Londra Enerji Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Öğütçü'ye göre "enerji", barış için önemli bir köprü olabilir Açıklaması
Londra Enerji Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü, enerjinin ülkeler arasında barış için önemli bir köprü rolü oynayabileceğini kaydetti.
Londra Enerji Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü, enerjinin ülkeler arasında barış için önemli bir köprü rolü oynayabileceğini kaydetti.
Eski bir diplomat da olan Öğütçü, AA muhabirine, enerji güvenliği ve enerji alanında işbirliğinin önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Enerji meselesinin tek bir ülke üzerinden ele alınamayacağını belirten Öğütçü, "Hazar'ı Karadeniz'den ayrı konuşamazsınız, Ege'yi Doğu Akdeniz'den ayrı konuşamazsınız. Sadece Türkiye ve Yunanistan değil, Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Romanya... Bunların hepsi bir bütün teşkil ediyor. Enerji, ülkeler arasındaki ilişkilerde ve bölgesel işbirliğinde bir köprü rolü oynayabilir." ifadelerini kullandı.
Dünyada, enerjide bağımsız olup kendine yetmeyi başarmış tek bir ülke bile bulunmadığını söyleyen Öğütçü; Japonya ve Çin gibi ülkelerin bile bunu başaramadığına dikkati çekti.
Öğütçü, Ukrayna'daki savaşın ardından, Rusya'nın, Avrupa'nın enerji haritasından büyük ölçüde çıkartıldığını belirerek bunun, Avrupa ekonomileri üzerine olumsuz etkisinin Rus ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisinden çok daha fazla olduğunu ifade etti.
Son üç dört yıl içerisinde Avrupa Birliği'nin (AB) bu nedenle Çin ve ABD karşısındaki rekabet gücünü önemli ölçüde kaybettiğini aktaran Mehmet Öğütçü, bunun uygun fiyatlı Rus doğal gazı yerine ABD'den getirilen sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ile artan enerji maliyetlerinden kaynaklandığını vurguladı.
"Enerji güvenliği, milli güvenlik sorunudur"
Öğütçü, enerjiyi sadece evlerde, tarımda, sanayide kullanılan bir ihtiyaç olarak değil, ülkelerin rekabet gücünü de belirleyen çok önemli bir unsur olarak tanımlayarak "Bana kalırsa enerji güvenliği aynı zamanda bir milli güvenlik sorunudur." dedi.
Enerji güvenliği için tek bir kaynağa bağımlı olmamanın önemine dikkat çeken Öğütçü, arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Öğütçü, "Türkiye o açıdan şanslı, iyi bir enerji güvenliği mekanizması oluşturmuş şekilde. Doğal gazımızı Rusya'dan alıyoruz ama Azerbaycan'dan da alıyoruz. İran'dan da alıyoruz. LNG olarak Amerika'dan da getiriyoruz. Belki ileride Doğu Akdeniz'den, Irak'tan, Suriye'den de gelecek. O anlamda Türkiye AB ülkelerine göre daha şanslı." diye konuştu.
Enerji güvenliğinde önemli bir başka unsurun ise güven ilişkileri olduğunu belirten Öğütçü, insan ilişkilerinde, devletler arası ilişkilerde, ticari ilişkilerde olduğu gibi enerjide de üretici, transit ve tüketici ülkeler arasında güven oluşması gerektiğini dile getirdi.
Öğütçü, enerji güvenliğinde son dönemde yeni unsurların da varlığına işaret ederek lityum, kobalt ve bakır gibi kritik minerallerin de ilerleyen teknolojiyle petrol, doğal gaz ve kömür gibi enerji kaynakları kadar önemli hale geldiğini kaydetti.
Kritik altyapının korunmasının da önemli bir enerji güvenliği unsuru olduğunu belirten Öğütçü, enerji güvenliğinin eskisi gibi sadece petrol, doğal gaz ve kömüre indirgenemeyeceğini zira değişime uğradığını söyledi.
"Enerjide karşılıklı bağımlılık olunca husumet kalmıyor"
Öğütçü, geçen hafta konuşmacı olarak davet edildiği Atina Enerji Zirvesi'nde şu ifadeleri kullandığını aktardı:
"Özellikle enerjide ve iklim değişikliğinde işbirliği, ortaklık olmadan hiçbir şey yapamazsınız çünkü bu, ülkelerin gücünü aşan bir şey."
