Melek Zeynep Bulut'un tasarımı Londra Tasarım Bienali'nde sanatseverlerle buluşuyor

Sanatçı Melek Zeynep Bulut'un kişisel tasarımı "The Recursion Project: Levh-i Mahfuz", Londra Tasarım Bienali 2025 edisyonunda sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Sanatçı Melek Zeynep Bulut'un kişisel tasarımı "The Recursion Project: Levh-i Mahfuz", Londra Tasarım Bienali 2025 edisyonunda sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Kültür ve Medeniyet Vakfı (KÜME) tarafından desteklenen eserin sergisi 29 Haziran'a kadar Londra'da Somerset House'da 1 Numaralı galeride, Londra Tasarım Bienali kapsamında ziyarete açık olacak.
Bulut, "madde hafızası" kavramını dünyayı ve zamanları şekillendiren bir kavram olarak ele aldığı eserin hikayesini ve yolculuğunu AA muhabirine anlattı.
"Eser madde hafızası ve sonsuzluk bilgisi arasındaki ilişkiye odaklanıyor"
2023'teki Londra Tasarım Bienali Türkiye Pavyonu'nda "Açık Yapıt" adlı eserinin sergilemesinin ardından çok güçlü geri dönüşler aldıklarını aktaran Bulut, "2025 bienalinde de olmamız için bir davet geldi ve ardından süreç başladı. The Recursion Project, yedi temayı sahneye alan eserlerden oluşacak bir seri ve Levh-i Mahfuz hem başlangıç hem çıkış projesidir." dedi.
Bulut, "Sanat bilim gibi değildir; size kesin cevaplar üretmez ve aksine zihninizi ve kalbinizi meraka, güzel sorulara yönlendirmeye meyillidir." diyerek, şunları kaydetti:
"Eser burada madde hafızası kavramına yoğunlaşıyor. Kolektif hafıza ve sonsuzluk bilgisinin ve arayışının arasındaki ilişkiyi sahneye alıyor. Aslında yaptığımız bütün sergiler birer doğru soruları bulma aracı. Bizler cevaplar veremeyiz, keskin cevaplar üretemeyiz. Ancak sanat buna alan açabilir ve bilgiyle doğru soruları sormaya yönlendirebilir. Dolayısıyla bu kavramları sahnelemenin de bu çerçevede etkili olacağını düşünüyorum. Bu eser madde hafızası ve sonsuzluk bilgisi arasındaki ilişkiye odaklanıyor, bir göz atıyor."
Türkiye'nin farklı noktalarından aldıkları toprakları çeşitli işlemlerden geçirerek yerçekimsiz bir küp formunda bir enstalasyon yaptıklarını kaydeden sanatçı, "Türkiye'nin hafızası bir sanatçının tanımından çıkıp, ham kök olma haliyle ele alınmalıydı. Böyle bir hissiyatım vardı daha doğrusu. Bu toprakları ham, birer kara kutu gibi hafızayı taşıyan halini öylece korumak için çeşitli işlemlerden geçirdik ve hiçbir form, biçim vermeden hiçbir görsel tanımlamaya dahil etmeden servis etmeye gayret ettik." ifadelerini kullandı.
"Daha manevi bir zemini ele alıyoruz ve onunla ilgili sorularımızı üretmeye çalışıyoruz"
Melek Zeynep Bulut, insanoğlunun sanat eseriyle kurduğu ilişkinin sadece görsel olmadığını, dolayısıyla çok boyutlu algılama sağladığını söyledi.
Kadim bilgi ile geleceğin ilişkisini sürrealist ortamda bir araya getirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Bulut, "Sezgisel düşünmeyi ve sezgiselliğin kendi ile ilişkisini hep çalışıyoruz. Hiçbir şey söylemeden ve o eserle ilgili hiçbir şey anlatmadan bir bağ kurabiliyor olmanız lazım. Burada tanımlı, yönlendirmeli bir bağdan da bahsetmiyorum. Çekilme hissinden bahsediyorum. Bir şeyin tanımı, çerçevesi varsa zaten hazırsa siz hissiyat olarak yalnızca o kavramla fotoğrafa giriyorsunuz. Ancak onunla eğer hafıza bağlantınız, sezgi bağlantınız varsa ona tanımsızca çekilirsiniz. Onu tanımlayamazsınız. Soru işaretleriniz oluşur ve ilişki kurmak başlar." şeklinde konuştu.
Bulut, sanat eserinin hem hafıza hem de zamansızlık ve mekansızlıkla alakalı izleyicinin zihninde sorular uyandırabileceğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu soruları insan zihni sormaya başladığı andan itibaren ona alan açılır. Dolayısıyla eser bununla ilgili sorular üretebilir. Ama tabii ki hiçbir sanatçı ve hiçbir eser sizi zamansız ve mekansız bir boyuta geçiremez. Bununla ilgili çok güçlü ve çok kaliteli sorular sordurabilir. Temel olarak ele aldığımız kavramlar insanın kendi iç yolculuğu ve daha kavramsal yaklaşımları cisimleştirmek olduğu için elbette bütün eserler birbiriyle konuşuyor. Her yaptığımız çalışma, araştırma, sergi bir sonrakini hazırlıyor ve bir sonrakini konuşmak ve tartışmak için alan açıyor. 'Açık Yapıt' ve 'Duo' da buna elbette alan açtı. Londra'da da bir ziyaretçi kitlemiz oluştu. Bizim kavramlarımız aslında modernitenin bugün ürettiği sorulardan ve cevaplardan çok uzak kavramlar. Biz daha varoluşsal bir zemini sahneye alıyoruz ve onunla ilgili sorularımızı üretmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla kendi adıma bunu da değerli ve anlamlı buluyorum."
Londra sanat piyasasında etki yaratmanın hiç kolay olmadığına işaret eden Bulut, Londra Tasarım Bienali 2025 edisyonunun özel projelerinden birini sanatseverlerin beğenisine sunduklarını dile getirdi.
Bulut, KÜME Vakfına süreçteki desteği için teşekkür ederek, tüm sanatseverleri eseri görmeye davet etti.
Melek Zeynep Bulut kimdir?
Çalışmalarını İstanbul ve Londra'da sürdüren multidisipliner sanatçı ve tasarımcı Melek Zeynep Bulut, mekan, deneysel mimarlık, algısal kurgular ve görsel sanatları sentezleyen eserleriyle dikkati çekti.
"Duo" adlı yerleştirmesi, 2024 Londra Tasarım Festivali'nin Landmark Projesi olarak sergilenen sanatçı, 2023 Londra Bienali'nde Türkiye'yi temsil ettiği "Açık Yapıt" adlı eseriyle de "kavramsal berraklık ve şiirsel malzeme dili" vurgusuyla eleştirmenlerden övgü aldı.
Her iki eseriyle de sanat profesyonelleri ve sanatseverlerin ilgisini toplayan sanatçı, London Design Biennale 2023 Public Award, Red Dot: Design Concept, Createurs Design Award: Sanat ve Tasarım Kürasyonunda Mükemmeliyet, A'Design Award ve son olarak D'Arc: Best Bespoke Art ödüllerinin sahibi oldu.