LYS tercihlerinde en çok yapılan hatalar! LYS tercihinde bu hatalara DİKKAT
LYS sonuçlarının açıklanmasıyla üniversite adaylarının tercih maratonu başladı. Bu yıl Ağırlıklı Ortaöğrenim Başarı Puanı'nın kaldırılarak yerine Ortaöğrenim Başarı Puanı'nın getirilmesi, tercihlerde 15 puanlık bir oynamayı beraberinde getirecek. Adaylar tercihlerinde puan kaymasına dikkat etmeli.
Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarının açıklanmasıyla sınav süreci sona erdi. ÖSYM'nin sınav sonuçlarını bir hafta erken açıklaması, tercih süresini de bir hafta öne çekti. Adaylar 8 Temmuz itibariyle başlayıp, 18 Temmuz tarihine kadar üniversite tercihi yapacak. Tercih yaparak bir yükseköğretim programına yerleştirilen adayların ise 12-16 Ağustos tarihleri arasında kayıt işlemlerini tamamlamaları gerekiyor. Ağırlıklı Ortaöğrenim Başarı Puanı'nın (AOBP) kaldırılarak yerine Ortaöğrenim Başarı Puanı'nın (OBP) getirilmesi bu sene tercihlerde 15 puanlık bir oynamayı da beraberinde getiriyor. Adaylar beklediklerinden düşük puan alacaklar. Yani bu yıl sınava giren adayların tercih eğilimleri doğrultusunda puanlar değişecek. Bu nedenle tercih yaparken başarı sırasından 15 puan yüksek ve 15 puan düşük bölümleri tercih etmeleri gerekiyor
İSTEMEDİĞİNİZ BÖLÜMÜ YAZMAYIN
Tercihlerin en çok girilmek istenen bölüm/programdan başlanarak en az istenen bölüm/programa doğru sıralanması gerektiğini belirten Üsküdar Üniversitesi Eğitim Danışmanı Uzman Ece Tözeniş, burada unutulmaması gereken Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'nda yer alan başarı sırası ve taban puanlarla geçen yıl oluşan değerler olduğunu söyledi. Adayların tercih yaparken başarı sıralarının iki katı kadar üst aralıktan, yarısı kadar da alt aralıktan tercih yaparak 15 puanlık farkı, tercihlerine yansıtabileceğine işaret eden Tözeniş, adayların tercih listelerinde istemedikleri yükseköğretim programlarına kesinlikle yer vermemesi gerektiğini vurguladı. Tözeniş, 'Adaylar, kaçıncı sıraya yazmış olurlarsa olsunlar, tercih ettikleri bir bölüme, diğer tercih eden adaylarla birlikte Y-YGS/LYS puanlarına göre sıralanmış olarak ve kontenjan dâhilinde yerleştirilecekler. Adaylar tercih listelerini tamamladıktan sonra ÖSYM tarafından ilan edilen tarih aralıklarında tercihlerini ÖSYM'ye bildirmek zorundadır' diyerek listelerin ÖSYM tarafından nasıl değerlendirildiğini anlattı.
