Kurtulan İşçiler: Facia Öncesi Ocakta Fareler Kayboldu
301 kişinin yaşamını yitirdiği maden faciasında ölümden dönen işçilerin anlattıkları felaketin göz göre göre geldiğini ortaya koydu.
Manisa'nın Soma İlçesi'nde, 301 kişinin yaşamını yitirdiği maden faciasında ölümden dönen işçilerin anlattıkları felaketin göz göre göre geldiğini ortaya koydu.
"SON GÜNLERDE HİÇ FARE GÖRMEDİM"
Madencilerden 39 yaşındaki Mehmet Ali Dinçer, ocaktaki karbonmonoksit gazı ölçümünde her ne kadar modern cihazlar kullanılsa da fareleri de izlediklerini söyledi. Madende sık görlen farelerin, son bir haftada görülmediğini belirten Dinçer, "Bizim meslekte bir söylem vardır, 'Farenin yaşadığı yerde insan da yaşar.' Biz hayatta fareyi öldürmeyiz. Çünkü onların bize zarardan çok faydası vardı. Onları gördüğümüzde havanın temiz olduğunu bilirdik. Ama ben son günlerde hiç fare görmedim" dedi.
Soma Kömür İşletmeleri firmasına ait ocakta geçen 13 Mayıs'ta yangın sonrası meydana gelen faciada 301 kişi hayatını kaybetmiş, 486 kişi de kurtulmuştu. Faciayla ilgili olarak iki savcı ve uzmanların hazırladığı ön bilirkişi raporu ortaya çıktı. Raporun sonuç bölümünde, ocaktaki karbonmonoksit gazı seviyesinin sensörlerin en üst sınırı olan 500 PPM'e defalarca çıktığı tespit edildi. Faciadan yaralı kurtulan 3 çocuk babası Mehmet Ali Dinçer, yeraltında farelerden yararlandıklarını kaydetti. Yaklaşık 9 yıldır madende çalıştığını aktaran kazı ustası Mehmet Ali Dinçer, olay günü yaşadığı korku dolu anları şöyle anlattı:
"TEMİZ BÖLGE GÜVENLİ DEĞİLDİ"
"Olay günü bize patlama olduğu söylendi. Temiz bir bölgeye çıkarttılar ama orası güvenli değildi. Orada 20 dakika bekledik ve maskelerimizi taktık. Çok aşırı duman vardı. Bir saat sonra maskenin özelliği bitti ama ben maskeyi çıkartmadım. Bazı arkadaşlar maskelerini çıkarttı. Daha sonra bir çavuş geldi ve mekanize ayağına gitmemizi söyledi. Bir saat sonra da oraya da aşırı duman geldi. Orada 142 kişiydik. Biz 142 kişiden 6 kişi kalmışız, diğerleri bayıldı."
ÇAMURLU SUYLA ABDEST ALMIŞLAR
Arkadaşlarının bir çoğunun baygınlık geçirdiğini dile getiren Dinçer, "Arkadaşlar, çamurlu suyla abdest aldılar, o suyu içtiler, feryatlar, çok karışıktı ortalık. En son ıssızlık çöktü, herkes yere yığıldı, belki ölenler de oldu. Bana bir arkadaşım iyi olup olmadığımı sordu ve yavaş yavaş yürümeye başladık. 2 bin 800 metre yol yürüdük ve saat 21.00 sıralarında dışarıya çıktık. Yarı baygındım ben. Bizim meslekte bir söylem vardır, 'Farenin yaşadığı yerde insan da yaşar.' Biz hayatta fareyi öldürmeyiz. Bazen arkadaşlarımızın ekmeğini yediği için arkadaşlarımız kızar kovalardı ama asla öldürülmezdi, çünkü onların bize zarardan çok faydası vardı. Ne kadar teknolojik aletler de olsa, onları orada gördüğümüzde havanın temiz olduğunu bilirdik. Ama ben son günlerde hiç fare görmedim. Oksijenin az olduğu yerde durmazmış fare, felaketi hissedip kaçarmış. Ben olaydan 10 gün önce acile gittim. Çok kötü başım ağrıyordu, bazen elektrikler kesiliyordu, arıza var deniyordu. Bunun yüzünden havasızlık nedeniyle başım ağrıdı ve acile gittim. Ancak bunu kimseyle paylaşmadım. Sonra da bu olay yaşandı" dedi. Dinçer, bir daha madende çalışamayacağını da aktardı.