Malkoç: 'Demokrasinin Üzerindeki Gölgeleri, Vesayetleri Kaldırmak İçin Başkanlık Şart'
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : "Türkiye İçin Başkanlık Sisteminin Kriterleri" paneli Panelin katılımcılarının salonda oturmaları Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç'un konuşması Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, "Eğer Türkiye'de parlamenter sistem yerine başkanlık sistemi olsaydı 12 Mart'taki askeri muhtıra gelip Süleyman Demirel'in şapkasını alıp gidemezdi veya 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan bildirisi diye bir şey olmazdı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
"Türkiye İçin Başkanlık Sisteminin Kriterleri" paneli
Panelin katılımcılarının salonda oturmaları
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç'un konuşması Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, "Eğer Türkiye'de parlamenter sistem yerine başkanlık sistemi olsaydı 12 Mart'taki askeri muhtıra gelip Süleyman Demirel'in şapkasını alıp gidemezdi veya 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan bildirisi diye bir şey olmazdı. Demokrasinin üzerindeki gölgeleri, vesayetleri kaldırmak için başkanlık şart." dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA) düzenlenen "Türkiye İçin Başkanlık Sisteminin Kriterleri" paneli, SETA Ankara Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
Malkoç, panelin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine varmak için önemli kavşak noktalarından birinin "yeni anayasa" olduğunu söyledi. Yapılan anketlerde, toplumun yüzde 90'a yakınının anayasanın değişmesini ya da yenilenmesini istediğini vurgulayan Malkoç, Türkiye'nin kalkınması ve gelişmesi için yeni bir hamle gerektiğini, bu sıçramanın da "yeni anayasa" ile yapılabileceğini belirtti.
Türkiye'nin gündeminde 6-7 aydan bu yana başkanlık sistemi ve yeni anayasa konularının yer aldığını aktaran Malkoç, şöyle dedi:
"7 Haziran'dan bu yana başkanlık sisteminin kamuoyundaki desteği, mevcudunun üzerine bir o kadar daha koymuş durumda. Burada problem şu, toplum istiyor, bununla ilgili olarak sivil toplum örgütleri hareket halinde, üniversitelerin önemli bir kısmı buna destek veriyor ama TBMM'de iş tıkanıyor. En azından 330'un üzerinde bir milletvekili desteği bulmak gerekiyor. Bulabilir miyiz? Bence ikinci düşünmemiz gereken konu bu. Çünkü birinci yapılması gereken şey şu, medeniyet değerlerimize dayanan, dünyadaki bütün hukuki tecrübelerden ve uygulamalardan faydalanarak, bundan sonra anayasa yapacak olan devletlere, milletlere, topluluklara kamil manada bir hukuki metin çıkarmamız gerekir. Şu anda bizim odaklanmamız gereken nokta burasıdır. Bunu yaptıktan sonra yeni anayasa isteyen, başkanlık sistemi isteyen AK Parti bunu meclise verdikten sonra orası meclisin işi. Ama meclis aşamasına gelene kadar yeni anayasayı isteyen sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları, üniversiteler, siyasetçiler, bilim adamları, bunlar bu bahsettiğim standartlarda ilimden, akıldan, tecrübeden, kendi milli değerlerimizden hareketle bu anayasayı, bu hukuk metnini ortaya koymamız gerekir."
"Kendi derdimize derman arayacağız"
Yeni anayasa meclise geldiğinde 330 ya da 367 milletvekilinin bulunmamasının önem taşımadığını ifade eden Malkoç, "Yeter ki milletin bu isteğini arzusunu canlı tutalım. Millet bir yolunu bulur kendi önünde engel hangi siyasetçi varsa, hangi siyasi parti varsa alır onu kenara koyar, yeni anayasa isteyenlerin önünü açar. Burada tereddüt yok. Geçmişteki örnekler bunu açıkça ortaya koyuyor." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin anayasasını yenilemesinin, yeni anayasanın da yerli ve milli olması gerektiğinin altını çizen Malkoç, "Biz yerli ve milli derken kendi derdimize derman arayacağız." diye konuştu.
Malkoç, başkanlık sistemini istemelerinin nedenini açıklarken, "Eğer Türkiye'de parlamenter sistem yerine başkanlık sistemi olsaydı 12 Mart'taki askeri muhtıra gelip, Süleyman Demirel'in şapkasını alıp gidemezdi veya 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan bildirisi diye bir şey olmazdı. Demokrasinin üzerindeki gölgeleri, vesayetleri kaldırmak için başkanlık şart." ifadelerini kullandı.
"Parlamenter sistem siyasi kriz üretir"
Türkiye'yi dünyadaki ilk 10 ülke arasına başkanlık sisteminin taşıyabileceğini dile getiren Malkoç, " Türkiye'deki bu tıkanıklıkları aşmak için başkanlık sisteminin, parlamenter sistemden daha hayırlı, daha iyi olduğu kanaatindeyim." dedi.
Malkoç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bizim 6 aydan beri uğraştığımız şey şuydu, parlamenter sistem Türkiye'de ömrünü tamamlamıştır, parlamenter sistemle Türkiye bir adım daha mesafe alamaz. Parlamenter sistem siyasi kriz üretir. Cumhuriyetimizin 93'üncü yılındayız. Kaçıncı hükümetteyiz? 14 aya bir hükümet düşüyor. 14 ayda bir değişen başbakan, bakanlar kurulu... Böyle bir ülkede kalkınma, refah, huzur, istikrar olur mu? Bundan kurtulmamız lazım."
"Başkanlık gelirse bölünme, diktatörlük olur" söylemlerini de eleştiren Malkoç, "Külliyen yalan. Keşke başkanlık sistemine karşı çıkanlar otursalar, alınteri dökseler, göz nuru akıtsalar da adam gibi bir parlamenter sistemi ortaya çıkarsalar. Onu da yapmıyorlar. Onu yapma, her şeye itiraz et, nasıl olacak bu iş? Bizim çok çalışmamız gerek." açıklamasında bulundu.
SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Muhittin Ataman da, SETA olarak başkanlık sistemiyle ilgili analiz çalışmaları yaptıklarını söyledi.
"Partili cumhurbaşkanlığı" ve "yarı başkanlık" sistemleri üzerine iki rapor daha hazırlandığını belirten Ataman, "Biz bu konuda alternatifler geliştirmeye çalışıyoruz. İllaki bir başkanlık sistemi değil, belki Türkiye'de bir partili cumhurbaşkanlığı sistemi veya zaten adı öyle konulmasa da mevcut durumun biraz daha ıslah edilerek, yarı başkanlık sistemine dönüştürülmesi söz konusu olabilir." ifadelerini kullandı.