Mahallelinin 40 Yıllık "Tavşan Uykusu" Sona Erdi
Niğde'nin Çiftlik ilçesinde, yamaçtaki kayaların evlerinin üzerine yuvarlanacağı korkusuyla yaklaşık 40 yıldır gecelerini adeta "tavşan uykusu"yla geçiren Yeşilkent Mahallesi sakinleri, yıllar süren mücadelenin ardından kayaların parçalanmasıyla rahat bir uyku çekti.
BETÜL ABBAK - Niğde'nin Çiftlik ilçesinde, yamaçtaki kayaların evlerinin üzerine yuvarlanacağı korkusuyla yaklaşık 40 yıldır gecelerini adeta "tavşan uykusu"yla geçiren Yeşilkent Mahallesi sakinleri, yıllar süren mücadelenin ardından kayaların parçalanmasıyla rahat bir uyku çekti.
Azatlı beldesindeki 9 haneli Yeşilkent Mahallesi'nin sakinleri, yıllardır mahallenin üst tarafındaki eğimli arazide bulunan tonlarca ağırlıktaki dev kayaların tehdidiyle yaşadı.
Kayaların evlerinin üzerine yuvarlanacağı endişesiyle özellikle yağışlı geçen kış ve ilkbahar gecelerini adeta "tavşan uykusu"yla geçiren mahalleliler, 40 yıl korku ve endişeyle yaşadı.
Eşi, oğlu, gelini ve torunuyla aynı çatı altında yaşayan 73 yaşındaki Feryadi Yel, risk altındaki bölgenin güvenli hale getirilmesi için uzun yıllar mücadele verdi.
Çeşitli kurumlara başvurarak evlerinin güvenli bir yere taşınması veya kayaların parçalanmasını talep eden Yel, 40 yıl sonra da olsa sesini duyurdu. Yel'in talebi üzerine Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ekipleri, yaptıkları incelemenin ardından risk oluşturan kaya kütlelerini iş makineleriyle güvenli bir şekilde kırdı. Kaya kütlelerinin kırılmasının ardından mahalle sakinleri, yıllar sonra rahat bir uykunun tadına vardı.
"Taşları her gün kontrol ediyordum"
Feryadi Yel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle kış aylarında kayaların düşme riski nedeniyle uykuya hasret kaldıklarını söyleyerek şöyle devam etti:
"Burada taş düşme tehlikesi vardı, rahat uyuyamıyorduk. Komşulara, 'Dilekçe verelim, buradan gidelim' diyordum. Komşular da 'Bizi oralara sürükleme, paramız, pulumuz yok' dediler. Kaymakam Bey'e dilekçe verdim, İl Özel İdareye gönderdi. AFAD da geldi burada keşif yaptı. 40 senedir ben buradayım, hep tehlikedeyiz, 'Taşlar kırılsın ya da oraya bir duvar örsünler' diyorduk. Şimdi taşları kırdılar, bir de çelik duvar çeksinler. Taşların altını her gün gider kontrol ederdim. Destek olsun diye altına taş koyardım. Allah'a şükür taşı kırdırdılar, bundan sonra rahat yatabiliriz."
Yel'in eşi Şerife Yel ise nisan ve mayıs aylarında her yıl sel geldiğini, yağmur yağınca taşların yuvarlanma korkusuyla yaşadıklarını anlatarak "Yağmur yağınca uyuyamıyorduk, korkuyorduk. Taş evlerimize gelir, çocuklara, komşulara zararı olur diye korkuyorduk. Taşınmayı düşündük ama karşı tarafa kimse ev yaptırmadı, biz de kaldık dağın altında. Eşimin ve devletimizin sayesinde de kurtulduk." diye konuştu.
Döne Yel de "Biz selden korkuyoruz, geçen sene baharda sel geldi, evlerimizi götürecekti. Çocukluğumdan bu yana korkuyla yaşıyorum." görüşünü kaydetti.