"Made İn İzmir" Markası Önerdi,Kentte "Tasarım Bölgesi"
Tasarımcılar "Made in İzmir" markası önerdi,kentte "tasarım bölgesi" istedi
Jan Nahum, Süleyman Orakçıoğlu, Arhan Kayar, Simay Bülbül, Zuhal Yorgancıoğlu, Zeynep Acar, Deniz Kaprol, Özlem Yalım gibi tanınmış isimlerin de yer aldığı 'İzmir Tasarım Forumu', kentte farklı bir rüzgar estirdi. Ayakkabı-deri, gelinlik-abiye, mobilya, moda-hazır giyim, tekstil, mücevher- takı, yaratıcı endüstriler ve strateji alanlarında gerçekleştirilen çalışmalarda, İzmir'in geleceğine ışık tutacak önemli konular masaya yatırıldı. Yerel yönetimler arasında ilk tasarım forumunu gerçekleştiren İzmir, yine örnek oldu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi evsahipliğinde düzenlenen ve ayakkabı-deri, gelinlik-abiye, mobilya, moda-hazır giyim, tekstil, mücevher- takı, yaratıcı endüstriler ve strateji alanlarında tasarım dünyasının önemli isimlerini bir araya getiren 'İzmir Tasarım Forumu'nda, kentin geleceği açısından önemli adımlar atıldı. Hazırlık Komitesi'nde Prof. Dr. Tevfik Balcıoğlu, Prof. Dr. Murat Günaydın, Nedim Örün, Mehmet Ural ve Serhan Ada'nın yer aldığı Forum'da 7 çalışma grubu üzerinde yapılan çalışmalarda, kentte özel bir "Tasarım Bölgesi" kurulması fikri öne çıktı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun da katıldığı "İzmir: Bir Tasarım Kenti" başlıklı toplantıda, çeşitli sektörlerden temsilciler oluşturdukları çalışma gruplarıyla İzmir'in tasarım konusunda artılarını, eksilerini masaya yatırarak kentin bir sıçrama gerçekleştirmesi için yapılabilecekleri değerlendirdiler. İzmir'de tasarımın "Akdenizlilik kimliğiyle" ele alınarak gelişmesi gerektiğini söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "Böyle bir yaklaşımla hazırladığımız bu forumun, kentimizde tasarım konusunda farkındalık yaratacağına inanıyoruz. Süreci, zaman içinde çok iyi bir yere taşımak istiyoruz. Kentin zenginliklerini ortaya çıkarmak, birlik ve beraberlik sağlamak için çalışıyoruz. Bu forumun İzmir'i Akdeniz'de bir tasarım kenti haline getirmek hedefine büyük katkı sağlayacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.
"Made in İzmir" yaratmalıyız
"İzmir'i bir tasarım kentine nasıl dönüştürürüz?" ve "İzmir'i Akdeniz'de saygın bir tasarım merkezi konumuna nasıl getiririz?' sorularına yanıt aranan forumda Ayakkabı, Deri Çalışma Grubu adına söz alan ünlü modacı Simay Bülbül, kentin en büyük avantajının, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin desteği olduğunu söyledi. Başka hiçbir kentte tasarım dünyasına böyle bir fırsatın verilmediğine dikkat çeken Bülbül, "Bu fırsat verimli olarak değerlendirilmelidir. İzmir, markalaşma sürecinde geri kalmış olsa da, fason üretimde ve sivil toplum-tasarımcı ilişkisinde güçlüdür. Bir sayfiye kenti olan İzmir'de en çok giyilen ürünlerden biri olan sandalette bir marka bile yok. Bu süreç, 'Made in İzmir' markasıyla üretimler yapılarak tasarlanabilir" dedi. İzmir'e sıçrama yaptırabilecek grup önerilerini sıralayan Simay Bülbül, "İzmir Tasarım Festivali ve uzantısında İzmir Tasarım Ödülleri adı altında bir organizasyon düzenlenebilir. Fiziksel yapısı çok uygun olan Agora'da bir butik pazar oluşturularak farklı kesimler bir araya getirilebilir. Ayrıca interaktif, çağdaş müze anlayışına uygun, statik olmayan bir tasarım müzesi kurulabilir" dedi.
