Haberler

Lozan'a Yeniden Bakmak

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

90. yılında Lozan Antlaşması ile Türkiye ve Yunanistan arasındaki mübadele İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde 27-28 Eylül'de masaya yatırıldı.

90. yılında Lozan Antlaşması ile Türkiye ve Yunanistan arasındaki mübadele, bu kez gündelik yaşam üzerinde on yıllara yayılan izleri ve edebiyata yansımalarıyla da İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde 27-28 Eylül'de masaya yatırıldı. Konferansın ikinci gününde "Göç, Edebiyat, Devlet Üçgeni" başlıklı bir konuşma yapan yazar Herkül Millas mübadelenin Türkiye ve Yunanistan'da edebiyata yansımaları arasındaki farka değindi: "Farklılık iki düzeyde: Göç Yunan edebiyatına hemen yansıdı; Türk edebiyatında çok sonraları ele alındı. Ama olaylar da farklı yorumlandı, birinin yenilgisi diğerinin başarısı oldu. Ancak asıl büyük fark devletin resmi yorumunda görülür. İki taraf bu olayı resmi tarihçiliğin içinde bir kimlik arayışının parçası olarak kullandı ve hatta hala kullanıyor. Bu üçgen sürekli bir iletişim içinde".

Bundan 90 yıl önce imzalanan Lozan Antlaşması, "Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu" olarak betimlenir. Her tapu gibi Lozan Antlaşması'nın da yalnızca Türkiye için değil, Yunanistan başta olmak üzere Türkiye'nin tüm komşuları için önemli sonuçları oldu. Bu sonuçlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi organizasyonu, Lozan Mübadilleri Vakfı, İnönü Vakfı ve Siyasal İlimler Türk Derneği'nin destek ve katkıları ile 27-28 Eylül'de İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde düzenlenen "Lozan'a Yeniden Bakmak" konferansında ele alındı. Türkiye'de tarihsel belgeleri doğru "okumak" sorununun altının çizildiği konferans metninde şu saptama yapıldı: "Bu genel sorun Lozan Barış Antlaşması için de geçerlidir. Lozan'ın imzalandığı dönemin uluslararası koşulları anlaşılmadan antlaşmanın mantığını kavramaya imkan bulunmamaktadır."

Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. İlter Turan; "Lozan Antlaşması, Türkiye'nin bu güne kadar büyük bir savaşa girmemesinin anahtarını taşıyor. Lozan, galip tarafların mağlup taraflara empoze ettiği bir antlaşma değildir. Her iki tarafın da özveride bulunarak vardığı bir antlaşmadır" dedi.

Konuşmacılar arasında yer alan Prof. Dr. Ayhan Aktar ise mübadele döneminde gidenlerin durumunu, kalanların dramını ele aldı. Lozan gibi kurucu bir belgenin işin sonunda bu devletin esas teşkilat ve hukuki yapısıyla çatıştığını vurguladı.

"Göç, Edebiyat, Devlet Üçgeni" başlıklı konuşma yapan Herkül Millas; " 1922-1923 yıllarında Türkiye ve Yunanistan arasında bir mübadele ve göç yaşandı. Bu bir olgu. Edebiyata yansımaları olayın algısı anlamındadır ve bu yansıma, bazı benzerliklere karşın, Türkiye ve Yunanistan'da farklı oldu. Farklılık iki düzeyde: Göç Yunan edebiyatına hemen yansıdı; Türk edebiyatında çok sonraları ele alındı. Ama olaylar farklı da yorumlandı, birinin yenilgisi diğerinin başarısı oldu. Ancak asıl büyük fark devletin resmi yorumunda görülür. İki taraf bu olayı resmi tarihçiliğin içinde bir kimlik arayışının parçası olarak kullandı ve hatta hala kullanıyor. Bu üçgen sürekli bir iletişim içinde" diye belirtti.

Kaynak: Bültenler / Güncel
İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

Tunceli ve Ovacık Belediye Başkanlarının yerlerine gelen isimler ve kayyum gerekçeleri belli oldu

Kayyum gerekçeleri ve yerlerine gelen isimler belli oldu

Tunceli ve Ovacık Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından belediye önünde protestolar başladı

Kayyum kararının ardından belediye önünde protestolar başladı

Putin'den tüm dünyaya gözdağı: Yeni füzelerimizi engelleyebilecek bir hava savunma sistemi yok

"Yeni füzelerimizi engelleyebilecek bir hava savunma sistemi yok"

title