MEB "Endüstride 4. Devrimi" Masaya Yatırdı
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, bakanlığın temel hedeflerinden birinin, mesleki eğitim sisteminin bugünün bilgi ve teknolojisi ile uyumlu hale getirilmesi, sanayinin dijitalleştirilmesi ve yüksek teknolojiyle donatılması olan, 4. Sanayi Devrimi olarak nitelendirilen yüksek nitelikli insan gücüne talebin artırılmasına cevap vermek olduğunu bildirdi.
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, bakanlığın temel hedeflerinden birinin, mesleki eğitim sisteminin bugünün bilgi ve teknolojisi ile uyumlu hale getirilmesi, sanayinin dijitalleştirilmesi ve yüksek teknolojiyle donatılması olan, 4. Sanayi Devrimi olarak nitelendirilen yüksek nitelikli insan gücüne talebin artırılmasına cevap vermek olduğunu bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Ankara Sanayi Odası (ASO) işbirliğiyle ASORA Ticaret Merkezi'nde, daha verimli ve güvenli üretim için dijital dönüşüm temalı "Endüstri 4.0" paneli düzenlendi.
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, panelin açılışındaki konuşmasında, 2023, 2071 gibi iddialı hedefleri bulunan Türkiye'nin teknoloji oyununda yer alması gerektiğine işaret etti.
Geç kalmadan yeni bir stratejinin belirlenmesinin ve bu stratejiyle küresel ihtiyaçlara cevap verecek ürün ve hizmetlerin üretilmesi gerektiğine işaret eden Erdem, "İnovasyon ve yaratıcılık konusunda Türkiye'nin genç nüfusunun harekete geçirilmesi gerekiyor." dedi.
Örgün eğitimde 18 milyon, yaygın eğitimde 8 milyon olmak üzere 26 milyon gibi dünyada birçok ülkenin nüfusundan büyük bir sayıya eğitim verdiklerini aktaran Erdem, ayrıca 800 bin dolayında Suriyeli öğrencinin bulunduğunu ve bunları da hızla eğitime almaya çalıştıklarını anlattı.
Orhan Erdem, MEB olarak öncelikle milli manevi değerleri yüksek, daha sonra bilime açık, ruh beden sağlığı güçlü muhakeme edebilen, sorgulayabilen gençleri yetiştirmeye çalıştıklarını ifade etti.
Yeni dünyanın işgal modellerinin çok farklılaştığına dikkati çeken Erdem, "15 Temmuz'da bunun bir örneğini yaşadık. MEB olarak çok eleştiri alan bir kurumuz ama gençlerimizin bu noktada iyi yetiştiğini de gördük. Her görüşten her partiden insanlar o gece bir vücut oldu ve büyük bir tehlikeyi atlatmış olduk." değerlendirmesini yaptı.
Hükümetin mesleki ve teknik eğitimi, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli ayaklarından biri olarak gördüğünü ve çalışmalarını da bu doğrultuda yürüttüğüne belirten Erdem, bu alandaki çalışmaları ilgili paydaşlarla birlikte yürüttüklerini vurguladı.
Erdem, "Sektörün arzuladığı nitelikli iş gücünü yetiştirmek hem de gençlerin istihdam edilebilirliğini kolaylaştırmak için son yıllarda mesleki ve teknik eğitimde yapılan yenilikler, okulların kalitesi ve öğrencilerin bilgi beceri düzeylerinin yükseltilmesi hedeflerimiz arasındadır." diye konuştu.
Bu kapsamda mesleki ve teknik eğitimle ilgili bir kanun tasarısının bulunduğunu anımsatan Erdem, "Yapılan çalışmalarda temel hedeflerimizin en önemlilerinden birisi mesleki eğitim sistemimizin günümüz bilgi ve teknolojisi ile uyumlu hale getirilmesi, sanayinin dijitalleştirilmesi ve yüksek teknolojiyle donatılması olan 4. Sanayi devrimi olarak nitelendirilen endüstri 4.0 gibi yüksek nitelikli insan gücüne olan talebin arttırılmasına cevap vermektir." ifadesini kullandı.
