Mağduriyet yaşayan tüketicilerin yüzde 30'u hiç hak aramıyor
Mağduriyet yaşayan tüketicilerin yüzde 30'u hiç hak aramıyorHaber-Kamera Mahmut Can Emir - İlayda Kılıçay - Robert Sina Badendieck İstanbul, 28 Ağustos (DHA) - Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, tüketici haklılık oranının yaklaşık yüzde 90'dan yüzde 62 düzeyine...
Mağduriyet yaşayan tüketicilerin yüzde 30'u hiç hak aramıyor
Haber-Kamera Mahmut Can Emir - İlayda Kılıçay - Robert Sina Badendieck İstanbul, 28 Ağustos (DHA) - Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, tüketici haklılık oranının yaklaşık yüzde 90'dan yüzde 62 düzeyine düştüğünü belirtti ve Mağduriyet yaşayanların yüzde 30'u hiç hak aramıyor dedi.
Mağduriyet yaşayan binlerce tüketicinin başvurduğu her ilçede var olan ve il müdürlüklerinde yer alan toplamda 1,000'in üzerinde tüketici hakem heyetlerinin son alınan kararla 200 dolayına düştüğüne dikkat çeken Ağaoğlu, buna karşın tüm kaymakamlıkların başvuru kabul ettiğini, aynı zamanda şikayetlerin internet üzerinden de yapılabileceğine dikkat çekti.
En çok şikayet perakende sektörü ve finans sektöründen geldi.
Ağaoğlu şikayetlerle ilgili olarak şunları söyledi
Mağduriyet yaşayanların yüzde 30'u hiç hak aramıyor. Diğer ilgi çekici durum ise daha önce yüzde 90'larda olan tüketicinin haklılık oranı günümüzde yüzde 62'lere düşmüş.
Geçen yıllara baktığımız zaman en çok şikayet İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerimizde olmakla birlikte, perakende sektörü ve finans sektöründen geldi.
Geçen yıl Ağustos ayında kur dalgalanmasıyla birlikte yeraltındaki kaynaklardan çıkarttığımız içme suları bile fiyatlarını ikiye katlayarak tüketicilere sunulunca, tüketici elbette perakende sektöründen çok şikayet etti.
Bunun yanı sıra finans sektörü de 3 Ekim 2014'te Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yayınladığı 20 ücret kaleminden farklı bir ücret alamamasına rağmen, o 20 kalem bizim dava açmamız neticesinde Danıştay tarafından 19 kaleme düşürüldü.
Bugün tüketicilere hesap işletim ücreti yansıtılamıyor. Ama diğer ücretlerde de ölçüye uyulmuyor. Böylelikle tüketiciler finans sektöründen de şikayet ettiler.
Şu an da en büyük sorun faizler düştü konut kredisi kullanmış olanlar bizde yüzde 2.0 erken kapama tazminatını ödeyelim yeni faiz oranından yapılandır talebinde bulunduklarında bankalar olumlu yaklaşmıyorlar.
Elektronik haberleşme sektöründeki şikayetler de çok yoğun
Bu yıl elektronik haberleşme sektöründeki şikayetlerin de çok yoğun olduğunu ifade eden Ağaoğlu şunlara dikkat çekti
Tüketici kanununda açık yüküm var abonelik sözleşmeleriyle ilgili maddede diyor ki; bir yıldan uzun süreli aboneliklerde tüketici herhangi bir gerekçe göstermeksizin dilediği zaman herhangi bir cezai bedel ödemeden aboneliğini feshedebilir.
Ayrıca abonelik sözleşmeleri yönetmeliğinin 22. maddesinde de aynı sözler tekrarlanıyor. Ama buna rağmen hadi bir deneyin bakalım; 24 aylık aboneliğim var ama ben cayıyorum deyin.
Kaldı ki çoğu kez hizmet alan aboneler intenette aksama veyahut telefon hizmetlerinde yaşadığı sıkıntılar?
Açıkçası hizmet ayıplı olduğunda dahi vazgeçmek istediğinde cayma bedeli yansıtılabiliyor. Bu nedenle elektronik haberleşme sektöründen gelen şikayetlerde yoğunluk kazanıyor.
Cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahip
Yani açıkçası cep telefonu operatörleri, internet servis sağlayıcılar yasayı kabul etmek istemiyor. Yasa böyle, uymak zorundasın; yani kabul edip etmemek gibi bir insiyatif tanımamış ki kanun açalım okuyalım.
