Haberler

Madde Bağımlılığı Kronik Bir Beyin Hastalığıdır

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Madde kullanımı, psikoz, paranoya gibi ciddi ruhsal rahatsızlıkların yanı sıra böbrek yetmezliği, solunum güçlükleri, sara nöbeti, kalp krizi gibi sıkça rastlanan yan etkilere neden oluyor.

Özellikle genç erkeklerde kalp krizinin ve kalp yetmezliğinin en önemli nedenleri arasında!

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi AMATEM Koordinatörü Doç. Dr. Cüneyt Evren, halk arasında bonzai olarak bilinen uyuşturucu maddeler hakkında bilgi verdi.

Sentetik kannabinoid, yani sentetik esrar olan bu maddeler ülkemizde "Bonzai" ya da "Jamaika" adı altında piyasada bulunuyor. Sentetik kannabinoidlerin çeşitli ülkelerde ve kıtalarda çok çeşitli adlarla pazarlandığı bilinmektedir, örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde "K2", Avrupa'da "Spice" gibi.

Bonzai son zamanlarda mı popüler mi oldu? Ne kadar zamandır biliniyor?

Uzun yıllardır bilinen esrarın aksine sentetik kannabinoidler 2000'li yıllarda piyasaya sürülmüş, 2008'den bu yana tespit edilmeye başlanmıştır. Bu maddelerin bağımlılık yaptığı saptanmış, giderek vaka bildirimleriyle pek çok olumsuz etkisinin olduğu ortaya çıkarılmıştır; bu nedenle de yasaklanmıştır. Ülkemizde ise 2010 yılında tespit edilip, 2011'de Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklı maddeler arasına girmiştir. 2013 yılında ise ek karar çıkarılarak yeni sentetik madde tipleri bu listeye eklenmiştir.

Bu maddelerin farklı çeşitleri var mı?

Birçok çeşitler ve seriler oluşmuş durumda; örneğin JWH serisi, AM serisi en bilindik olanlardandır. Bu seriler sentetik maddeyi keşfeden ya da üreten kişi ya da merkezin baş harfleriyle anılmaktadır. Çok küçük bir kimyasal değişiklikle yeni bir sentetik madde ortaya çıkarılması mümkün olmaktadır. Aslında bu sentetik kannabinoidler başlangıçta iyi niyetle araştırılmıştır, esrarın bazı tıbbi hastalıklarda kullanılabileceği düşünülerek üretilmeye çalışılmıştır. Fakat sonraları Çin'de, Hindistan'da, tezgah altı ve yasadışı laboratuvarlarda üretilmeye başlanmıştır. Bu maddeler toz halinde üretilip sıvı hale getirilerek, adaçayı, yavşan otu, sarı kantaron gibi çeşitli bitkilerin üzerine sıkılıyor, daha sonra kurutulup paketlenip satılıyor.

Kimler en çok bu maddeleri kullanıyor?

Genç erkeklerde ve daha önce esrar gibi maddeleri kullanmış olanlarda en sık olarak rastlıyoruz. Yenilik arama özelliği olanlar, yeni bir maddeyi denemek isteyenler. Bu maddeleri satanların hedef kitlesi ne yazık ki en çok da ergenler. Bu nedenle lise düzeyinde bile kullananlara rastlamak mümkün.

Diğer uyuşturucu maddelerden farkı var mı?

Diğer uyuşturucu maddelerden en temel farkı şu: bu bitkilerin içine hangi sentetik kannabinoid ya da kannabinoidlerin karıştırıldığı, ya da üzerine, kullanan kişileri etkileyebilecek, hangi diğer maddelerin sıkıldığı bilinmiyor. Sırf kullanan kişide madde aldığı hissini yaratsın diye çok zararlı olabilecek böcek ilacı gibi kimyasalların sıkıldığını bile duyuyoruz. Böylelikle mide bulantısı, baş dönmesi gibi belirtiler oluşturarak kişinin uyuşturucu madde kullandığını sanması amaçlanıyor.

Bu maddelerin zararlı etkileri nelerdir?

