Mazlumların Acılarını Paylaşmak İnancımızın Bir Gereği"
(AA) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İçişleri Komisyon Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, "Bütün dünyadaki mazlumların acılarını, sorunlarını, üzüntülerini hangi dinden olursa olsun paylaşmak inancımızın bir gereğidir.
ANKARA - (AA) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İçişleri Komisyon Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, "Bütün dünyadaki mazlumların acılarını, sorunlarını, üzüntülerini hangi dinden olursa olsun paylaşmak inancımızın bir gereğidir." dedi.
Uluslararası Mülteci Araştırmaları Merkezinin (UMAM) İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü iş birliğinde düzenlediği "Uluslararası Kuruluşların İnsani Yardım Faaliyetleri: Mevzuat Bilgilendirme Toplantısı" Ankara'da yapıldı.
Toplantının açılışında TBMM İçişleri Komisyon Başkanı Güvenç, UMAM Başkanı Mustafa Ekinci, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Sinan Yıldız ve MEB Hayat Boyu Öğrenim Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül birer konuşma yaptı.
TBMM İçişleri Komisyon Başkanı Güvenç, göçün bütün dünyanın sorunu olduğunu belirtti.
Türkiye'nin hem geçmişte hem de şu anda göç dalgalarından etkilendiğini anlatan Güvenç, Türkiye'de 190 ülkeden 4,7 milyon göçmen yaşadığını aktardı
Türkiye'nin barındırdığı mültecilere yönelik yardım faaliyetlerine ilişkin Güvenç, "Dünya zaman zaman görmezden gelmeye çalışsa da Türkiye bu konuda bir destan yazıyor." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mazluma sahip çıkmayı insan olmanın birinci unsuru kabul ettiğini kaydeden Güvenç, Türk halkının da göçmenleri kardeşi gibi görerek bağrına bastığını anlattı.
Güvenç, "Bütün dünyadaki mazlumların acılarını, sorunlarını, üzüntülerini hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun paylaşmak inancımızın bir gereğidir." dedi.
"Uluslararası kuruluşlar mültecilere yardımda Türkiye'yle koordineli çalışmalı"
UMAM Başkanı Ekinci de Türkiye'nin geçmişte de hem Balkanlardan hem de Ortadoğu'dan gelen mültecilere yönelik başarılı politikalar izlediğini vurguladı.
Türkiye'de bulunan yaklaşık 3,6 milyon Suriyeliye ilişkin ise Ekinci, "Uluslararası kuruluşların mültecilere yardım konusunda Türkiye ile koordineli çalışması, sığınmacıların daha iyi servis ve hizmet almasına katkı sağlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
İnsani yardım faaliyetlerinde resmi kurumlarla sivil toplum kuruluşları arasındaki koordinasyonun önemine değinen Ekinci, "Kaynakların kullanımında ve program yürütülmesinde şeffaflık, gözetilebilirlik, hesap verilebilirlik ilkelerinin de gerçek anlamda işlemesine de yol açacaktır." ifadelerini kullandı.
"Uluslararası toplumun desteği yetersiz"
Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Yıldız da dünyada mültecilere yardım faaliyetlerinde en başarılı uygulamayı Türkiye'nin sergilediğini vurguladı.
Uluslararası arenada Türkiye'ye gelen Suriyeliler konusundaki yük paylaşımına ilişkin Yıldız, "Uluslararası toplumun bu anlamda yük paylaşımı ilkesi çerçevesinde sağladığı desteklerin yeterli olduğunu söylemek mümkün değil." dedi.
Türkiye'nin birçok ülkeye yardım yaptığını söyleyen Yıldız, "Bu faaliyetler, vakıf medeniyetimizin bir unsuru olarak da önemli bir husus, kültürümüzün de bir gereği." ifadelerini kullandı.
MEB Hayat Boyu Öğrenim Genel Müdürü Gül de Türkiye'ye gelen Suriyelilere yönelik insani yardımla başlayan sürecin daha sonra eğitim ve sağlık gibi birçok alanı kapsayacak şekilde genişlediğini vurguladı.
Suriyelilerin eğitimi için kültürler arası diyalog çerçevesinde 30 bine yakın öğretmenin eğitimden geçirildiğini söyleyen Gül, "(Suriyelilerin) Eğitim hakkını en sorunsuz şekilde alabilmeleri için büyük fedakarlıklar yapılıyor." ifadelerini kullandı.
Gül, Suriyelilere kamplarda ve bulundukları şehirdeki okullarda eğitim verildiği anlattı.