Haberler
İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes antlaşması yürürlüğe girdi

Ateşkes başladı! Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail ile Lübnan arasında sağlanan ateşkes antlaşmasının detayları belli oldu

Tarihi antlaşmanın detayları belli oldu! Gündem yaratacak "gizli madde" iddiası

Özgür Özel'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Esad' çağrısı

Özgür Özel "Ben de gelirim" diyerek duyurdu

Kendisinden ayrılmak isteyen sevgilisine sabaha kadar işkence etti

"Sana bir sürprizim var" deyip genç kıza sabaha kadar işkence etti

Manifestoyu ağlayarak okuyan şehit kızı: Orada babamı hissettim

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

FRANSA'nın Nice kentinde düzenlenen 'Uluslararası Terör Kurbanları Kongresi'nin kapanış manifestosunu gözyaşları içinde okuyan Gülay Demir, o anları anlattı.

FRANSA'nın Nice kentinde düzenlenen 'Uluslararası Terör Kurbanları Kongresi'nin kapanış manifestosunu gözyaşları içinde okuyan Gülay Demir, o anları anlattı. Demir, "Konferansın son günüydü, o an orada babamı hissettim. Gerçekten benim karşımda olduğunu hissettim ve kağıdı elimi aldığım andan sonra titremeye başladım" dedi.

Fransa'nın Nice kentinde düzenlenen 'Uluslararası Terör Kurbanları Kongresi'nin kapanış manifestosunu, terör örgütü PKK/YPG'nin 11 Ekim 2019'da Nusaybin'de gerçekleştirdiği saldırı sonucu şehit olan manav Mehmet Şirin Demir'in kızı TRT Kürdi muhabiri Gülay Demir okudu. Demir, gözyaşları içinde okuduğu manifestoda, "Biz terör mağdurları olarak kin ve nefret peşinde değiliz. Biz terörizm mağdurları olarak tek bir şey istiyoruz; gelecek nesiller, suçluların bizlere doğrudan veya dolaylı olarak yaşattıkları zulmü yaşamasınlar. Bizler, devlet başkanları ve mağdurlar, hep birlikte beraber çalışarak bu acının ebedileşmesini engellemeyi ve daha iyi bir dünya umudunu yeşertmeyi başarabileceğimize inanıyoruz. Seni çok özlüyorum baba" ifadelerini kullandı.

'DİLLER, DİNLER FARLIYDI, ACI AYNIYDI'

Ankara'ya dönen Gülay Demir, DHA'ya yaptığı açıklamada, babasını kaybettikten 1 hafta sonra bu kongrenin düzenleneceğini öğrendiğini ve kendisinin de orada olması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Aldığı davet üzerine Fransa'ya gittiğini belirten Demir, "Acımı yaşayan, bilen insanlarla bir arada olursam, onlara bir faydam olacağını, ayrıca onlardan öğrenecek çok şeyim olduğunu düşündüm ve Fransa'ya gittim. Yaklaşık 3 gün boyunca bu konferans devam etti ve dünyanın 80 ülkesinden katılım vardı. 700 üzerinde katılımcı ve 450 terör mağduru insan vardı. Her birinin hikayesini dinledim, ben de kendi hikayemi dilim döndüğünce anlattım. Şunu gördüm; diller, dinler farklıydı ama acı ve gözyaşı aynıydı. Buna tanık oldum Fransa'da" dedi.

'BABAMI ORADA HİSSETTİM'

Demir, manifestoyu okurken yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Kağıdı elime alana kadar her şey çok iyi gidiyordu. Ağlayacağımı bilmiyordum, yalnız konferansın son günüydü, o an orada babamı hissettim. Gerçekten benim karşımda olduğunu hissettim ve kağıdı elimi aldığım andan sonra titremeye başladım. Tabii güzel olan yanı, ben manifestoyu gözyaşları içinde okuduktan ve babama onu çok özlediğimi söyledikten sonra oradaki terör mağdurlarının programı unutup benim etrafımda birleşmesi, elimden tutması ve o sıcaklığı bana doğrudan geçirmeleri oldu. Bunu çok derinden hissettim ve salonda bulunan herkese de hissettirdik. Gerçekten teröre doğrudan ya da dolaylı destek veren bütün ülkelerin esasen taşın altına elini koyması gerektiği ve teröre, terörizme son vermesi gerektiğinin fotoğrafı vardı o sahnede."

'KONGRENİN FRANSA'DA OLMASI MANİDAR'

Demir, PKK/YPG'yi terör örgütü olarak görmeyen Fransa'nın bu kongreyi düzenlemesinin çok manidar olduğunu da söyleyerek, şöyle konuştu:

"Türkiye'de PKK/YPG terör örgütü tarafından mağdur edilmiş biri olarak ilk defa böyle bir katılım gerçekleştirdik. Bunun üzerine aslında konuşulacak çok şey var. Yalnız konuşmamız gereken teröristler ve terörizm değil, terör mağduriyeti üzerine konuşmamız söylendi. Tabii bu biraz farklı geldi bana. Ben bir terör mağduruysam kimler tarafından mağdur edildim, esas sormamız gereken soru buydu ve benim ülkemde terörist olarak lanse ettiğim kişi neden başka ülkelerde ya da Fransa'da 'özgürlük savaşçısı', 'halk savaşçısı' olarak lanse ediliyor? Yani Fransa üstüne basa basa, 'ben barışı istiyorum' diyor; ama barışı isterken adaleti feda ediyor. Barışı isteyip, adaleti feda ederseniz zamanla ikisini de kaybederseniz. Biz kalıcı bir çözüm istiyoruz. 80 ülkede farklı dinlerde ve dillerde terör mağdurları olarak bir araya gelmişken teröre dolaylı ve doğrudan destek olan ülkelerin elini taşın altına koyması gerektiğine inanıyorum ve manifestoda bunu dile getirdim."

'BENİ DAVET EDENLER, BABAMI ÖLDÜRENLERİ TANIMIYOR'

Türkiye'nin sahada ve masada her türlü mücadeleyi verdiğini belirten Demir, "Bunu Avrupa'dan ve müttefik olduğumuz ülkelerden de bekliyoruz. Ben bir mağduriyet yaşıyorum, bunu da 82 milyon biliyor. Benim ülkemde bununla ilgili herhangi bir aksi durum söylenmiyor. Aksi olan durum beni davet eden ülkelerin benim babamı öldüren kişileri tanımıyor olması. Bu biraz acı verici" diye konuştu.

'BİRLİKTE OLURSAK KALICI ÇÖZÜM ÜRETEBİLİRİZ'

Doğduğu ve yaşadığı topraklarda kan ve gözyaşının hiç durmadığını söyleyen Demir, sözlerini şöyle tamamladı:

"Temennim o ki; benim gibilerin orada doğup büyüyen insanların bir daha bunu yaşamaması. Başka Gülay'ların babasının ölmemesi en büyük temennim. Başta kendi ülkem olmak üzere bütün ülkedeki devlet yetkililerine sesleniyorum; biz birlikte olursak tek çatı altında olursak bir şeyleri bitirebiliriz, kalıcı çözümler üretebiliriz. Az önce bir haber okudum yanlış hatırlamıyorsam bir ülkede şuanda yardım toplantısı düzenleniyor ve ülkenin devlet bakanı da bu yardım programına doğrudan katılıyor ve YPG'ye yardım toplanıyor. Şimdi o zaman benim katıldığım programın bir manası kalmıyor. ya da benim gibilerin orada bir arada olmasının bir manası olmuyor."


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title