Londra'da Akademik Mirasın Korunması paneli
İngiltere'nin başkenti Londra'da Türkiye'deki sığınmacı akademisyenlerin akademi hayatına dahil edilmesi ve Orta Doğu'daki akademik mirasın korunması konulu bir panel gerçekleştirildi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da Türkiye'deki sığınmacı akademisyenlerin akademi hayatına dahil edilmesi ve Orta Doğu'daki akademik mirasın korunması konulu bir panel gerçekleştirildi.
Londra Yunus Emre Enstitüsü, "Sığınmacı Krizleri ve Akademik Mirasın Yüksek Öğretim Yoluyla Geleceğe Taşınması" başlıklı bir panele aralarında Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın'ın da olduğu çok sayıda kişi katıldı. Etkinliğin başında Türkiye'de çalışma imkanı bulan Suriyeli akademisyenlerin görüşlerine yer veren bir video gösterildi.
Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, panelde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve YÖK öncülüğünde hayata geçirilen "Ortadoğu'da Akademik Mirası Koruma Projesi" hakkında bilgi verdi.
AA, THY ve TRT'nin de paydaşlar arasında yer aldığı projenin önemine değinen Tufan, "Çoğu Suriyeli akademisyen ya da Orta Doğulu akademisyen, öncelikle hayatta kalma ve çocuklarını güvende tutma mücadelesi vermekte. Devamında ise değişik üniversiteler ve ülkelerde akademik çalışmalarını sürdürmek istiyor." dedi.
Türkiye'nin Orta Doğu'ya yönelik "açık kapı" politikası olduğunu kaydeden Tufan, "En başından beri bu meslektaşlarımızla ilgili bir çözüm bulmak istedik. Dolaysıyla bu amaçla başlayan projeyle uluslararası akademi çevrelerinde farkındalık da oluşturulması amaçlandı. Çünkü her gün onlarla (sığınmacı durumundaki akademisyenler) yaşıyoruz ancak diğer uluslararası toplumlar bunun farkında değildi." diye konuştu.
Doç. Dr. Bilge Kağan Özdemir de konuşmasında Orta Doğu'daki akademik mirası İslam öncesi, İslam dönemi, Osmanlı dönemi ve Osmanlı sonrası başlıkları altında dört bölümde ele aldı. Akademik mirasın son dönemde DEAŞ gibi terör örgütleri ya da devletler tarafından yok edilmesine vurgu yapan Özdemir, savaş sırasında Irak ve Suriye'de milyonlarca kitap, eser, tarihi haritanın yok edildiğini vurgulayarak, "Sadece Orta Doğu'daki binalar yok edilmedi aynı zamanda insanlık, kültür ve medeniyet de yok edildi." ifadesini kullandı.
"Türkiye'nin yaklaşımı ile Batı'nın yaklaşımından oldukça farklı"
Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulundan Dr. Idil Osman ise projeden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye'nin bu projeyle sığınmacıların kapasitelerini belirleyip onlara yardım ettiğini kaydeden Osman, şöyle konuştu:
"Bu projenin ötesinde, Türkiye'nin insani gelişime yaptığı katkıya da bakmak gerekir. Somali çerçevesinde baktığımızda Türkiye'nin yaklaşımı, Batı'nın yaklaşımından oldukça farklı. Türkiye, Somalilerin içinde. Okulları, hastaneleri, yardım kuruluşları ve camileriyle halkın içinde. Türkiye, 20 bin Afrikalı askerin koruduğu, şehirlerden uzak kamplarda değil, halkın da bir parçası halinde. Bu da halkla beraber acı çektiğiniz, beraber geliştiğiniz, beraber iyileştiğiniz anlamına geliyor. Aslında bu da onlarla birebir bağlantı kurarak onları nasıl geliştirdiğinizi gösteriyor."
Bu yaklaşımla Türkiye'nin insanları kendi kendilerine yeter bir konuma getirdiğini söyleyen Osman, "İstediğimiz de bu. Sadece yardım etmek değil. Yardım güzel ancak Müslümanlar olarak onların bize bağımlı hale gelmesini istemeyiz. Kendi kendilerine yeter hale gelmelerini kolaylaştırıyorsunuz." ifadesini kullandı.
Somali'nin başkenti Mogadişu'da 2017'de yaşanan çok büyük bir terör saldırısı sonrası Türk yetkililerin Somali'de tedavi edilemeyecek durumda olan yaralıları uçakla Türkiye'ye götürdüğünü hatırlatan Osman, "Bu İngiltere'nin yapacağı bir şey değil. İngiltere gidip ameliyata ihtiyacı olanları uçakla getirmez. İngiltere bunu yapmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Somalili sığınmacı bir ailenin kızı olan Osman, ayrıca Türkiye'nin Somalili gençlere sağladığı yüksek öğretim imkanının da çok önemli olduğunun altını çizdi.
Öte yandan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Verşan Kök ile Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Özkan, sığınmacı akademisyenlerin Türk ekonomi hayatına entegre edilmesiyle ilgili kendi üniversitelerinin tecrübelerini paylaştı.