Menderes'in Köyüne Her Yıl Aynı Hüzün Çöküyor
Eski başbakanlardan Adnan Menderes'in idam edilişinin her yıl dönümünde, doğduğu köy Çakırbeyli'ye aynı hüzün hakim oluyor Köyü muhtarı Demir: "İnsanlarımız yıllarca ağladılar. İhtilali yapanlar da hayırla yad edilmedi. Bu insanların hep beddualarını aldılar" Köy sakinlerinden Yusuf Yılmaz: "17 Eylül günü hiç hatırımızdan çıkmaz. Özellikle köyde kendisini bilenler, tanıyanlar bugün daha çok üzüntü, keder içerisine giriyor"
Eski başbakanlardan Adnan Menderes'in idam edilişinin her yıl dönümünde, doğduğu köy Çakırbeyli'ye aynı hüzün hakim oluyor.
Aydın'ın Koçarlı ilçesine bağlı Çakırbeyli köyünün muhtarı Mehmet Demir, Menderes'in 17 Eylül 1961'de idam edilişinin 52. yıl dönümünde AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Eylül'ün kendileri için anılması ve hatırlanması çok zor olan bir gün olduğunu söyledi.
Adnan Menderes'in Türkiye'ye büyük hizmetlerine rağmen hiçbir günahı yokken idam sehpasına götürüldüğünü belirten Demir, ülke için büyük bir kayıp yaşandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"O dönemde köylüleri olarak kan ağladık diyebilirim. O günleri çok iyi hatırlıyorum. Köylüler gözyaşlarını belli etmeye bile korktular. Hatta bize 'Neden Aydın'da hareketlilik olmadı?' diyenler, sitem edenler oldu. O dönemde nasıl olabilirdi? Karşınızda Türk Silahlı Kuvvetleri vardı. Ama o günden beri köyde her yıl hep aynı hüzün, aynı üzüntü hakim oluyor. İnsanlarımız yıllarca ağladılar. İhtilali yapanlar da hayırla yad edilmedi. Bu insanların hep beddualarını aldılar."
Türkiye'nin Menderes gibi önemli bir değerini ihtilal ile kaybettiğini hatırlatan Demir, bir daha askeri darbeler ve bu tür olumsuzlukların yaşanmaması için herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini sözlerine ekledi.
"17 Eylül geldiğinde o günleri bir daha yaşıyorum"
Menderes'in aile evinde o dönemde bahçıvanlık yapan 79 yaşındaki Orhan Demir, Menderes'in çok sıcak kanlı, sevecen bir kişiliği olduğunu, yüzünü bir kez dahi asık görmediğini vurguladı.
Menderes'in köydeki çiftliğinde pişen yemekten birçok kişinin yediğini ifade eden Demir, şunları kaydetti:
"Menderes ailesinin evinde bahçıvanlık yaptım. O dönemde evde yemek pişer, yoldan gelip geçen, aç olanlar da bir kervansaray gibi burada yemek yerdi. Adnan Menderes toplum içinde çok sevilen biriydi. Kendisi ile birlikte demokrasi geldi. İdamının sonrasında önceki baskılar yeniden yaşanmaya başladı. 17 Eylül geldiğinde o günleri bir daha yaşıyorum. İdam kelimesinin adını dahi duymak istemiyorum."
"Kıymetini bilemediler, çekemediler"
Evinde Menderes'in fotoğraflarını saklayan köy sakinlerinden 83 yaşındaki Münevver Çıkrık ise onu hiç unutamadığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Çok iyi biriydi, yeri asla doldurulamaz. Küçükken tarlada çalışırdım, karşıdan gelirdi, ben daha kendisine sormadan halimi, hatırımı sorardı. Kıymetini bilemediler, çekemediler. Her sene aynı acıyı yaşıyorum. Kendisi gitti içimizde sevgisini, saygısını bıraktı. İdam edildikten sonra gazete getirdiler, o fotoğrafı görür görmez bayılmışım. Bugün de çok üzüntülüyüz ve kendisini sevgiyle, saygıyla yad ediyoruz."
Adnan Menderes'i hiç unutamadıklarını, büyük üzüntü yaşadıklarını ifade eden 87 yaşındaki Yusuf Yılmaz da "17 Eylül günü hiç hatırımızdan çıkmaz. Özellikle yalnız kaldığım zamanlar çok üzülüyorum. Hiçbir suçu yokken idam ettiler. Özellikle köyde kendisini bilenler, tanıyanlar bugün daha çok üzüntü, keder içerisine giriyor" dedi. - Aydın