Medyada Algı Yönetimine Akademik Bakış
Gaziantep Üniversitesi’nde ’Medyada Algı Yönetimi’ konulu panel düzenlendi.
Gaziantep Üniversitesi'nde 'Medyada Algı Yönetimi' konulu panel düzenlendi.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından 'Medyada Algı Yönetimi' konulu panel Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonunda düzenlendi. Moderatörlüğünü KADEM Gaziantep Yönetim Kurulu Üyesi Sabiha Doğan'ın yaptığı panele Gazeteci-Yazar Fadime Özkan ve Yıldıray Oğur panelist olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, sıkıntılı bir noktaya gelen medyanın artık biraz daha irtifa alması, daha yukarıya çıkması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Coşkun, "Medyadaki seviyenin giderek aşağı çekilmesi ülkenin barış iklimine de zarar veriyor. O itibarla da full muhalefet, birbirini destekleme gibi bir noktada olmamalı. Medya temel olarak bir anlayış olarak bir muhalefet kokusu vardır. Ama bunu ilkesel, etik zeminin içerisinde toplum huzuruna ve barışına hizmet edecek şekilde söylenmesi ve bunların bu şekilde ele alınması gereği vardır. Bir iktidarın aracı veya muhalefetin aracı olarak medyanın bunlardan daha bağımsız, daha özgür, doğruları söyleyen bir noktada olması gerektiğini hep söylüyoruz" dedi.
GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cahit Bağcı ise "Kadın ve demokrasi olmazsa olmazlarımızdan. Üniversite olarak olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi de topluma öncülük etmek. Bu da sivil toplum örgütleriyle birlikte olur. Her zaman sivil toplum örgütlerinin önünde olmamız, lokomotif olmamız lazım ki üniversite olarak üniversal kavramını dolduralım" diye konuştu.
MEDYADA KADINA ŞİDDET
Medyada şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili haberlerden bahseden KADEM Gaziantep Temsilcisi Esra Ercan, "Kadın ve Demokrasi Derneği olduğumuz için öncelikle kadına şiddet konularımızın başında yer alıyor. Haberler aktarılırken kullanılan dilin önemine dikkat çekmek istiyorum. Kadına yönelik şiddet haberleri aktarırken hedef kitlesini göz önünde bulundurarak ciddi anlamda problemler olduğunu gözlemliyoruz. Ölümle sonuçlanan kadına şiddet vakalarının ince detayına kadar işlenerek toplumsal algının bu yöne kanalize edildiğini ve bu şekilde yapılan bir habercilik anlayışını kabul edemiyoruz. Medyanın kullandığı dilin kurduğu nedensellik bağının mağduru mu yoksa faili mi odak noktası haline getirildiğinin haberlerin sunuş biçiminin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
MEDYADA ALGI YÖNETİMİ
KADEM Gaziantep Yönetim Kurulu Üyesi Sabiha Doğan da medyada algının olumsuz, olmayan şeyi olmuş gibi veya bilginin yanlış aktarımı şeklinde yapılan bir operasyon şeklinde yansımakta olduğunu ifade etti. Doğan, "Medyada algı operasyonları veya algı yönetimi kavram olarak çok eskiye dayanmasa da günümüzde yoğun bir şekilde kullanıldığı, post modern dünyanın artık savaş teknikleri içerisinde en başta yer aldığını gözlemlemekteyiz" dedi.
Medyanın fonksiyonel olarak bir haberi, olayı haberleştirip kamuoyuna yansıtırken uyması gereken bazı temel haber ilkeleri olduğunu aktaran Gazeteci-Yazar Fadime Özkan, "5N 1K dediğimiz o olayı doğru tanımlayan, boşluk bırakmayan haberin temel kaidesi bu beş soruda yatar. Ama, bu beş sorunun yetmediği ya da bu beş sorunun cevabının değiştirildiği, anlam değişikliğine uğratıldığı dolayısıyla o gerçeğin bir değişikliğe uğratıldığı başka bir süreç yaşanıyor. Türkiye bunu aslında hep yaşadı. Modern ve post modern dönemlerde bu çok daha sistematik olarak uygulandı. İlk algı olarak da aslında algı yönetimi denilen şeyin çok negatif arka planı var. Hepimizde yarattığı duygu bu. Bizden bir şeyler gizleniyor ve gerçek olmayan bir şey gösteriliyor duygusu da işte bu algı yönetimi kavramının geçtiği konularla ilgili yaşadığımız tecrübeden kaynaklı Türkiye toplumu vatandaşları olarak" şeklinde konuştu.
"REFERANS MARKA YOK"
Medya sektörünün dünya çapında bir sektör olduğunu ancak gazetecilik, televizyonculuk ve sinema sektörlerinde Türkiye'nin çok iyi durumda olmadığını belirten Gazeteci-Yazar Yıldıray Oğur, "Referans alacak markamız yok. Şu anda dünyanın en önemli gündem maddesi bu şehrin etrafındaki olan bitenler. Ama bu şehirde olan biten pek çok önemli haberi biz İngiliz gazetelerinden okuyoruz. Çünkü, çok daha iyi yapıyorlar. Türk medyasından buralara gelip kamplarda gezip doğru düzgün haberler yapan tek tük" diye konuştu. Medyanın kendisinin zaten bir algı yönetimi olduğunun söyleyen Oğur, "Bu kaçınılmaz bir sonuç. Neden böyle bir sektör var? Niye bir gazete çıkıyor, niye insanlar haber yapmaya çalışıyor. Kimin için, hangi haberleri, ne kadarını keserek? Çünkü dünyada bir sürü şey oluyor. Niye bu haberleri yapıyoruz? Niye şu tarafından, o fotoğrafla, o başlıkla görüyoruz? Bunların tamamı aslında tabi ki bir takım etik sınırları var. İyi yapanları, kötü yapanlar var. Bir takım kuralları var. Bunların hepsi nereden fotoğraf çektiğinden başlayarak haberi nereden gördüğünden, kamerayı nereden, kime doğru tuttuğundan nereyi vermek istediğine kadar hepsi siyaset aslında bir algı ve sana bağlı bunlar. Bunu çok amatörce yapabilirsin çok göze batar, çok propaganda olur. Çok profesyonelce yapabilirsin çok tarafsız görünür ama hala algı yönetimidir ve çok başarılı bir algı yönetimidir" dedi. - GAZİANTEP