Tüketici süresi bir yıldan daha uzun olan belirli süreli abonelik sözleşmesini gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahiptir.
Ama birileri diyorlar ki hakem heyetlerine 'Aydın Ağaoğlu öyle diyor ama siz bakmayın, tüketicinin aleyhine karar verin.'
Bu demektir ki tüketici hakem heyetleri artık tüketici yanlı kararlar vermiyor. Bunun yanı sıra tüketici hakem heyeti yanlış karar veriyorsa mahkemeye git 15 gün zarfında itiraz hakkın var denilebiliyor.
Evet yasa öyle ama mahkemeye gidildiğinde her ne kadar tüketici mahkemesinde tüketici harçtan muafsa da gider avansı diye bir para istiyorlar. Bilirkişi için ver 300-400 lira, tebligat masrafları için ver 50-60 lira.
Yani tüketiciye paran yoksa hakkında yok deniyor. Yüzde 38 yarıya yaklaşmış yani düşünebiliyor musunuz Tüketici durduk yerde satıcıyı cesaret edip de şikayet edebilir mi
Adeta bu tablo paran yoksa hakkın yok diyor; bu yanlış
Cesaret edemez buna çünkü tüketici şunu düşünüyor; satıcı firma avukatı vardır, hukuk bilenleri vardır.
Ben bir avukata gitsem şimdi bunun bana çıkarttığı haksız paradan daha fazlasını avukata vermek zorunda kalacağım.
Dolayısıyla tüketici hak aramaktan vazgeçiyor; yani bugün haksızlığa uğrayan 100 kişinin 30'u hiç hakkını aramıyor. Hakkını arayanların da yüzde 38'i haksız bulunuyor.
Bunların mahkemeye taşıma oranı satıcıların itiraz oranlarının çok altında çünkü satıcılar güçlü tacir firmalar dolayısıyla avukatları var haklarını arayabiliyorlar.
Tüketici dilekçe yazmayı bilmiyor dolayısıyla adeta bu tablo paran yoksa hakkın yok diyor; bu yanlış düzeltilmeli.
Tüketici hakem heyetinde haksızlığa uğradığında maalesef mahkemeye taşıyamıyor. Kamu otoritesi yasal bir düzenleme yaparak tüketicinin mahkemedeki yükünü ortadan kaldıracak ya da hafifletecek nedenler bulmalı.
En azından başvuru esnasında istemesinler ki tüketici hakkını arasın. Zaten haklı çıktığında o masraflar satıcıya yüklenecek yargıç tarafından mahkeme o masrafları peşinen almasa tüketici gene başvurabilir haklı olduğuna inanıyor.
Yani kişilerin hulus ve safiyetinden yararlanarak açıkça dolandırıyorlar
Şu an da devre mülk satışlarında yapılan dolandırıcılıklar var. İş yeri dışında yapılan satışlarda uzaktan İngilizce eğitim seti diye üniversiteli on binlerce öğrencimiz dolandırılıyor. Hem de üniversite kampüsleri içine girip stand kuruyorlar.
Orada yaptıkları hile çok açık; diyorlar ki, senin 14 gün zarfında cayma hakkın var ben 14 gün zarfında cayma hakkım konusunda bilgilendirildim sözleşmenin bir nüshasını ve cayma formunu elden aldım.
Ama diyorlar biz seni 14 gün zarfında telefonla arayacağız, soracağız hayır dedin mi bitti. Halbuki öyle değil, sen bize yazılı cayma bildiriminde bulunmadığın için kanıtlayamazsın diyip, peşine avukat icra takipleri başlatıyorlar. 14 gün geçtikten sonra o öğrencilerin peşine avukat takıp icra takibi başlatıyorlar.
Yani kişilerin hulus ve safiyetinden yararlanarak açıkça dolandırıyorlar; oysa tüketici kanununda yönetmelikte yapılacak bir değişiklikle cayma hakkını kullanmayacağını ortaya koyduğunu ispat etme yükümlülüğü o iş yeri dışında satış yapan yani eski adıyla kapıdan satış yapan firmaya verilmeli.
Tüketici yazılı olarak demeli ki ben cayma hakkımı kullanmayacağım sizin firmanızdan. Bu belge yoksa firma onu icraya verememeli.