TABLOLAR İYİ OKUNMALI
Her adayın sınav sonuç belgesini iyi incelemesi gerekiyor. Sonuç belgesinde Y-YGS ve Y-LYS puanları ve başarı sıralarını göreceksiniz. Adayların özellikle Y-YGS ve Y-LYS puanları, OBP'leri 0,12 ile (mesleki ek puanlı alanlar için 0,18 ile) çarpılarak eklenmiş halinden oluşacaktır. Bu yüzden adayların tekrar OBP'lerini hesaplamalarına gerek kalmayacak. En fazla 30 tercih hakkı bulunan adayların, en çok girmek istedikleri bölüm ve programdan başlayarak en az istenilen bölüm ve programa doğru sıralama yapması gerekiyor. Burada bölüm ve programların geçen yılki taban puan/başarı sırası ile adayın puanı/başarı sırası karşılaştırılarak bir tercih listesi oluşturulmalı. YGS'de 140 ve üstü alan adaylar ön lisans (ÖSYM Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu Tablo 3-A, Tablo 3-B) ve Açık Öğretim Fakültesi programlarını tercih edebilecekler. YGS'de 140 ve üstü alan adaylar ayrıca özel yetenek sınavı ile öğrenci alan lisans programlarına da başvurabilecekler. (ÖSYM Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu Tablo 5). Yine YGS'de 180 ve üstü alan adaylar, meslek liselilere ek puan verilen YGS puanları ile öğrenci alan lisans programlarını tercih edebilecekler. (ÖSYM Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu Tablo 4) LYS'lerde 180 ve üstü alan adaylar lisans programlarını tercih edebilecekler. (ÖSYM Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu Tablo 4). Sınavsız Geçiş hakkını kullanmak isteyen adaylar ise kılavuzdaki tablo 6C'den yararlanarak geçiş yapabilecekleri ön lisans programlarını öğrenebilirler.
İYİ LİSELER ORTALAMAYLA ETKİLENECEK
Bu sene uygulamayla okul puanının etkisi ortalama yüzde 13'ten yüzde 10'a indirildiğine dikkat çeken FEM Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Faruk Ardıç, bu sayede öğrencilerin bireysel başarısının dikkate alındığını aktardı. Lise öğrencilerinin yeni düzenlemeyle grubun başarısından veya başarısızlığından etkilenmeyeceğini kaydeden Ardıç, 'Bu sistem en çok İstanbul Lisesi, Galatasaray lisesi, Fen lisesi gibi okullarda ortalamanın altında olan öğrencileri olumsuz etkileyecek. Üniversite puanına sadece bireysel başarının eklenmesi, bazı okullarda bol not verme gibi sıkıntılar yaşanmasına neden olacak. Haklı olarak da öğrenciler notu kıt olan ve zorlandıkları okullarda okumak istemeyecekler. Bunun sonucu olarak kalitelik okullardan kaçmalar meydana gelecek, bu okullar boşalacaktır. Bence, eğitimin kalitesini aşağıya çekerek değil, diğer okulları da fen lisesi ayarına çekerek yükseltilebilir' ifadelerini kullandı.
Özel koşulları mutlaka okuyun
Başarı sırasına göre tercih yapın
Tercih yaparken 'Y' ile başlayan bölümdeki (Y-YGS, Y-TM, Y-MF,Y-TS, Y-DİL) puanları ve sıralamaları kullanacaksınız. Bu bölümde ise daha çok kullanacağınız sütun 'Alanında' sütunu. Bu sütunda yer alan ve başında '0 (sıfır)' olan rakam sizin o puan türündeki sıralamanızı gösterecek. Tercih yaparken bu sıralamayı kullanmaya özen gösterin. Puanlar yanıltıcı olabilir.
Devlet ve vakıf üniversitesi ayrımına dikkat edin
Devlet üniversiteleri dönemlik harçlar dışında öğrencilerden ücret talep etmez. Vakıf üniversiteleri ise burslu olan bölümler hariç yıllık öğrenciden ücret alırlar. Bazı öğrenciler vakıf üniversitelerinin puanının düşüklüğüne aldanarak dikkat etmeden vakıf üniversitelerini seçebiliyor. Kayıt için gittiklerinde de ücret miktarını duyunca şok oluyorlar. Bu nedenle tercih ettiğiniz üniversitenin devlet mi, yoksa vakıf mı olduğunu iyi bilmeniz gerekiyor. Dikkatli olmakta fayda var.
Özel koşulları mutlaka okuyun
Tercih kılavuzunda puan ve sıralamanın yanında özel koşul numaraları bulunuyor. Bu numaralar o bölümle ilgili özel bir durumun olduğunu gösteriyor. Bu koşulları dikkatle okumalısınız. Örneğin bu koşullarda, 'Bir yıl İngilizce zorunlu hazırlık var' ya da 'Bu yılki derslerimiz merkez kampusta değil, farklı bir ilçede görülecek' gibi maddeler yer alabilir. Bu gibi sürprizlerle karşılaşmamak için özel koşulları incelemenizde fayda var.
