Mehmet Uçum: "Bu sürecin objektif ve adil yürütülmesi için talepte bulunalım"
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, mevcut medya mevzuatının, alanın ihtiyaçlarına yanıt vermediğini belirterek 21'inci yüzyıla uygun bir medya hukuku oluşturmayı amaçladıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, mevcut medya mevzuatının, alanın ihtiyaçlarına yanıt vermediğini belirterek 21'inci yüzyıla uygun bir medya hukuku oluşturmayı amaçladıklarını bildirdi.
Uçum, Çankaya Köşkü'nde basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelerek onlarla medya hukukuna ilişkin görüş alışverişinde bulundu.
Hukukun önemli bir alanını da basın hukukunun oluşturduğunu, Türkiye'de bu alanın yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Uçum, şöyle konuştu:
"Bu mevzuat, bugün medya hukuku dediğimiz alanın ihtiyaçlarına yanıt veren bir mevzuat değil. Hem çalışma işleri açısından Basın İş Kanunu önemli ölçüde eskidi, uygulanmayan birçok hükmü var, hem Basın Kanunu internet medyacılığının inanılmaz bir şekilde geliştiği; çok katmanlı, çok yönlü bir hale geldiği dönemde artık onu kavrayabilecek yeterlilikte değil. İnternet Yayıncılığı Kanunu, ihtiyaçları karşılayacak seviyede değil. Öte yandan kurumsal, kolektif medya, ortaklaşa yürütülen medya faaliyetlerinin yanı sıra artık bireysel medya dediğimiz bir medya gücü de ortaya çıktı. Bloglar, web siteleri çıktı. 21. yüzyılın bu döneminde elektronik ortamın olanakları üzerinden bireyin etkinliği, faaliyet çeşitliliği inanılmaz derecede arttı. Böyle baktığınızda aslında medyanın yeniden tanımlanmasına ihtiyaç var."
"21. yüzyılın medya hukukunu nasıl oluşturabiliriz diye kafa yoracağız"
Uçum, bireylerin internet üzerinden gündeme getirdiği bir konunun ülkenin ve dünyanın gündeminde yer bulabildiğine dikkati çekerek, "Demek ki artık medya meselesi hukuk alanında yeniden çok yönlü olarak ele alınması gereken bir olgusal gerçeklik üretmiş durumda. Biz, diğer alanlarda olduğu gibi bir medya hukuku çalışması başlatmak kararıyla böyle bir sohbet toplantısı yapmaya karar verdik." dedi.
Medya temsilcilerinden medya hukukuna ve medyanın diğer alanlarına ilişkin tespit, öneri ve görüşlerini almak amacıyla toplantının düzenlendiğini dile getiren Uçum, öneri ve görüşler doğrultusunda değerlendirme yaptıktan sonra bir "Medya Hukuku Çalışma Grubu" olarak süreci bir sonuca varıncaya kadar devam ettireceklerini anlattı. Uçum, "Sonuçta, 21. yüzyılın medya hukukunu nasıl oluşturabiliriz diye kafa yoracağız. Çalışma ilişkileri ve çeşitli medya mecralarına ilişkin, her türlü hukuki düzenleme, cevap ve düzeltme hakkının her alanda olması, sosyal medyada pozitif ifade özgürlüğünün güvence altına alınması kadar negatif ifade özgürlüğünün de güvence altına alınması için yoğun bir çaba içerisine gireceğiz." diye konuştu.
Uçum, politika kurullarının, devletin en sivil yapıları olduğunu, otoriteyi değil sivil toplumu temsil ettiğini, özgürlüklerin ele alındığı ve özgürlükler üzerine fikir üretilen bir mecra olduğunu anlattı.
Mehmet Uçum, daha sonra medya temsilcilerinin "basın özgürlüğü, basın ahlakı, iş güvenliği, basın çalışanlarının çalışma saatlerinin düzenlenmesi, sosyal medya ve haber sitelerine yönelik düzenlemeler, sarı basın kartları ve akreditasyonlar, kaynak bildirimi, tazminat ve cezalar" gibi konularda görüş ve önerilerini dinledi.
"İfade ettiğim görüşler tamamen taraftarlık reaksiyonudur"
Uçum, medya temsilcilerinin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.
Twitter hesabından Fenerbahçe maçına ilişkin yaptığı paylaşımda siyasi birini kastedip etmediğine ilişkin soru üzerine Uçum, "Ben kendimi tutkulu bir Fenerbahçe taraftarı olarak tanımlarım. Dolayısıyla Fenerbahçe ile ilgili ifade ettiğim görüşler tamamen taraftarlık reaksiyonudur." dedi. Uçum, paylaşımında sanıldığı gibi bir siyasi kişiliği veya bir bakanı kastetmediğini bildirdi.
