Manken Aslı Baş'ın Babası Tahliye Kararını Değerlendirdi
Miss Model of Turkey Yarışması'nda 2003 yılı Türkiye Mankenler Kraliçesi seçilen Aslı Baş'ın ölümüyle ilgili davada, tutuklu sanık Hakan Bayer, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını baba Mehmet Yavuz Baş, "Geçici hakimler tarafından verilen bu tahliye kararı, hukuka ve adalete yapılan bir darbedir" dedi.
Miss Model of Turkey Yarışması'nda 2003 yılı Türkiye Mankenler Kraliçesi seçilen Aslı Baş'ın ölümüyle ilgili davada, tutuklu sanık Hakan Bayer, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını baba Mehmet Yavuz Baş, "Geçici hakimler tarafından verilen bu tahliye kararı, hukuka ve adalete yapılan bir darbedir" dedi.
KIZININ FOTOĞRAFLARINI CÜZDANINDA TAŞIYOR
Mankenler Kraliçesi Aslı Baş'ın Antalya'da yaşayan babası 61 yaşındaki Mehmet Yavuz Baş, davada tutuklu yargılanan Hakan Bayer'in adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını eleştirdi. Kızının ölümünün üzerinden yaklaşık 4 yıl geçtiğini kaydeden ve fotoğraflarını cüzdanında taşıyan Mehmet Yavuz Baş, mahkeme Hakan Bayer'in tutukluluğunun devamı yönünde verilen kararın üzerinden 20 gün içinde, dosya içeriğinde hiçbir değişiklik olmadığı halde tutuklu sanığın tahliyesi yönünde verilen kararın en başından beri sağlıklı ilerlemeyen yargılama sürecine olan güveni bir kere daha zedelediğini söyledi.
"GEÇİCİ MAHKEME TAHLİYE KARARI VERDİ"
Kızını öldürmek suçlamasıyla 18 aydır tutuklu yargılanan Hakan Bayer'in mahkemenin beklenmedik kararıyla tahliye edildiğini dile getiren Baş, şunları söyledi: "Bu tahliye kararı mahkeme başkanının izine ayrıldığı tarihe denk getirilmiştir. 20 gün önce Adli Tıp Kurumu raporunun dosyaya gelmesinin akabinde, bu rapora dayanılarak tahliyesi istenmiş mahkeme bu talebi reddederek tutuklu yargılamanın devamına oy birliğiyle karar vermiştir. Sanık avukatları bu karara Muğla 2.Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde itiraz etmişler ve bu mahkemede oy birliğiyle tutuklu yargılansın demişti. 20 gün içinde dosyada hiçbir değişiklik ve gelişme olmadığı halde mahkeme başkanının izine ayrıldığı bir günde dosyayı bilmeyen, iki geçici mahkeme üyesi ile bir daimi üyenin başkanlığında heyet toplanarak tahliye kararı vermiştir. Kısa bir süre önce ATK raporuna dayanarak tutuklu yargılamaya devam kararı veren mahkeme ne olmuştur da 20 gün sonra tahliye kararı vermiştir. Ergenekon ve Balyoz yargılamalarında gündeme gelen 'O mahkeme bizden, şu hakim onlardan' şeklinde kamuoyuna yansıyan diyalogların Muğla Adliyesi'nde de gelişmiş olmasından endişe ediyoruz."
"DOSYA 17 AY SÜMEN ALTI OLDU"
Olay tarihinde birilerinin araya girerek soruşturmanın kapatılması için aracı olduğunu ve bu sayede dosyanın 17 ay boyunca sümen altı edildiğinin tespit edildiğini belirten Baş, "Bu konuda HSYK soruşturma savcısı hakkında disiplin soruşturması açmış ve savcıya disiplin hakkı vermişti. Bu savcının görevi kötüye kullanmasıyla ilgili soruşturma Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde ayrıca devam etmektedir" diye konuştu.
Adalete olan inançlarını kaybetmediklerini kaydeden baba Baş, şunları söyledi: "Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin 'Aslı Baş atlamamıştır, intihar etmemiştir, aşağı atılmıştır' tespitinden sonra duruşma savcısı Ahmet Bayer'in de tutuklanmasını isteyeceği yerde şüpheli bir şekilde tutuklu sanığın tahliyesini istemiş, mahkeme ısrarla bu talebi reddetmişti. Yine Bodrum Cumhuriyet Savcılığı'nın görevlendirdiği bilirkişi heyetine Ahmet Bayer'in avukatı tarafından rüşvet karşılığında dosyayı kapatma teklifinin yapıldığı basına yansımış ve bu konuda İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Ahmet Bayer'in avukatı hakkında dava açılmıştı."
"KARAR HUKUKA VE ADALETE YAPILAN DARBEDİR"
Kızı Aslı Baş'ın öldürüldüğü günden bu yana soruşturma ve yargılamanın sağlıklı ilerlemediğini savunan Baş, sözlerine şöyle devam etti: "Savcılara, hakimlere müdahale edilmiştir. Bilirkişilere dahi rüşvet teklif edilmiştir. Bu hengamede anlam veremediğimiz şekilde mahkeme başkanının izinli olduğu esnada, geçici hakimler eliyle tutuklu sanığın tahliyesi düşündürücüdür. Dosyada 3 heyet tarafından hazırlanan raporun ikisinde Aslı Baş,intihar etmemiştir, 'Atlamamıştır, başkaları tarafından yüksekten atılmıştır, bu cinayettir' derken bir raporda ise 'Biz düşmenin nasıl olduğunu anlamadık' denilmiştir. Geçici heyet, iki rapor cinayet, bir rapor anlamadık demesine rağmen tahliye demiştir. Maalesef bu aşamadan sonra kamuoyunda var olan ve ülkede gücün ve paran kadar adalet dağıtıldığı şeklinde düşünce daha da kuvvet bulacaktır. Geçici hakimler tarafından verilen bu tahliye kararı, hukuka ve adalete yapılan bir darbedir."
"BU KARAR BİZİ DE ÖLDÜRÜR"
Henüz her şeyin bitmediğini, hukuk mücadelelerinin devam edeceğini dile getiren Mehmet Yavuz Baş, şöyle konuştu: "Henüz her şey bitmiş değil. Hukuk mücadelemiz devam ediyor. Eğer kendileri suçlu değilse, suçluları teslim etsinler. Onlar da rahatlasın, biz de rahatlayalım. Dört yıla yakın zaman oldu. İçimiz kan ağlıyor. Ama bizi daha da çok üzen, bunaltan adalete olan güvenim hiç zedelenmemişti. Ama bundan sonra bizim de ölümümüz olur. Kahrımızdan ölürüz. Ölene kadar mücadelemize devam edeceğiz."
OLAYIN GEÇMİŞİ
Miss Model of Turkey Yarışması'nda 2003 yılı Türkiye Mankenler Kraliçesi seçilen Aslı Baş, 21 Temmuz 2010'da Bodrum'un Yalıkavak beldesinde kaldığı otelin üçüncü katından düşerek ağır yaralanmış, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. - ANTALYA