Sentetik kannabinoidler birçok yan etkiye sahiptir. Hızla bağımlılık gelişebilir, kişide kullanmadığında kısa sürede yoğun bir kullanma isteği ve yoksunluk ortaya çıkar. Kullanımında yoğun kaygı atakları görülebilir. Sonuçta bu maddeler beyindeki çok önemli reseptörleri etkiliyor. Bu nedenle psikoz, paranoya dediğimiz çok ciddi ruhsal rahatsızlıklar olabiliyor. Kişinin kendisine ve etrafındakilere zarar verme riski yüksek, zaman zaman intiharla sonuçlanabiliyor. Üstelikte bu durumlar ilk kullanımda bile ortaya çıkabiliyor, yani uzun süre kullanılmış olması şart değil. Bunların yanı sıra böbrek yetmezliği, solunum güçlükleri, sara nöbeti, kalp krizi sıkça rastlanan yan etkiler. Özellikle genç erkeklerde kalp krizinin ve kalp yetmezliğinin en önemli nedeni. Ne yazık ki ölümle sonuçlanan vakalar da olabiliyor.

Bu maddeleri bırakmak mümkün mü?

Bırakmak elbette mümkün. Bu maddeleri kullanan kişiler, genellikle bağımlılık geliştiği ve çok yoğun bir istek yaşadıkları için, mutlaka tedaviye başvurmalılar. Bu kişiler çoğunlukla zaten kendileri bırakmayı deneyip bırakamamaktadırlar. Ayaktan ve yatarak tedavi seçenekleri var. Özellikle en sıkıntılı olan ilk dönemi gözlem altında geçirebilmesi için en az 2 hafta yatarak tedaviyi öneriyoruz, sonra ayaktan tedaviye devam edilebiliyor.

Tedavi süreci hakkında bilgi verir misiniz?

Kişiye, özel ihtiyacına göre ilaç tedavisi düzenleniyor. Öncelikle arındırma, yoksunluğu olabildiğince hafif geçirmesini sağlama hedefleniyor. Bilinçlendirme ve eğitim çok önemli. Nasıl mücadele edeceğini öğreten bir program sunuyoruz. Başvuranların bir kısmı yatarak tedavi süreci tamamlanınca ayaktan tedaviye devam ediyor. Kişi isterse grup terapilerine de katılabiliyor. Düzenli haftalık kontroller ile terapi süreci devam ediyor ve genellikle 1 yıl izliyoruz.

Bırakan kişilerin maddeden uzak durmak için ne gibi önlemler alması gerekir?

En temel şey çevreden, ortamdan uzaklaşmaları. Uyuşturucu madde kullandığını bildiği ve beraber kullandığı insanlarla bağlantısını kesmeleri. Tedavi programıyla, AMATEM gibi kliniklerle bağlantılarını koparmamaları. Terapilere devam eden bireylerde bırakma şansı çok daha yüksek..

Ailelere de eğitim veriyoruz, toplantılar yapıyoruz. Aileler bunun nasıl bir hastalık olduğunu, gençlere nasıl destek olacaklarını öğreniyorlar. Yani madde kullanmayı bırakan kişilerin hem kendi mücadelelerini, kararlılıklarını sürdürmeleri, hem de çevrelerinden destek almaları gerekiyor.

Dikkat edilmesi gereken başka bir nokta var mı?

Önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Tüm maddeler için geçerli olan bir şey; bu maddeleri kullanan kişilerde, kullanım bozukluğu geliştikten sonra beyinde yapısal değişlikler meydana geliyor. Tedaviyle kişi ayık ve maddeden uzak kalabilir, sağlıklı yaşam sürebilir. Fakat istek oluşturan ortamlarda ve kişilerle birlikte bulunursa ve baş etmeyi öğrenmemişse kendisine şu oyunu oynayabilir, bir kereden bir şey olmaz, bağımlı değilim gibi düşüncelere kapılabilir. Fakat kullandığı an çok daha yoğun bir istek ortaya çıkacaktır. Unutmamalıdır ki, madde bağımlılığı bir beyin hastalığıdır, kronik, tekrarlayabilen bir hastalıktır. Bu nedenle yaşam boyu maddeden kesinlikle uzak durmak ve mutlaka tedavi ve destek almak gereklidir.

Kaynak: Bültenler / Güncel
'Kayyum atanacak belediye sayısı 16'yı bulacak' iddiası

"16 belediyeye daha kayyum" iddiası! Bir şehre özellikle dikkat çekildi

Yenidoğan Çetesi davasında kritik duruşma başladı! Elebaşı Fırat Sarı savunma yapacak

Bebek katili çetenin lideri sanık sandalyesine oturacak

İstanbul'da kar yağışı beklenen ilçeler

İşte İstanbul'da kar yağışı beklenen ilçeler

Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

title