Manisa'da Yunus Emre Sempozyumu
MANİSA'nın Yunusemre Belediyesi tarafından yerli ve yabancı birçok akademisyenin katılımıyla 'Uluslararası Yunus Emre Sempozyumu'nun üçüncüsü düzenlendi.
MANİSA'nın Yunusemre Belediyesi tarafından yerli ve yabancı birçok akademisyenin katılımıyla 'Uluslararası Yunus Emre Sempozyumu'nun üçüncüsü düzenlendi.
Yunusemre Belediyesi tarafından Kültür Sitesi Lale Salonu'nda bu yıl üçüncü kez Uluslararası Yunus Emre Sempozyumu düzenlendi. 2 gün boyunca sürecek etkinliğe yerli ve yabancı birçok akademisyen katıldı. Sempozyumun ilk gününe; Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Çelebi, Şehzadeler Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, Yunusemre Kaymakamı Ahmet Erdoğdu, Yunusemre Belediye Başkanı AK Partili Mehmet Çerçi, Şehzadeler Belediye Başkanı AK Partili Ömer Faruk Çelik, daire müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
BAŞKAN ÇERÇİ'DEN 'MİLİTARY TAPS' TEPKİSİ
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Başkan Çerçi, sempozyum programında saygı duruşunda ABD yapımı Daniel Butterfield'e ait 'Military Taps'in çalmasına tepki gösterdi. Konuşmasına kendi belediyesinin programını eleştirerek başlayan Çerçi, "Yunus Emre gibi önemli değer için düzenlediğimiz bir programda önce kedimizi eleştirmemiz gerekir. Yunusemre diyoruz, kendi değerlerimiz, gençlerimiz diyoruz. Kendi yerli ve milli olan ne varsa kültürümüz adına ne varsa bunları önemsiyoruz. Ama belediye olarak Yunusemre ile ilgili bir programında saygı duruşunda ABD yapımı yabancı bir müzik çalıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızı Polonya Devlet Başkanı 'Dede Efendi'nin bir bestesi ile karşıladı. Biz de Yunusemre gibi özel bir değerimizde yabancı müzik çalıyoruz. Çuvaldızı da kendimize batıralım. Yerli ve milli olan ne varsa buna dönmemiz gerekir. Emperyalizmin üzerimizde uyguladığı bu asimilasyon politikalarına bir şekilde son vermemiz gerekiyor. Kendi değerlerimiz, özümüz neyse onları kendi gençliğimizle buluşturmamız gerekiyor" diye konuştu.
Ardından konuşan Vali Güvençer ise, Yunus Emre'yi anlamamak gibi ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu ifade ederek, "Hz Yunus'u anlayamamak gibi ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Artık ciddi anlamda kendimize gelerek Hz Yunus'u onun gönül dilini, gönül dilini niçin anlayamadığımızı sorgulamamız gerekir. Kulaklarımız ile gönlümüze hangi yolu koyduk veya seti çektik ki Yunus bizim Yunusumuz olmaktan çıktı. Çocuklarımız Yunus gönüllü tanımlarından uzaklaştı. Uzak bakıp överek, onun büyük isminin arkasına sığınarak şiirsel bir dille Yunus'u andığımızda Yunus'u değil, Yunus'un bize miras bıraktığı büyük hazineyi acemi çocuklar gibi savurarak bitireceğiz. Çok büyük ülke ve çok büyük bir milletiz. Bu nedenle artık Yunus'u tam manasıyla anlamamız gerekir" dedi.
"BABASINDAN MORUK DİYE BAHSEDEN TOPLUM NE KADAR MÜSLÜMANDIR"
Konuşmaların ardından sempozyumun ilk konuşmacısı yazar Ömer Tuğrul İnançer, konuştu. Yunus Emre'yi anlamanın yolunun sevgiden geçtiğini dile getiren, günümüzdeki aile yapısında artık Yunus Emre sevgisinin kalmadığını söyleyen İnançer, "Evlat ayıran bir toplumda sevgiden bahsedebilirmiyiz. Çocuğundan 'Bizim velet', anasından 'kocakarı', babasından 'Moruk' diye bahseden toplum ne kadar müslümandır. Toplumumuzda baba-oğul konuşmalarında 'Babacığım-Oğulcuğum' diye hitap yok. Birbirimize nasıl hitap edeceğimiz Kuran-ı Kerim'in kıssalarıyla anlatılıyor. Şimdi hangimiz 'anneciğim-babacağım' diye konuşuyoruz. Konuşmuyoruz. Yavrucuğumuz diyeceğimize 'velet' diyoruz. Bu sevgisizlikle Yunus Emre Hazretlerinin 'sevelim sevilelim' sloganıyla kalır. Saygıdan önce sevmeyi öğrenmemiz gerekir" dedi.
İnançer, konuşmasını devamında hayatından örnekler vererek Yunus Emre sevgisini anlattı.
Sempozyumda yapılan konuşmalar sırasında katılanlar arasında uyuklayanlar olduğu dikkat çekti. - Manisa