Masonlar Nevşehir'de Bir Araya Geldi
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası (HKMBL) Büyük Üstadı Ömer Köker, Ermeni meselesi konusunda olaya tek taraflı bakılmasının yanlış olduğunu belirterek, “Ortaya çıkan sonuç her iki taraf içinde üzücüdür ama meseleyi tek taraflı olarak ele almamak lazım. Türkler’in çektiği acılar belki çok daha fazladır” dedi.
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası (HKMBL) Büyük Üstadı Ömer Köker, Ermeni meselesi konusunda olaya tek taraflı bakılmasının yanlış olduğunu belirterek, "Ortaya çıkan sonuç her iki taraf içinde üzücüdür ama meseleyi tek taraflı olarak ele almamak lazım. Türkler'in çektiği acılar belki çok daha fazladır" dedi.
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Büyük Üstadı Ömer Köker, bu yıl "Anadolu'ya Dönüş" başlığı altında Nevşehir'de düzenlenen Büyük Buluşma ve 4. Masonluk Sempozyumu ile ilgili gazetecilere bilgiler verdi. Köker, Türkiye'nin yanı sıra çeşitli ülkelerden davetlilerin katılımı ile gerçekleştirilen sempozyumun Kapadokya'da yapılmasının sebebinin yörenin binlerce yıldır pek çok medeniyete ev sahipliği yapması ve zengin bir hoşgörü merkezi olmasından kaynaklandığını ifade etti. Bu engin kaynaktan esinlenerek ve beslenerek tüm insanlar arasındaki sevginin, toleransın ve kardeşliğin tesisine destek olmayı dilediklerini söyleyen Köker, "Anadolu'daki inançların ve masonluğun temellerinin araştırılması söz konusu. Masonluğun temellerine baktığınız zaman kökü ta kadim Mısır'a dayanıyor. Anadolu'da Ahi Evranlar ile devam ederek bu prensipler çerçevesinde batıya yayılıyor. Anadolu kültürlerin üst üste yığıldığı bir bölge. Bu bölge bütün inançların, bütün barışa susamış insanların yüzyıllardan beri yaşadıkları bir bölge. Barışı arayan insanların bölgesi burası. Barışı bulamamışlar şimdiye kadar ama bundan sonra bulunabilmesi için neler yapılması lazım geldiyse onların yapılması konusunda çaba gösterilmesinin öngörülmesini düşünüyoruz. Laik ve aydınlık görüşlü insanlar olarak bu bölgenin halkının barışa hizmet etmesinin hem de bu bölgenin bir lider ülkeyi, Türkiye'yi ortaya çıkarmasını ve Türkiye'nin bu konuda bütün bölgeye liderlik yapması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
ÇANAKKALE ZAFERİ'NİN 100. YILI
100. yılı anılan Çanakkale Savaşları'na da değinen Köker, "Tabi bu konuda bu günlerde 100. yılı olması dolayısıyla Çanakkale Savaşları çok önemli. Genelde bizim tarihimizde hep Çanakkale Savaşları 18-19 Mart denizden geçilememe noktasında bırakılır. Halbuki bizim için önemli olan aynı zamanda kara savaşlarıdır. Kara savaşının yarattığı barış düşüncesidir. Çünkü bu savaşlar Anadolu'nun bir anavatan olarak Türkler tarafının kabulünü doğuran bir savaştır. 1699'dan bu yana hep yenile yenile gelen ve Osmanlı'nın kendine olan güvenini kaybettiği süreç içerisinde Çanakkale Savaşları Osmanlı'nın kendine olan güvenini sağladığı savaşlardır. Bu savaşlarla Anadolu bir anavatan olarak belirlenmiştir. Bu savaşlar Mustafa Kemal'i çıkarmıştır ve Mustafa Kemal'de Kurtuluş Savaşı'nı kazanırken ya da başlatırken Anafartalar kahramanı olarak çıkmıştır ve orada pekiştirdiği liderliğini de Anadolu'da da sürdürmüştür. Aynı zamanda Nisan ayı bizim için çok önemli bir aydır. Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının alt yapısını oluşturan TBMM'nin 1920 yılında açıldığı ve o temel üzerine kurulan laik Türkiye'nin gelişiminin sağlanması noktasında bize rehberlik eden kalkış noktası olarak bulunan bir gündür bu tarih. Gelinen nokta itibariyle geleceğimize, geleceğimiz olan çocuklarımıza aydınlık bir Türkiye bırakabilmemiz için bu günlerde genel olarak herkesin çalışması lazım geldiğini, tarihin akışını geriye çevirmeden gelecek günlerin bütün Türk halkı için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz" diye konuştu.
ERMENİ İDDİALARI
Köker, 1915 olayları ile ilgili olarak soykırım iddialarının ise tek taraflı olarak ele alınmasının yanlış sonuçlar çıkartabileceğini kaydetti. O dönemde yaşananların ortaya çıkartılabilmesi için İngiliz arşivlerinin de açılması gerektiğini vurgulayan Köker, "İnsanın acı çektiği her yer kabul edilemez noktadır. Burada çekilen acıları değerlendirirken tek taraflı olarak hareket etmemek lazım. Türkler'den de, Anadolu halkından da çok fazla kayıplar olmuştur. Eğer siz bir proje ortaya koyuyorsanız bu projenin her iki tarafının da olması lazım. Her iki tarafın çektiği acıları, üzüntüleri değerlendirirken tek taraflı düşündüğünüzde bir yere varamazsınız bugün olduğu gibi. Biz Türkler olarak diyoruz ki; sadece bir tarafın çektiği acılara dünya bakmasın, Türkler'in çektiği acıları da değerlendirsinler. Bir de yıllardan beri düşünülen Anadolu'da beraber yaşadığımız bu halkın neden tam Çanakkale Savaşları başladığı sırada, Çanakkale'nin geçilemez olduğunun ortaya çıktığı bir noktada ve kara savaşlarının 25 Nisan tarihinden bir gün önce İngilizler'in tahriki ile neden başladığının bir sorgulanması lazım. Bu konuda İngiliz arşivlerinin açılmasının lazım geldiğini düşünüyoruz. O tarihte bakıldığı zaman şunu görmek mümkün; 1. Dünya Savaşı'na Osmanlı kolundan tutularak zorla sokulmuştur. Osmanlı İngilizler'le ve Fransızlar'la savaşa girmemek için anlaşma imzalamaya çalışmıştır ama reddedilmiştir. Sonra başka bir oyun kurulmuştur ve savaşa sokulmuştur ama bunun arkasında yatan neden 1878 tarihindeki Berlin Anlaşması ile Fransa ve İngiltere arasındaki Osmanlı topraklarının paylaşılması meselesi yatmaktadır. İşte bu sömürgeleştirmeyi gerçekleştirmek için yüzyıllardan beri barış içinde yaşayan halk birbirlerine düşürülmüştür. Ortaya çıkan sonuç her iki taraf içinde üzücüdür ama meseleyi tek taraflı olarak ele almamak lazım. Türkler'in çektiği acılar belki çok daha fazladır. Meseleye bir tek gözlükle bakarsanız hiçbir yere varamazsınız" şeklinde konuştu. - NEVŞEHİR