FETÖ'nün 'H' Harfi Oyunu: Asıl Adı 'Fetullah' Ama 'Fethullah'ı Kullanmış
Meclis'in FETÖ raporunda, "Gülen'in kayıtlardaki isminin 'Fetullah' olduğu, ancak 'Allah'ın fethi' anlamına gelen 'Fethullah' ismini kullandığı, bununla, Türkiye ve dünyada dini fenomen haline gelmeyi hedeflediği ifade edildi.
TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporunda, örgüt elebaşı Gülen'in ismi üzerinden yapılan tespit dikkat çekti. Raporda, Gülen'in Fetullah olan adını Fethullah şeklinde kullandığı yer aldı ve şöyle denildi. "FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporunda 'H' tespiti. Bu durum örgütün ikiyüzlü, istismarcı ve pragmatist tavrının ilk örneklerinden biridir" "Gülen'in kayıtlardaki ismi 'Fethullah' değil 'Fetullah' olarak geçmektedir. 'Fethullah', 'Allah'ın fethi' demektir. Bu kullanımla, önce Türkiye'ye ardından da tüm dünyaya yayılacak 'fetih' hareketi için dini fenomen haline gelmenin hedeflendiği anlaşılmaktadır"
ÖRGÜTÜN TEMELLERİ 1962-63'TE ATILDI
Raporda, Fetullah Gülen'in, 1962-1963'te Erzurum Komünizmle Mücadele Derneğinin kurucuları arasında yer aldığı belirtilerek, "Yurt dışı bağlantılarla ilk temasının bu dernek vasıtasıyla gerçekleştiği ve örgütün temellerinin bu süreçte atıldığı kuvvetle muhtemel." ifadesine yer verildi.
Komisyon raporunda, dinlenilen kişilere yer verildi. AK Parti Bursa Milletvekili, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ümit Dündar, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, eski Genelkurmay Başkanları Hilmi Özkök, Işık Koşaner ve İlker Başbuğ, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Gazeteciler Fehmi Koru, Nedim Şener, Hüseyin Gülerce, Kahraman Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, eski MİT Müsteşarı Emre Taner, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın da aralarında bulunduğu kişiler ile asker ve sivil gazilerin bilgisine başvuruldu.
Komisyon, 15-16 Temmuz tarihlerinde darbenin bastırılmasında aktif rol üstlenen güvenlik birimlerini ziyaret etti, yerinde incelemeler yaptı.
Bu kapsamda; Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğüne, 15 Temmuz gecesi bombalanan TÜRKSAT A.Ş. Genel Müdürlüğüne, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne, İstanbul Büyükşehir Belediyesine, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na çalışma ziyaretinde bulundu.
Atatürk Havalimanı'nda incelemelerde bulunan komisyon, 15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı uçuş kulesi, apron ve terminallerinde yaşananları; İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Ulutaş, Atatürk Havalimanı Emniyet Müdürü Emre Erdoğan, kule yetkilileri, özel harekat polis amiri, dış hatlar amiri ve diğer görevli memurlardan dinledi.
Komisyon, Dalaman Havalimanı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasından sonra FETÖ mensubu askerlerin geldiği Grand Yazıcı Turban Otel'de incelemelerde bulundu.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu 4 Ekim 2016-22 aralık 2016 tarihleri arasında toplam 22 toplantı gerçekleştirdi. Komisyon toplam 142 saat 22 dakika çalıştı.
FETÖ NASIL ORTAYA ÇIKTI VE GELİŞTİ?
Raporda, Fethullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY) ortaya çıkışı, gelişimi ve yapısına yer verildi.
Başından beri radikal görünmekten ve hatta klasik dini hareket olarak algılanmaktan kaçınarak "farklı, zararsız ve ılımlı" görüntü sergilemek isteyen örgütün, hiçbir zaman tamamen dini hareket olarak algılanmak istemediği belirtilen raporda, "Örgütün kendini isimlendirme tercihlerindeki bu bilinçli ve kolektif tutum dahi, bu yapılanmanın sosyolojik süreçlerin doğal akışıyla ortaya çıkan ve gelişen sivil toplum hareketi değil, başından beri gizli hedefler için organize ve devamında ise terörize olan bir örgüt olduğunu göstermektedir." görüşüne yer verildi.
Raporda, örgütün kurucusu ve lideri Fetullah Gülen'in 27 Nisan 1941 tarihinde Erzurum'un Pasinler ilçesinin Korucuk köyünde doğduğu, Gülen'in babası Ramiz Gülen'in cami imamı, annesi Refia Gülen'in ise ev hanımı olduğu belirtildi.
Örgüt hakkında dikkat çeken hususların en başta, Gülen'in isminden başladığı ifade edilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Gülen'in nüfus kayıtlarındaki ismi 'Fethullah' değil 'Fetullah' olarak geçmektedir. İki kelime arasındaki 'h' farkı, ince ve önemli bir nüans oluşturmaktadır: 'Fethullah' tercihi sayesinde Gülen, her mecrada ismi 'feth' yani 'fetih' içeren dini lider olarak anılmakta ve telaffuz edilmektedir; 'fethullah', 'Allah'ın fethi' demektir. Bu kullanımla daha en başından, örgüt liderinin isminden başlayarak, daha sonra büyüyecek ve önce Türkiye'ye ardından da tüm dünyaya yayılacak 'fetih' hareketi için bu isim üzerinden manevi ve kutsal işaret, sırlı bir keramet ve kudsiyet algısı yaratılarak 'dini fenomen' haline gelmenin hedeflendiği anlaşılmaktadır."