MEB'e de bu konuda büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Erdem, bu kapsamda son yıllarda eğitimde kullanılan teknolojinin altyapısını güçlendirme konusunda çok büyük yatırımlar yaptıklarını ve yapmaya da devam etiklerine değindi.
Özellikle mesleki ve teknik eğitimden mezun öğrencilerin endüstri 4.0'ın talep ettiği niteliklere sahip olması gerektiğinin farkında olduklarını, bunu çok önemsediklerini belirten Erdem, bu doğrultuda eğitim ve öğretim programlarını ve donanımları güçlendirmeye çalıştıklarını kaydetti.
"Beceri açığını kapatmak sınai politikalarımızın temel amacı olmalıdır"
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ise işgücü piyasasında arz-talep uyuşmazlığı olduğuna dikkati çekerek, üniversite ya da meslek yüksekokul mezunlarının iş bulamadığını söyledi.
Sanayicilerin ihtiyaçlarına uygun niteliklerde eleman bulamamaktan yakındıklarını aktaran Özdebir, şöyle devam etti:
"Sanayiciler, üniversitelerin hem de mesleki eğitim veren okulların ihtiyaçlarına cevap verecek donanımda mezunlar yetiştiremediklerini söylüyorlar. Bunun temel nedeni, günümüz küresel rekabet ortamında sanayinin ihtiyaçlarının hızla değişmesi ve okulların eğitim programlarının gelişmeleri geriden takip etmesi. Diğer yandan iş yerleri işe aldıkları elemanları eğitmenin maliyetlerine katlanmak istemiyorlar. Bu maliyetlere katlansalar bile eğitim görmüş elemanları ellerinde tutabileceklerinden emin değiller."
Özdebir, yüksek katma değerin, bilgi ve teknoloji yoğun mal üretilen sektörlerde gerçekleştiğine işaret ederek, bu sektörlerin, temel bilimler ve matematik donanımlı, el becerileri gelişmiş, değişen koşullara uyum sağlayabilen yaratıcı bireyler istediğine değindi.
Türkiye'nin, küresel yetenek rekabetçiliğinde 109 ülke arasında 63'üncü sırada yer aldığını belirten Özdebir, "Görüldüğü gibi beceri ve yetenek açığımız önemli boyutlardadır. Bu beceri açığını kapatmak sınai politikalarımızın temel amacı olmalıdır. Biz (Okul Sanayi Eğitim Programı) OSEP projesini bu amaçla başlatıp ASO Teknik kolejini bu amaçla kurduk. Çıraklık eğitiminin zorunlu eğitim kapsamına alınması da bu yönde atılmış çok önemli bir adımdır." ifadesini kullandı.
Özdebir, dünyada ise yeni bir sanayi devrimi yaşandığını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu devrime 'Endüstri 4.0' deniyor. Bu devrim, değer zinciri organizasyonunda kullanılmaya başlanan yeni teknolojileri ve yeni kavramları anlatmak için kullanılıyor. Endüstri 4.0'da bilgisayarlar internet üzerinden birbirine bağlanarak akıllı fabrikaların oluşturulması hedefleniyor. Bu akıllı fabrikalarda bilgisayarlar, üretim süreçlerini sürekli denetlemekte, makinelerin bakım ve onarım programlarını düzenlemektedir. Satış yerlerindeki bilgisayarlar ile kurdukları iletişim sayesinde yeni siparişlere göre üretim miktarını ayarlıyor ve fabrikadaki insanların aldıkları kararların uygunluğunu denetleyerek gerekirse uyarılarda bulunuyorlar. Birbirleriyle bağlananlar sadece fabrikalar da değil. Evler, arabalar, hastaneler deki bilgisayarlar da internet üzerinden birbirleriyle sürekli iletişim içinde insanlara yardımcı oluyor, karar alma süreçlerini kolaylaştırıyor. Bu günlerde sayılarının 15 milyar olduğu tahmin edilen birbirleriyle iletişimdeki cihaz sayısının 2020'de 50 milyara yükseleceği tahmin ediliyor. Bütün bu gelişmelerin bizleri doğrudan ilgilendirmeyeceği ve etkilemeyeceğini düşünmek büyük bir hata olur. Çünkü geleceğin dünyası Endüstri 4.0 ile şekilleniyor ve geleceğin kurallarını koyuyor."