Tercih yaparken en sık yapılan hatalar
Kişinin seçmek istediği üniversite hakkında detaylı bilgi sahibi olmaması.
Öğrencinin kendi yetenek ve isteklerini bilmeden mesleki tercih yapması.
Seçilen yükseköğretim programının özel koşullarının gözden geçirilmemesi. (ÖSYM tarafından hazırlanan Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları çok Kılavuzu'nda, programların özel koşulları bulunmaktadır. Bu bölge yeterince incelenmeden yapılan tercihler sonrasında bir çok öğrenci yerleştirildiği halde kayıt yaptıramamaktadır.)
'Puanım kaybolmasın 'anlayışı ile öğrencinin girmek istediği değil, puanının yettiği daha yüksek puanla öğrenci alan bir programı tercih etmesi.
Öğrencinin, programların puan türleri ile kendi puanlarını dikkate almaksızın tercih yapması. Bu tür ayrımların detaylı biçimde bilinmemesi tercih hatalarına yol açmaktadır.
Kılavuz satılmayacak
Adaylar, '2013 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'na ÖSYM'nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden erişebilecekler. Ayrıca kılavuz dağıtımı ve satışı yapılmayacak. Duyurular internet sitesinde yayımlanacak. Adaylar tercihlerini yaparken ÖSYM'nin http://rehberlik.osym.gov.tr rehberlik sitesinden yararlanabilecek. Ek tercih imkânlarından yararlanmak isteyen adaylar 28 Ağustos-2 Eylül 2013 tarihleri arasında başvuru yapabilecek.,
EK TERCİHLERİ UNUTMAYIN!
Yerleştirme sonuçlarının açıklanmasından sonra yeni üniversiteliler 2-6 Eylül tarihleri arasında kazandıkları üniversite ve bölüme kayıt yaptırabilecek. Yükseköğretim programlarına kayıt işlemleri tamamlandıktan sonra boş kalan kontenjanlar üniversiteler tarafından ÖSYM'ye bildirildikten sonra ek tercih süreci başlayacak.
Bölüm ve üniversiteler hakkında bilgi edinin
Tercihler sıralanmadan önce hedeflenen meslekler ve üniversiteler hakkında bilgilere ulaşılması gerektiğini anlatan Faruk Ardıç, adayların, tercihlerini belirlemeden önce tercih etmek istediği programların bulunduğu üniversitelerin internet sayfasında yer alan bilgileri dikkatle incelemeleri, koşullarla ilgili üniversitelerden ayrıntılı bilgi almalarının yararlı olacağının altını çizdi. 'YGS-LYS ile ilgili profesyonel hizmet veren site ve kurumlardan faydalanmaları, başarı sırası, taban puanı, puan türü, kontenjan, özel koşullar gibi teknik terimlerin önceden öğrenilmesi gerektiğini anlatan Ardıç, kişisel puan aralığının FEM -puanmatik aracılığı ile öğrenilmesi adaylara daha isabetli tercih yapma imkânı verecektir' diye konuştu. Diğer pekçok dersane gibi FEM Dershaneleri'nin de ücretsiz rehberlik eğitimi sunacağını da kaydeden Ardıç, gerek internet gerekse rehberlik uzmanlarımız aracılığıyla tercih konusunda sıkıntı yaşayan adaylara yardımcı olacaklarını aktardı.
