Merasim Sokak Saldırısı Davası
Ankara Merasim Sokak'ta, 17 Şubat 2016'da 29 kişinin hayatını kaybettiği bombalı terör saldırısıyla ilgili, PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin de arasında olduğu 68 sanığın 30'ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam ediliyor.
Ankara Merasim Sokak'ta, 17 Şubat 2016'da 29 kişinin hayatını kaybettiği bombalı terör saldırısıyla ilgili, PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin de arasında olduğu 68 sanığın 30'ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam ediliyor.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, davanın 16 tutuklu sanığından 15'i ile beş farklı ekrandan sesli ve görüntülü bilişim sistemi (SEGBİS) ile bağlantı yapıldı.
Sanıkların kimlik tespiti sırasında, sanık Hüseyin Karadaş'ın, SEGBİS bağlantısının yapıldığı odaya gelmediği görüldü. İnfaz koruma memurları, Karadaş'ın duruşmaya gelmek istemediğini iletti.
Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu, infaz koruma memurlarından Karadaş'ı mahkeme huzurunda hazır etmelerini istedi. Karadaş, bağlantı yapılan odaya getirildi ve kimlik tespiti yapıldı. Tutuklu 16 sanığın tümünün kimlik tespitleri SEGBİS aracılığıyla tamamlanmış oldu.
Sanıklarla beş ayrı salonda bağlantı yapılırken, zaman zaman ses sorunu yaşandı. Bu sırada söz alan sanık Bahri Deniz'in avukatı Ahmet Yiğit, ceza yargılamasında "yüz yüzelik ilkesi"nin gerçekleşebilmesi için SEGBİS'de yaşanan sıkıntılar da dikkate alınarak, sanıkların duruşma salonunda hazır edilmesini istedi.
Sanık Muharrem Canikli'nin avukatı Ertuğrul Cem Cihan da sistemde yaşanan sıkıntılar nedeniyle sanıkların seslerinin duyulmasında sorun yaşandığını belirterek, ayrıca "yüz yüzelik ilkesi" gereği tüm sanıkların savunmalarının huzurda alınmasını talep etti. Cihan, sanıkların Sincan F tipi cezaevinde kaldıklarını ancak darbe girişiminin ardından Tekirdağ'a ve diğer illere gönderildiklerini belirtti.
Diğer bazı sanıkların avukatları da bu talepleri yineledi.
Duruşmaya verilen aranın ardından, Mahkeme Başkanı Ademoğlu, "SEGBİS'te ifade almanın güçlüğü var ama bu sistemle savunma yapmak isteyen varsa onların savunmasını alacağız, SEGBİS ile ifade vermek istemeyen varsa onları buraya getirteceğiz." dedi.
Sanıklara tek tek SEGBİS ile ifade verip vermek istemedikleri soruldu. Bazı sanıklar, mahkemeye gelerek huzurda savunma yapmak istedi.
SEGBİS ile savunma yapmak istediğini belirten sanık İsmail İpar, olayda kullanılan aracın kiralık olduğunu bilmediğini, eski arkadaşı Metin Cura'nın "hacizli spor araç var, al çocukların binsin" teklifi üzerine "hacizli işe girmem" dediğini ancak daha sonra Hasan Avsan'ın "ucuz araç lazım, hacizli de olsa olur" demesi üzerine de aracın alım satımına aracılık ettiğini anlattı.
Aracı 5 bin liraya alıp, 7 bin liraya Hasan Avsan'a sattığını, satış işlemi gerçekleştikten sonra Metin Cura'ya 5 bin lirayı verdiğini ifade eden İpar, sahte çek suçundan daha önce sabıkası olduğunu ve bu suçun da üzerine kaldığını savundu.
İpar, paraya ihtiyacı olduğu için aracın alım satımına aracılık ettiğini, sahte plakayı ne zaman kimin taktığını bilmediğini, sanık Turgut Kahraman'ı da bir iki defa Metin Cura'nın yanında "Ertuğrul" ismiyle tanıdığını kaydetti.
Sanık İsmail İpar'ın avukatı Sevcan Yücel de müvekkilinin terör örgütüyle bağlantısı olmadığını, hayatı boyunca da terörü lanetleyen bir kişi olduğunu savunarak, müvekkilinin tahliyesini ve beraatini talep etti.
Duruşmada öğle arasının ardından sanık savunmaları ile müşteki beyanları alınacak.