Uçum, kurulun, Hukuk Sistemi Reformu Çalışma Grubu'nda ceza adaletine ilişkin bir çalışma yapıp yapmadıklarına ilişkin soru üzerine de 2005 yılındaki ceza kanunlarının son derece gelişmiş hukuk metinleri olduğunu ancak buna rağmen gelinen noktada gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Uçum, "Bizim ceza adalet sistemimizi daha adil hale getirmek için çalışmalara ihtiyacımız var. Ceza infaz hukuku sistemimizi de mahkumlar açısından adil, mağdurlar açısından tatminkar bir noktaya getirme ihtiyacımız var. Bu alanlara ilişkin çalışma gruplarımız var ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanlığının da infaz hukuku üzerine çalışmalar yaptığını dile getiren Uçum, "Çeşitli çevrelerde de bu çalışmalarını gözden geçirdi, Hukuk Politikaları Kuruluyla da ortak çalışmalar yaptı. Zannediyorum infaz hukukuna ilişkin bu çalışmalar, Adalet Bakanlığımızın çalışmalarının nihayetinde herhalde Meclis grupları üzerinden bir teklife de dönüşecektir ama unutmayın bu adımları atsak bile yarın yine ceza adaletini geliştirmek için, adil infaz hukuku rejimini geliştirmek için çalışmalar ve ihtiyaçlar devam edecektir. Bu sürekliliği olan bir faaliyettir." değerlendirmesini yaptı.
"Bu sürecin objektif ve adil yürütülmesi için talepte bulunalım"
Uçum, Konya'da sevgilisini darbeden kişiyi engellemek isterken bıçakla öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli Kadir Şeker'e ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Mevcut ceza kanunu açısından meşru savunma veya sınırın aşılması gibi birtakım teknik düzenlemeler var. Görünür gerçeklikle olgusal gerçeklik arasında bir fark vardır. Görünür gerçeklikte şüphelinin gösterdiği duyarlılık, vicdani yaklaşım hepimizi çok etkiledi. Hakikaten burada adil olanın gerçekleşmesini istiyoruz. Adil olan, ortaya çıkan sonucun toplum vicdanını rahatsız etmemesi. Ceza hukuku görünür gerçeklik üzerinden hüküm vermez. Hüküm vermeye elverişli gerçeklik, olgusal gerçekliktir. Böyle olduğu için de ceza hukukunda temel ilke maddi gerçeğin bütün boyutlarıyla tam olarak açığa çıkarılmasıdır. O zaman ancak biz verilen hükme adil diyebiliriz. Bu nedenle Kadir konusunda yapılan tüm yorumların, görünür gerçekliğe uygun yorumlar olduğunu ve hüküm vermeye henüz elverişli olmadığını söylüyorum. Hep birlikte bu sürecin objektif ve adil yürütülmesi için talepte bulunalım ama olgusal gerçekliğe göre verilen hükmü bekleyelim."
Güncel yasal düzenlemelerle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerinden bir değerlendirme alıp almadığına ilişkin soruya ise Uçum, bazen aktüel hukuki tartışma ve değerlendirmelere ilişkin kuruldan görüş istediğinde bu görüşleri sundukları cevabını verdi.
Uçum, kurul üyesi Burhan Kuzu'yla ilgili bir soru üzerine, kurul içinde henüz bu konuda değerlendirme yapmadıklarını belirterek, "Sonuçta bir iddia vardır, iddiadan sonra savunma gelir. İddia ve savunma sürecini tamamladıktan sonra hüküm çıkar, o yüzden peşin hüküm sözü negatiftir." diye konuştu.
"AİHM kararları ya da AYM kararlarının yerel mahkemelerde uygulanmaması ne anlama geliyor?" şeklindeki bir soru üzerine Uçum, bunun böyle olmadığını, bir bilgi eksikliğinin söz konusu olduğunu ifade etti. AİHM ve AYM kararlarının hiyerarşik kararlar değil, yönlendirici kararları olduğuna işaret eden Uçum, "Dolayısıyla AYM ve AİHM kararları sanki bir hiyerarşik merci kararları gibi algılandığı için, bazı mahkemelerin dosyayı yeniden ele alıp bu kararlarla uygun karar vermemesi sanki buna uymamak gibi anlaşılıyor. Hayır, böyle bir şey söz konusu değil. Oradaki uyma zorunluluğu dosyayı yeniden ele alma zorunluluğudur. Ele aldıktan sonra bir Yargıtay, bir istinaf gibi o kararlara bağlayıcılığı üzerinden hareket etme zorunluluğu yoktur." değerlendirmesini yaptı.