"Burada genel koordinasyon sizde"
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ercan Demirci, kamu ve özel sektörün özellikle endüstrinin dijitalleştirilmesiyle ilgili bir hedefin içinde olduklarına işaret etti.
Bakanlık olarak mesleki eğitimi eğitim dünyasının lokomotifi kılma konusunda tüm merkez ve taşra teşkilatının büyük bir kararlılık içinde olduğunu belirten Demirci, "Bu kararlılığımızı gerçekleştirmek konusunda da sektörle işbirliğinin ötesinde sektörün koordinasyonunda bu sonuca gideceğimizin farkındayız. Aramızdaki ilişki, bir organizasyon ilişkisi değil, sizin bizi organize edeceğiniz veya bizim sizi organize edeceğimiz bir ilişki değil, aramızdaki ilişki koordinasyon ilişkisi ve burada genel koordinasyon sizde. Biz sizin koordinenizde sizin ihtiyaç duyduğunuz insan kaynağını üretme konusunda kamunun bize yüklediği sorumluluğun farkındayız. Bu nedenle bizi bize bırakmamanızı istirham ediyorum. Çünkü biz sizi size bırakmayacağız." diye konuştu.
Meslek lisesi oranında yeni hedef yüzde yüzde 60
Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Osman Nuri Gülay da ülke genelinde 3 bin 291 okulda 135 binin üzerinde öğretmenle 1 milyon 754 bin 539 meslek lisesi öğrencisinin 53 alanda 205 dalda meslek eğitimi aldığını anlattı.
Mesleki ve teknik öğrencilerinin genel ortaöğretim içindeki payının yüzde 44 dolayında olduğunu bildiren Gülay, bir başka deyişle liseye giden
her 100 öğrenciden 44'ünün meslek liselerini tercih ettiğini aktardı.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın talimatıyla meslek liselerinin payının 2023'e kadar yüzde 60'a çıkarma hedefi koyduklarına işaret eden Gülay, bu süreçte iş dünyasının istediği nitelikli iş gücünü ve uluslararası teknolojiyi bilen usta yetiştirmeyi amaçladıklarını dile getirdi.
Gülay, sektörle işbirliği yapmaya büyük önem verdiklerini, bu amaçla çeşitli illerde istişare toplantıları yaptıklarını, bakanlıkta oluşturulan komisyonla da bu konuda önemli kararlar alındığını belirtti.
Bu kapsamda, çıraklık eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmasına ilişkin bir yasa tasarısı hazırlandığını anımsatan Gülay, bu eğitimin sonunda öğrencilere iş yeri açma belgesinin de verileceğini ifade etti.
Öğretmenlerin bilgi ve deneyimli yetişmesinin de önemine işaret eden Gülay, meslek lisesi öğretmenlerinin fark derslerini vererek mühendislik unvanı alabileceklerini bildirdi.
OSB'ler dışındaki özel meslek liselerine de teşvik verileceğini hatırlatan Gülay, gerekli müfredat düzenlemelerini de yaptıklarını söyledi.
Gülay, endüstride 4. devrimin gerisinde kalmamak için çalıştıklarını vurgulayarak, bu devrim gerçekleştiğinde yeni bir sistemin hayata gireceğini, veri depolama, süper bilgisayarlar, gelişmiş algoritmalar, dijital sağlık, üç boyutlu sistemler gibi teknolojilerin daha da çok kullanılır hale geleceğini kaydetti.