Mermerciler: Doğayı Çevreciler Kadar Seviyoruz

Mermer ocaklarının doğa tahribatına neden gösterilmesinden büyük üzüntü duyduklarını belirten Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticiler Birliği (TÜMMER) Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Onur, sektörel faaliyetlerde sadece ekonomik katma değeri değil çevresel faktörleri de dikkate aldıklarını vurguladı.

Antalya'nın Finike İlçesi'nde faaliyet gösteren mermer ocağı sahipleri, düzenledikleri basın toplantısıyla, doğa tahribatına neden olarak gösterilmekten büyük üzüntü duyduklarını kaydetti. Sosyal tepkilere neden olan konulara karşı duyarsız olmadıklarını anlatan sektör temsilcileri, kapatılan ocaklarda rehabilite çalışması yapıldığını, bu konudaki hassasiyetlerini merak eden herkese kapılarının açık olduğunu vurguladı. Toplantıda konuşan TÜMMER Yönetim Kurulu Başkanı ve Onur Mermer'in sahibi Selahattin Onur, dünya mermer rezervinin yüzde 40'nın Türkiye'den karşılandığını kaydetti. Özellikleriyle dünyada tek olan 'Limra' taşının bölgede Finike portakalından sonra adını duyuran ikinci ürün olduğunu anlatan Başkan Onur, 50'den fazla ülkeye mermer ihracatı yapıldığını ve yüzlerce kişiye istihdam olanağı sağladıklarını söyledi.

'ÇEVREYE DUYARLIYIZ'

Ülkeye ekonomik katma değeri olan bir sektörün yok sayılmasının doğru olmayacağını savunan Onur, sektörel faaliyetlerde sadece ekonomik katma değeri değil çevresel faktörleri de dikkate aldıklarını vurguladı. Rezervi biten ocakların rehabilite edilmesi konusunda duyarlı davrandıklarına değinen Başkan Onur, sektör temsilcilerinin Orman ve Su İşleri Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nde taahhütnamelerinin bulunduğunu anımsattı.

OCAK KAPATILICAK, REHABİLİTE EDİLİYOR

Faaliyetleri sona eren mermer ocaklarının bulunduğu bölgelerin rehabilite edildiğini vurgulayan Onur, buna 8 yıl önce Alacadağ'da kapatılan mermer ocağında yapılan çalışmaları örnek gösterdi. Bölgede çıkarılan Limra taşının da madde olarak zararlı olmadığını anlatan Başkan Onur, "Kalsiyum ve karbonat içeriyor. Mermer çıkarılırken de hiçbir şekilde kimyasal madde kullanılmıyor. Sadece su ve elmas kullanılıyor. Doğaya karşı duyarlıyız. Türkiye'de madencilik yapan her sektör elbette yasalar çevresinde çalışmalarını yürütmek zorunda. Taahhütlerine uymayanlar olursa da devletin kurumları görevini yerine getirecek" diye konuştu.

YASANIN DIŞINA ÇIKMAK ZOR

Portsan Mermer A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Aksoy ise hassas bir sektörde faaliyet gösterdiklerini kaydetti. Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne entegre olmuş bir ülke olduğuna işaret eden Aksoy, kanunların bu kadar sık değiştiği, çevreci baskıların, mali baskıların, ihracatla ilgili kanunların yoğun olduğu bir yerde yasa dışı hareket edilmesinin çok zor olduğunu kaydetti.

'ÇEVRECİLER KADAR BİZ DE DOĞAYI SEVİYORUZ'

Orman Genel Müdürlüğü'nün de bu konuda çok katı bir tutum sergilediğini vurgulayan Aksoy, şöyle dedi:

"Çalışmalarımız çok sıkı takip ediliyor. Bizim eksiğimiz belki de çevre konusunda duyarlı olduğumuzu yeterince kamuoyuna anlatamamak. Amacımız çalıştığımız alanlarda vurmak, kırmak ya da doğaya zarar vermek değil. Çevreciler kadar biz de doğayı seviyoruz ve kapatılan ocakların rehabilite edilmesini önemsiyoruz. Sosyal tepkilere uzak ya da duyarsız kaldığımız düşünülmesin. Maden sektörünü yok saymak yerine hep beraber ortak çözümler bulalım."