DOĞUM TARİHİNİ DEĞİŞTİRDİ
Raporda, Gülen'in vaiz sıfatıyla memur olmaya yaşı yetmediği için 1942 olan doğum tarihini 1941 olarak düzelttirdiği bildirildi.
Fetullah Gülen'in, gerek takipçilerinde gerekse kamuoyundaki yaygın düşüncenin aksine, Nurculuk Hareketinin kurucusu Said Nursi ile tanışmadığı ve hiç görüşmediği belirtilerek, "Bu durum örgütün dışa başka, içe başka, ikiyüzlü, istismarcı ve pragmatist tavrının ilk örneklerinden biridir." ifadelerine yer verildi.
Raporda, Fetullah Gülen tarafından örgütün kuruluşu ve çekirdek kadrosunun oluşturulmasının; 1966 yılında İzmir Kestanepazarı'ndaki İmam-Hatip Derneği ve İlahiyat Öğrenci Yetiştirme Derneğine ait olan Kur'an Kursu'nda öğreticilik ve yine aynı derneğe ait olan öğrenci yurdunda müdürlük yaptığı dönemde olduğu vurgulandı.
Örgütün ilk aşamada "ışık evleri" denilen öğrenci evleri açtığı belirtilen raporda, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonraki ikinci aşamada, örgüt için okullaşma ve kurumsallaşmanın başladığı ve büyük bir hızla yayıldığı aşama olduğuna işaret edildi. Üçüncü aşamanın, 28 Şubat 1997 postmodern darbe vakasından sonra başladığı, bu aşamada Gülen'in 1999 yılında sağlık sorunlarını bahane ederek yurt dışına kaçtığı ve ABD'ye yerleştiği bildirildi.
"ILIMLI İSLAM PROEJESİ ARACI OLARAK KULLANILDI"
Raporda, FETÖ'nün, küresel güç odaklarının menfaatleri doğrultusunda ılımlı İslam şeklinde formüle edilen siyasi projenin aracı olarak kullanıldığı vurgulandı.
Gerek takipçilerine gerekse de dindar insanlara, "İslami düşünceyi yayma ve İslam'a hizmet etme niyet ve gayretinde olduğu" izlenimi vermeye çalışan Fetullah Gülen'in, siyasetten azade bir sahte tavırla siyasetin merkezinde olmayı başardığı ve bunun her türlü nimet ve getirilerinden sonuna kadar istifade ettiği aktarıldı.
Raporda, örgütün 1970 yılı öncesi kuruluş dönemine ve Fetullah Gülen'in yıllara göre hangi illerde görev yaptığı bilgilerine de yer verildi.
Gülen'in Erzurum'da kaldığı 1962-1963 yıllarında, Erzurum Komünizmle Mücadele Derneğinin kurucuları arasında yer aldığı ve dernekte aktif olarak görev yaptığı, yurt dışı bağlantılarla ilk temasının da bu dernek vasıtasıyla gerçekleştiği ve örgütün temellerinin bu süreçte atıldığının kuvvetle muhtemel olduğu bildirildi.
Raporda, Gülen'in 1971 yılı aralık ayında göreve başladığı İzmir'de, valiliğin şifahi emirleriyle 15 ocak 1972'den itibaren ikinci bir iş'ara kadar vaazdan menedildiği, ancak Gülen'de "nöroloji" teşhis eden Doç. Dr. Ahmet Satoğlu görüşmeyi yasak ettiğinden, bu emri kendisine tebliğ etmenin mümkün olmadığı ifade edildi.
Önceleri Yeni Asya Grubu içerisinde yer alan Fetullah Gülen, 1970'li yıllardan sonra İzmir'de görev yaptığı dönemde çekirdek kadrosunu oluşturmaya ve müstakil olarak hareket etmeye başladığına değinilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
"Faaliyetlerini ergenlik ve ilk gençlik dönemlerinde olan öğrenci ve gençler üzerinde yoğunlaştırmış, teyp ve video kasetlerine çekilen vaaz ve konuşmaları, sohbet toplantıları ve özellikle yaz kamplarında görüşlerini ulaştırdığı kişilerden bir sempatizan, taraftar ve takipçi-müntesip grubu oluşturarak, kendi adı ile anılan cemaatini kurmuştur. Günümüzde FETÖ'nün 'üst düzey abileri' olarak nitelendirilen Mustafa Özcan, Abdullah Aymaz, İsmail Büyükçelebi ve İlhan İşbilen, bu dönemde Gülen'in ilk öğrencileri arasında, yani çekirdek kadroda yer almışlardır."
"ÇARŞAFTAN BAŞÖRTÜSÜ TEFERRUATTIR NOKTASINA GELDİ"
Raporda, 1970'li yıllarda Fetullah Gülen'in kadınlara çarşaf giydirilmesi ve peçe takılması yönünde tavsiyeler verirken, yıllar sonra "başörtüsü füruattır" noktasına gelmesinin dikkat çekici olduğu vurgulandı.
Fetullah Gülen ve örgütün çekirdek kadrosunun İzmir'de kurduğu "ışık evleri" sayısının 1977 yılında 60-70 civarına ulaştığı, örgütün bu evlere öğrenci temin ederken "köylü çocuklarının eğitimde eşit pay sahibi olamadıkları ve bu nedenle Anadolu çocuklarına eğitim konusunda yardımcı olmaları fikrini" telkin ettiği kaydedildi.