Çocukların kişiliklerini tanıyın
Uzman Psikolog Alanur Özalp: Çocuklar isimleri hoşlarına giden meslekleri seçmek istiyor, oysa meslekleri çok iyi tanımaları gerekiyor. Seçecekleri mesleklerle nasıl ortamda, hangi şartlarda çalışmak durumunda olacaklarını da idrak etmeliler. Özellikle tercih sürecinde verilecek kararlar, çocuğun tüm hayatına yön verecek. Sınıf öğretmenleri ve rehberlik öğretmenleri çocukların kişilik analizlerine göre, çocuklara fikir vermeli. Mesela çocuk hayvanları çok sevdiği için veteriner olmak istiyor. Çocuk hayvan sevmenin veteriner olmaya yeteceğini düşünüyor olabilir. Öğretmenler bu noktada devreye girerek, çocuğa o meslek grubunda neyin nasıl yapıldığını anlatmalı. Çocuk, bir köpeği sevmekten öte, yeri geldiğinde köpeğe cerrahi operasyon yapacağını, kan göreceğini idrak ederse belki o mesleğin kendisine uygun olmadığını fark edecek. Mesela matematik kafası olan çocuklar mühendislik, konuşkan çocuklar avukat, gazeteci, öğretmen olabilir. Çocuklar içe dönük ya da dışa dönük kişiliğe sahip olur. İngilizce eğitim alacak bir çocuk kişilik yapısına göre içe dönükse tercümanlık yaparak ofis içinde oturabilir, dışa dönükse rehber olup dünyayı gezebilir. Tercih sürecini bu doğrultuda değerlendirmek çok önemli. Aileler de çocuklar üzerinde baskı unsuru olmamalı. Aileler benim çocuğum ne kadar ücret kazanacak, bu yeterli olacak mı noktasına bakıyor. İlerde zaten evlenir, elinde bir bileziği olsun mantığıyla çocuk okula gönderilmez. Aileler çocuklarının gerçekten mutlu olacağı meslekler konusunda araştırma yapmalı. Sırf ailesi üzülmesin diye matematik okuyup, ressamlık yapan insanlar var. Sevilmeden okumak, bilinçsiz tercih yapmak yaşam boyu mutsuzluk demek.
Karar sadece gençlere bırakılmamalı
Psikiyatrist Doç. Dr. Armağan Samancı: Tercih yaparken aileler ve çocuklar kendi isteklerini hesaba katmamalı. Çocuğun, hem ruhsal hem de zihinsel olarak hangi yeteneklerinin olduğunun, hangi noktada olduğunun objektif olarak değerlendirilmesi gerekli. Özellikle çocuğun yapacağı seçenekler içinde kendi tecrübeleri, etraftaki insanların tecrübeleri de çocuklara aktarılmalı. Sonuçta 18 yaşındaki gençler bazen, normalde kendilerinin de sevmeyeceği şeyleri seçebiliyor. Bu anlamda tek başına çocuklara bırakmak da anlamlı değil. Ailelerin objektif olarak çocuklarının yapabileceğini düşündüğü ve ileride de çocukların yaşamlarını tek başlarına finanse edebilecekleri meslekleri sunmaları lazım. Sadece aile kendisinden örnekleri değil yaşamda başarılı olmuş başka kişilerle de görüştürmeliler çocukları. Çocukların bir şeyi sevmekle yapabilmek arasındaki farkı anlamaları lazım. Elbette birşeyi seveblirler ama yapamayabilirler. İlerde gençlerin karşılarına çıkabilir bu sorun. Şimdi severek yaptıkları seçim, yarın maddi gelir de getirmeli. Gençler hem sevdikleri hem de para kazanabilecekleri işi seçmeliler. Özellikle bazı vakıf üniversitelerinin bazı bölümleri uzamış lise ve dershane yapısında olabiliyor. Öğrenciler kendilerini geliştirebilecekleri kalifikasyonla çıkamıyorlar. Aldıkları eğitimin mesleğe dönüşme kapasitesi yüksek olmayabiliyor. Ülkemizde vakıf ve özel üniversiteler de arttı. Üniversitelerin ticari hedefleri var. Çok donanımlı olmayan bölümler de açılabiliyor. Reklam olarak gençleri cezbedici şeyler sunulabiliyor. Sunulanla alınan eğitim arasında farklar oluşuyor. Gençlerin bunları fark etmesi kolay değil. Ailelerin devreye girerek eğitimin geçerliliğini çocuklara aktarması lazım.