Tasarımcılar tek çatı altında buluşmalı
Mücevher, Takı Tasarımı Çalışma Grubu sözcüsü Yılmaz Temizocak, sektörün güçlü yanlarını kültürel olarak altına ilgili olmak, yatırım amaçlı kullanmak, kar marjı, işçilik, üretim ve eğitim kalitesinin yüksek olması şeklinde özetledi. Temizocak, "İzmir'de bilgi birikimi, eğitilmiş genç nüfus, artan turizm potansiyeli ve büyüyen ekonomi gibi artılarımız var. Bunların yanısıra, kalite kontrol eksikliği, işçilik ve maden giderlerinin pahalı olması ve eğitilmiş elemanların iş bulamamaları yüzünden sektör değiştirmeleri gibi eksilerimiz de mevcut. Biz, yöresel pazarlara uygun, özgün tasarımları olan hediyelik eşya üretimi yapılmasını öneriyoruz. Çeşitli tasarımcıları bünyesinde bulunduran Tasarımcılar Derneği kurulması da sektöre güç katar" diye konuştu.
Gelinlikte dünya markası olacağız
Gelinlik, Abiye Çalışma Grubu adına konuşan Mukadder Özden ise, amaçlarının tasarım kenti İzmir'i gelinlik, abiye ve damatlık sektöründe dünya markası yapmak olduğunu söyledi. Ülke kapasitesinin yüzde 70'ine sahip, 80 ülkeye ihracat yapabilen uluslararası bir sektörün, ulusal ve uluslararası alanda PR (tanıtım) çalışmaları ile desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Özden, "Uluslararası gelinlik haftalarına İzmir olarak mutlaka katılmalıyız. Üniversitelerde gelinlik ve abiye tasarımcısı yetiştirmeye yönelik programlar açılmalı. Ayrıca tanınmış tasarımcılar ile tanınmış firmaların işbirliğinden güzel sonuçlar çıkacağını düşünüyoruz" dedi.
Kent mobilyaları kent kültürünü yansıtmalı
Mobilya Çalışma Grubu sözcüsü Can Yengül, kentte ticaretin önünde çeşitli engeller bulunduğuna işaret etti. İzmir Limanı'nın gelişmesinin, tasarıma olan sektörel talebi de arttıracağını belirten Yengül, "Kültürel, yerel ve global değerleri, geleneksel motifleri entegre edebilecek bir anlayışla üreterek dünyaya pazarlamalıyız. Üniversitelerle işbirliği gerçekleştirilerek atölyeleri geliştirmeli, meslek liseleri ve üniversiteler arasındaki iletişimi de pekiştirmeliyiz" dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tasarıma duyarlı bir belediye olması gerektiğini söyleyen Yengül, "Kentte kullanılan bank, sokak lambası gibi ürünler, kent kültürünü yansıtmalı" diye konuştu.
Çarşı sokaklar
Tekstil Çalışma Grubu sözcüsü Elvan Adanır, İzmir'de bir tekstil müzesi kurulması yönünde yoğunlaştıklarını anlattı. Geleneksel müze kompleksi olarak kurgulanabilecek müzede kostüm, halı, kilim ve geleneksel dokumalara yer verilebileceğini belirten Adanır, "İzmir'in ulusal ve uluslararası çaplarda gelişmesine katkı sağlayacağına inandığımız bu müzede, profesyonel ile amatör tasarımcılar buluşarak atölye çalışmaları gerçekleştirebilirler. Ayrıca tekstil tasarım yaz kamplarıyla gençlerin ilgisini çekebiliriz" dedi. Tekstil Tasarım Fuarı ile Akdeniz Tekstil Tasarım Birliği kurulmasının, tekstil sektörüne büyük katkılar sağlayacağını ifade eden Adanır, "Tarihi Kemeraltı Çarşısı daha aktif hale getirilerek Bergama, Tire, Ödemiş Sokağı gibi çarşı sokaklar oluşturulabilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen organik tarım geliştirilerek organik pamuk üretimi de ön plana alınabilir" şeklinde konuştu.
