Manisa'da yaşayan göçmenler için "Biz bize sohbetler" programı
Manisa'da Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından düzenlenen "Biz Bize Sohbetler" etkinliğinde çeşitli nedenlerden dolayı ülkelerinden kaçmak zorunda kalan göçmenler ile Manisalı kanaat önderleri ve...
Manisa'da Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından düzenlenen "Biz Bize Sohbetler" etkinliğinde çeşitli nedenlerden dolayı ülkelerinden kaçmak zorunda kalan göçmenler ile Manisalı kanaat önderleri ve vatandaşlar buluşturuldu.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından düzenlenen "Biz Bize Sohbetler" programı Manisa'da düzenlendi. Yerel ve yabancı kanaat önderleri başta olmak üzere toplumun her kesiminden insanların katılımı ile sohbet şeklinde gerçekleşen etkinlikte sosyal uyum alanında mevcut yerel çalışmalar, sosyal uyum alanında yaşanan güçlükler, tavsiyeler, öneriler ve talepler konuşuldu.
Programın açılış konuşmasını yapan Manisa İl Göç İdaresi Müdürü Uğur Ayrık, göç olaylarının ekonomik ve kültürel fırsatlar sunduğunu belirterek, "Ülkemiz tarih boyunca sığınan her milletten, her dinden insana sahip çıkmıştır. Sadece Suriyeliler değil İspanya'daki Yahudi kıyımından kaçan Yahudiler, Polonyalı, Macar ve İsveçli sığınmacılara kadar tarihimizde bunun sayısız örneklerle mevcuttur. Özellikle millet olarak Sultan Abdülmecit'in dönemin merkezi güçleri Avusturya ve Rusya'ya imparatorluklarının tüm baskılarına rağmen 'Tacımı veririm, tahtımı veririm ama devletime sığınanları vermem' deklarasyonu millet olarak mazlumlara bakışımızın portresidir. Göç ülkeler için değeri ölçülemeyecek de bir şanstır. Tesla, Einstein gibi bilim insanları ve Google şirketini ABD'ye kazandıran ve Rusya'dan göç eden Sergey Brin gibi sayısız girişimci, mühendis, sporcu kalifiye insanlar bulundukları ülkelere büyük katkılar sunmuşlardır. Tüm bu örnekler göçün stratejik zeka ve vicdan ile birlikte yönetildiğinde ülkeler ve insanlık için kendi içerisinde muazzam bir stratejik ve ekonomik fırsatlar içerdiğini bizlere gösteriyor" dedi.
"7 yıl içerisinde 20 bini aşkın insan Akdeniz ve Ege'nin azgın dalgalarına kurban oldu"
Programda konuşan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişi Dairesi Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu, "Dünya uluslararası toplum geçmişte emsaline az rastlanır göç kriziyle karşı karşıya bulunuyor. Bugün 71 milyonun üzerinde yerlerinden edilmiş ve 25 milyonu aşkın mülteci bulunuyor. Bu sayı ekonomik nedenlerin yanında açlık, kıtlık, iç savaşlar, terör saldırıları ve siyasi belirsizlikler gibi sebeplerle gün geçtikçe artıyor. İnsanlar sadece daha iyi bir iş, daha yüksek bir hayat standardı için değil hayatlarını idame ettirmek için karınlarını doyurabilmek için çocuklarına bir lokma ekmek bulabilmek için göç etmek durumunda kalıyor. Çıkılan bu umut yolculukları maalesef çoğu zaman ölümle, felaketle sonuçlanıyor. Sadece 7 yıl içerisinde çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 20 bini aşkın insan Akdeniz ve Ege'nin azgın dalgalarına kurban oldu. Bugün küresel olarak mülteci sorununu genelleştirdiğimiz meselenin arka perdesinde büyük bir dram olduğunu maalesef hep beraber görüyoruz. Sahile vuran minik çocuk cesetleri bu sorunun artık daha fazla görmezden gelinemeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. Son günlerde İdlib'teki durumun kötüleştiğini, birçok insanın oralarda sıkışmış olduğunu, tüm dünyanın gözünün önünde de orada bir katliamın olduğunu hep beraber görüyoruz. Tabi bütün bunları, düzensiz göç hareketlerine en çok maruz kalan ve Birleşmiş Milletler verilerine göre de dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan bir ülkenin bu işle meşgul olan bir idarecisi olarak hepimizin devletimizin tüm kurumlarıyla birbirimizle gurur duymamız gerektiğini, devletimize ve milletimize şükranlarımızın olması gerektiğini söylemek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Kadıoğlu'nun ardından konuşan Manisa Valisi Ahmet Deniz, göç sorunun kaynağından çözülmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Siz kaynağında o problemi çözmezseniz gelir adaletsizliğini, oradaki kanı, gözyaşı ve ölümü durduramazsanız göç durmaz. Aslında bunun da kaynağında maalesef bugün 'medeniyet' dediğimiz batı ülkeler var. Bunu açıklıkla söylemek lazım. Afrika'ya gittiklerinde 'Vahşileri medenileştirdik' diye propaganda yapıyorlardı. Şimdi Orta Doğu'ya, Suriye'ye, Irak'a, Libya'ya 'demokrasi' götürmek için gittiler. Sonuç ne? İki yüzlülük var burada. Demokrasi götürmek adına orayı bölmek, sömürmek, oranın kaynaklarına el koymak için 100 yıl önce yaptıkları yetmiyor bugün yine aynı senaryoyu tekrarlıyorlar. Kalbi çürüyen bir medeniyetten bahsediyoruz. Kalbi çürüyen medeniyetten medeniyet olmaz. Ama bu millet farklı. Bu milletin geçmişi, tarihi, kültürü de farklı. Bizim medeniyetimizin temelinde merhamet var. Çünkü bu coğrafya Yunus Emre'nin, Hacı Bektaş Veli'nin, Mevlana'nın sevgi ve kardeşlik tohumlarının atıldığı bir coğrafya. Gittiğimiz her yere de biz bu güzellikleri götürüyoruz. Doğrusu da bu. İnsanlığın ölmediğini dünyaya haykırıyor bu millet" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü öğrencileri tarafından halk oyunları gösterisi sergilendi. Öte yandan program kapsamında Akademisyen ve Öğretim Üyesi Dr. Fatih Balcı ve Suriyeli Akademisyen Maissa Sayed tarafından "Birlikte Yaşam Kültürü" konulu konferans verildi. Programda yerli ve yabancı sanatçılar da şarkılarıyla müzik dinletisi sundu. - MANİSA