Leyla Bilginel: Atatürk'ün de Dediği Gibi Ne Varsa Türk Hekimlerinde Var
BİR süredir yaşadığı Tayland'da sivri sinek ısırması sonucu hastanelik olan ve tedavi için Türkiye'ye getirilen Leyla Bilginel hastane odasında, yaşadıklarını basın mensuplarına anlattı.
BİR süredir yaşadığı Tayland'da sivri sinek ısırması sonucu hastanelik olan ve tedavi için Türkiye'ye getirilen Leyla Bilginel hastane odasında, yaşadıklarını basın mensuplarına anlattı. Hastalığının 22'inci gününde olduğunu ifade eden Bilginel, "Burada olmak ve güvende hissetmek her şeyden psikolojimi düzeltti. Mucize diyorum şuanda ayakta olmam. Atatürk'ün de dediği gibi 'Ne varsa Türk hekimlerinde var' biz yıllardır biliyoruz." diye konuştu.
Leyla Bilginel, bir süredir yaşadığı Tayland'da sivri sinek ısırması sonucu hastanelik olmuştu. 'Dengue Fever' isimli hastalığa yakalanan Leyla Bilginel, gözyaşları içinde yardım istemişti. Bilginel, Fatih Samatya'daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Bilginel'in sağlık durumu ile ilgili Hastane Başhekimi Prof.Dr.Özgür Yiğit ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nagihan Didem Sarı basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
"HAYATİ TEHLİKESİ YOK"
Hastane başhekimi Prof.Dr.Özgür Yiğit, "Leyla Bilginer adlı hastamız Phuket'te yaşıyor. Hastamız, Mayıs aylarının sonlarına doğru baş ağrısı ve bulantı, kusma şikayetleriyle hastaneye başvuruyor ama hastamızda migren de olduğu için bu rahatsızlığı migren, baş ağrısı gibi düşünülüyor. Eve gönderiliyor ama vücut ağrıları başlayınca Haziran ayının 12'sinde orada hastaneye yatırılıyor. Sağlık Bakanlığımızın duyarlılığı sayesinde bir şekilde haberdar olunuyor ve hastamız Türkiye'ye davet ediliyor. O da Türkiye'ye gelmeyi kabul ediyor. Bugün saat 13.30 itibariyle hastanemize naklediliyor. Genel durumu iyi. Kırgınlıkları düzelmiş. Bilinen adıyla dang hastalığı ön tanısıyla orada takip edilmiş. Bir dönem orada sıkıntılar çekmiş, vücudunda ödemler oluşmuş. Nefes darlığı oluşmuş. Şuan hastalığı gerilemiş vaziyette. Enfeksiyon uzmanları tarafından hastanemizde takip ediliyor. Hayati tehlikesi yok. Genel durumu düzgün. Umarım en kısa zamanda iyileşir. Bu hastalığın belirgin bir ilacı yok. Bulaşıcılığı yok, o dönemi geçmiş durumda." diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE BU HASTALIĞI TAŞIYACAK SİVRİ SİNEK YOK"
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr.Nagihan Didem Sarı ise, "Sivri sinek Türkiye'de bulunmayan bir cins. Bizim açımızdan bulaşıcı bir riski yok şuan. Bu hastalık, tropikal iklimler, yurt dışı seyahatler içeren gidişler olduktan sonra bizde de görülmeye başladı. Hastamızın yeni tetkiklerini aldık. Karaciğer enzim yüksekliği var. Ama tehlikeli bir durumu yok. Türkiye'de bu hastalığı taşıyacak sivri sinek yok. Bu nedenle burada bu hastalığın bulaşma riski yok. Leyla hanım, kritik aşamayı geçirmiş görünüyor. Çocukluğunu burada geçirmiş olduğu için bu mikroba alışkın değil." dedi.
"BİZDE, KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI VAR"
Sarı, 'Ülkemizde bu tür hastalıklara rastlanıyor mu" şeklindeki bir soruya ise, "Bizde buna benzer Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı var. Bizimki daha ölümcül seyrediyor. Bu hastalığın normal süreci 20 ile 25 gün sürüyor. Kritik süreç ise 3-4 gün sürmekte." Şeklinde konuştu.
"MUCİZE DİYORUM ŞU ANDA AYAKTA OLMAM"
Doktorların açıklamasının ardından Leyla Bilginel de hastane odasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bilginel, "Hastalığın 22. günündeyim. Tabi ki bir süredir devam eden semptom var. Ama burada olmak ve güvende hissetmek her şeyden psikolojimi düzeltti. Mucize diyorum şu anda ayakta olmam ve karşınızda olmam işin gerçeği" dedi.