Tasarım eğitimi için çekim alanı olabiliriz
Tasarım Stratejileri Çalışma Grubu adına sunum yapan Orcan Gündüz, İzmir'in tasarım üretim ve tüketim potansiyelinin araştırılması gerektiğini söyledi. Toplumun farklı kesimlerinden kent için tasarım beklenti ve önerilerinin alınması gerektiğini belirten Gündüz, "Akdeniz Akademisi'nin altında 'İzmir Tasarım Enstitüsü' kurulmalı ve tasarım eğitimi, yabancı öğrenciler için de çekim alanı haline getirilmeli" dedi. Bağımsız bir "İzmir Tasarım Promosyon Ajansı" oluşturulmasının da yararlı olacağını söyleyen Orcan Gündüz, "Kamusal alanlarda kullanılan tüm nesneler, İzmir'e özgü tasarlanmalı. Ayrıca bir tasarım rehberi hazırlanmalı" dedi.
"İzmir, tarihi değerleriyle geleceğini tasarlayacak"
Yaratıcı Endüstriler Çalışma Grubu sözcüsü Eray Makal ise İzmir'i başka kentlerle kıyaslamak yerine farkını ortaya koymak yönünde çalışmak gerektiğini ifade etti. Makal, "Yavaş kent özelliğine tezat olmakla beraber, İzmir sanayi ve ticaret alanlarında gelişmiş bir kent. İzmir'de bir dizayn enstitüsü kurulabilir. Farklı disiplinlerin bir arada çalıştığı bir tasarım merkezi oluşturularak workshoplar düzenlenebilir. Ayrıca dışardan tasarımcıların gelip iş üretebilecekleri ortamlar oluşturulabilir. Halktan katılımlar alınarak, çeşitli görüşlerden beslenilebilir. İzmir'de Silikon Vadisi benzeri bir oluşum üzerinde de çalışılmalı" dedi. Makal, İzmir'in tarihi değerleriyle geleceğini tasarlayan bir kent olacağını da sözlerine ekledi.
Jan Nahum'dan "sürdürülebilir kent merkezi" önerisi
Otomotiv, tasarım ve endüstriyel mühendislik alanlarda çalışan Jan Nahum, İzmir'in ana temasının "iklimle" ilişkilendirilmiş olmasında büyük yarar gördüğünü söyledi. Nahum, "İzmir deniz, iklim, coğrafya, rüzgar, güneş enerjisi ve organik tarım avantajlarıyla dünyanın sürdürülebilir kent merkezi olabilir" diye konuştu.
Orakçıoğlu "milenyum kuşağı"nı hedef gösterdi
İstanbul Fashion Week (IFW) Danışma Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ise konuşmasında, "İzmir ile Barcelona'yı inanılmaz bir şekilde özdeşleştiriyorum. Tarih dünyada herkesin ilgisini çekiyor. O nedenle İzmir, potansiyelini geçmişten almalı. Ama bunu yaparken de milenyum kuşağı hedeflenmeli" dedi.
Tasarımcılar ilk kez İzmir'de toplandı
Ünlü takı tasarımcısı Deniz Kaprol, bir kentin tasarlanması konusundaki bir çalışmaya ilk defa şahit olduğunu ve bundan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, "İstanbul'da henüz böyle bir adım atılmış değil. İzmirliler bu konuda çok şanslı. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu'na, bu konudaki girişimleri için çok teşekkür ediyoruz" diye konuştu.