Enerji hatlarının farklı ülkelerden geçmesiyle birlikte bu ülkeler arasında karşılıklı bağımlılığın da oluştuğunu belirten Öğütçü, enerji alanında, transit ilişkilerle dostluk ilişkisinin de kurulması gerektiğini ifade etti.
Öğütçü, şunları kaydetti:
"O zaman husumet kalmıyor çünkü menfaatiniz var onun devam ettirilmesinde. Arada bir ihtilaf çıkarsa, soğukluk yaşanırsa, gerginlik olursa, o boru hatlarının, o enerji nakil hatlarının işlemesi duracak, ülkeler ciddi sıkıntıya düşecekler. Onun için her ne kadar şu an dünyamızda bu çok yaşanmasa da enerji, barış için de çok önemli bir köprü rolü oynayabilir. Bizim bölgemizde yani Hazar, Karadeniz, Ege, Güneydoğu Avrupa ve Doğu Akdeniz'de ki ben, bu bölgeyi çok karmaşık olmasına rağmen tam bir bütün olarak görüyorum zira hepsi birbirine bağlı, işbirliği ve ortaklıklar kritik öneme sahip."
Türkiye, Suriye, Libya ve Lübnan'ın dahil olmadığı, sadece Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), İsrail ve Mısır arasında düzenlenen Doğu Akdeniz Doğal Gaz Forumu'nun bugün hiçbir geçerliliği olmayan bir mekanizma olduğunu belirten Öğütçü, "Bunun yerine tüm Akdeniz ülkelerini kapsayacak hatta gerekirse Hazar'ı, Karadeniz'i ve Ege'deki ülkeleri de içine ister üye ister gözlemci olarak alacak yeni bir bölgesel enerji platformuna ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.
"Türkiye kilit ülke"
Öğütçü, önerdiği yeni platformu, "Tek bir ülkenin domine etmeyeceği, herkesin işbirliği ve 'kazan kazan' menfaatleri temelinde çalışabileceği, esnek ve mümkün olduğunca gayriresmi bir örgütlenme, diplomatik sorunların dile getirilmediği, ülkelerin engellemediği bir yaklaşım" şeklinde tanımlayarak şu değerlendirmeyi yaptı:
"Burada Türkiye kilit ülke. Neden kilit ülke? Nüfusuyla, coğrafyasıyla (önemli bir ülke). Abartılı bulurlar ama gerçekten köprü ülkeyiz. Doğudan batıya baktığınız zaman hatta daha ileriye gidip, Çin'den başlayıp Avrasya'yı boydan boya geçin, Türkiye'ye gelin, Balkanlar'a geçin, Avusturya'yı geçin, Almanya'ya kadar uzanın, Rusya'dan da Suudi Arabistan'a kadar uzanın. Bu geniş coğrafyanın hem nüfus hem ekonomik güç hem insan sermayesi hem asgari güç açısından en güçlüsü, en önemli ülkesi Türkiye."
Türkiye'nin bu platformu kimseyi ürkütmeden, mümkün olduğunca yapıcı ortaklıklar çerçevesinde hayata geçirmesinin mümkün olduğunu belirten Öğütçü, "Dominant bir rol oynarsanız, ufak bir krizde askeri kaslarınızı kullanmaya çalışırsanız o, sorun yaratabiliyor. Onun için Türkiye'nin liderliğini kabul edebilecekleri bir mekanizma yaratmak lazım." dedi.
Öğütçü, iklim değişikliği ve çevre konularında herkesin benzer hassasiyetlere sahip olduğunu ifade ederek "Bir yandan da gerçekçi olmamız lazım. Yeşil enerjiyi, sürdürülebilir enerjiyi çok istiyoruz ama unutmayın, bugün hidroelektrik hariç tutulduğunda yeşil enerjinin dünyadaki payı hala yüzde 7-8 civarında. Şu an dünyada tüketilen enerjinin yüzde 81'i fosil yakıt, yani petrol, doğal gaz, kömür. Bunu da bugünden yarına değiştiremezsiniz." diye konuştu.