"ATATÜRK'ÜN DE DEDİĞİ GİBİ 'NE VARSA TÜRK HEKİMLERİNDE VAR"
Bakanlığın daha önce hatta özel uçak gönderip aldırmak için teklifte bulunduğunu ifade eden Bilginel "Çok aradılar ilgilendiler. Oradan uçamazlar dediler. Çünkü kan değerlerim çok düşüktü. Kan değerlerim 100 binin üstüne gelmeden gelemedim ben buraya işin gerçeği ben çok istememe rağmen. Çünkü ne olursa olsun çok istememe rağmen hepinizin bildiği bir şey Dünya'da birçok konuda ülkeyi de, Avrupa'yı da eleştiriyoruz, söylüyoruz. Her konuda Türkiye'de birçok yanlışlıklar, kötülükler gittikçe artıyor, yükseliyor. Atatürk'ün de dediği gibi 'Ne varsa Türk hekimlerinde var' biz yıllardır biliyoruz. Ben onu ilk keşfettiğimde İngiltere'de çok ağır bir alerjik vaka geçirdim. İlk kez yabancı bir hastaneye girdiğimde bu nasıl bir şey dedim. Çünkü orada insanlar bizim gibi değil." dedi.
"NE OLURSA OLSUN KİMLİĞİMDE BİR TC YAZIYOR"
Bilginel sözlerine şöyle devam etti: "Ben hep şöyle bir şey diyorum. Dünya insanıyım. Ayrımlaşmak istemiyorum. Bunu kabul etmek istemiyorum. Ne olursa olsun kimliğimde bir TC yazıyor. TC evladı doğurdum ben dünyaya, ne olursa olsun sahip çıkılması insana güven veriyor. İyiyim şükür, atlattım ama tabi ki bu zehir çok ağır bir zehir. Bu tetkiklerimin yapılması kafamın rahat olması ayrı bir mutluluk. Çok teşekkür ediyorum. " dedi.
"ÇOK FAZLA SEVENLERİM VARMIŞ"
Bilginel, "Tayland'a tekrar geri dönmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna ise, "Ben çok istiyorum. Ama annem ölümü çiğnersin diyor. Tüm ülke 'biz seni özledik' diyor. 'Yeter artık, gittin, 4 yıl dinlendin ekranlara dön' diyorlar. Çok fazla sevenlerim varmış." diye konuştu.
"DÖRT YILIN SONUNDA BÖYLE BİR ŞEY OLDU"
Bilginel, "Ben bugün şunu söyleyeyim. Ben çok inançlarıyla var olan bir insanım. Allah der Allah yatar Allah ile kalkarım. Dört yıldır burnumuzun ucu kanamadı bizim. Dört yılın sonunda bir sineğin şeyine o da sinek, sivrisinek çok öldürdüm. Şeylerini aldılar diyorum artık. Dört yılın sonunda böyle bir şey oldu. Çok şükür ölmedim mucizelerle detaylarını ben bilmiyorum. Çünkü ölümün ucuna girdiğim anlar oldu. Oradaki doktorlar beni eve gönderdi. Ateşim yok diye çözemediler. İki gün sonra tekrar gittiğimde hemen alarm verildi zaten apar topar aldılar beni. O arada yine bir sürü saçma sapan şeyler yaşandı." dedi.
"ONU YAZANLARIN VİCDANSIZLIĞINDAN DOLAYI GİTMİŞ OLABİLİR MİYİZ ACABA"
Konuşması sırasında gözyaşlarını tutamayan Bilginel, "Ayaktayız ya, nasıl döneyim. Ben bu soruyu hepinize soruyorum. Ben nasıl döneyim. Ben bugün hasta yatağımda sizlerden dua istiyorum diye sadece bir mesaj atıyorum. Ben ne oğlum kaldı. Ne vatan hainliğim kaldı. Ne demediğim şey kaldı. Cımbızla seçip içinden söylüyorlar. Bugün benim evladım çok mutlu ve onun mutluluğu için elimden geleni yaparım. 40 yaşında bir insan şan, şöhret, para, pul her şey burada varken bırakıp niye gider. Bir onu sorun. Oradaki onu yazanların vicdansızlığından dolayı gitmiş olabilir miyiz acaba." diye konuştu.
- İstanbul