son 10-15 yılda kaydedilen teknik uygulamalar neticesinde çok daha iyi noktalara geldiğini söyledi. Çimentonun çevre konusunda Çevre ve Orman Bakanlığı ile ilk defa mutabakat protokolü imzalayarak kendi kendini bağlayan ve kendisini taahhüt altına sokan sektör olduğunu dile getiren Güçlü, sözlerini şöyle tamamladı:
"Artık fabrikalarımızdan bir çoğu online olarak Çevre ve Orman Bakanlığı'nın denetiminde. Yani o andaki üretim ve emisyon değerleri ile her türlü çevreye dair parametreler bakanlığın yetkilileri tarafından izleniyor. Bu konuda başka sektör olduğunu sanmıyorum. Bu gelecek için önemli bir kazanım. Çevre ve Orman Bakanlığı birçok fabrikamıza atık bertarafı konusunda lisans verdi. Birçok fabrikamızı başarılı bir şekilde atık bertarafı çalışmasını yürütüyor. Öte yandan AB ile müzakerelerde çevre faslı açıldı. Bu faslın tamamlanmasıyla birlikte birtakım yükümlülükle karşı karşıya kalacağız. Belli zaman aralıkları içinde devreye girmesini beklediğimiz bu yükümlülükler Türkiye'deki birçok sektöre çok ağır yatırım yükleri getirecek. Bunların bir bölümünü bu yükümlülükleri beklemeden yapıyoruz. Avrupa değerlerini yakalamış durumdayız. Ama daha da önemli yatırımları yapmak durumunda kalacağız. Ayrıca Türkiye Kyoto Protokolü anlaşmasına taraf oldu. Şu anda hangi grupta olacağı tartışılıyor. Buradaki değerlere hangi aralıklar içinde uyum sağlayacağını tartışıyor. Bu alanda da çimento sektörü olarak öncü olduğumuzu düşünüyoruz. Diğer sektörlerden farklı olarak bu forumlarda Çevre ve Orman Bakanlığı ile aktif olarak rol alıyoruz."