Latife Tekin En Sevilen Eserleriyle Can Yayınları'nda
Bu sözlerle anlatıyor Latife Tekin ilk romanı Sevgili Arsız Ölüm'ü. Yazarının yaşadıklarından damıttığı, sözlü kültürle harmanladığı bu benzersiz romanın bu yıl 35. yılı.
"… Kendi öz değerlerimi, dilimi ve birlikte doğup büyüdüğüm insanların durulmaz bir coşkuyla bana taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için direndim. Elinizdeki roman bu direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana armağanıdır."
Aktaş ailesinin köyden kente göçünü, yaşama çabalarını, korkularını, aile bireylerinin giderek yalnızlaşmasını konu edinen Sevgili Arsız Ölüm, yoksulların yaralı bilincini benzersiz bir şekilde yansıtmakla birlikte, masallar, türküler, mâniler ve halk hikâyeleriyle örülmüş anlatımı nedeniyle eleştirmenlerce"büyülü gerçekçilik" akımına dahil edilmiştir.
Yayımlandığında büyük yankı uyandırarak edebiyatımıza damga vuran Sevgili Arsız Ölüm, birçok dile çevrilmesinin yanı sıra tiyatroya da uyarlandı.
Berci Kristin
Çöp Masalları
"Bir kış gecesinde, gündüzleri kocaman tenekelerin şehrin çöpünü getirip boşalttıkları bir tepenin üstüne, çöp yığınlarından az uzağa, fener ışığında,sekiz kondu kuruldu. Sabah konduların üstüne yılın ilk karı düştü."
Bu sözlerle başlıyor Latife Tekin'in ikinci romanı Berci Kristin Çöp Masalları ve sanayi mahallesiyle geniş bir alana yayılmış çöp sahası arasında bitiveren bir gecekondu mahallesinin hikâyesini dillendiriyor. Bir yanda kırsaldan kente göç ettiği halde eski gelenek ve göreneklerine, söylencelerine tutunanları gözler önüne seren bu kültleşmiş roman, bir yanda da hayatta kalmak, şehre uyum sağlamak, fırsatlardan yararlanmak için yabancılaşanları, yıpranıp yozlaşanları anlatıyor. Hem de büyülü hikâyelerle, ağıtlarla, mânilerle ve tekerlemelerle örülmüş olağanüstü bir üslup, sakınmasız bir göz ve sımsıcak bir şefkatle.
İlk kez 1984 yılında yayımlanan Berci Kristin Çöp Masalları, edebiyat dünyasında büyük yankı uyandırmış, kısa sürede pek çok dile çevrilmiş ve uluslararası bir beğeniyle karşılanmıştı. Muazzam bir hayal gücü, dil ustalığı ve duyarlılığın ürünü olan bu benzersiz metin, Latife Tekin'in başyapıtlarından biri sayılıyor.
Gece Dersleri
"Ama sen, kendine ait bir hayat parçasını ele geçirme hayaline çarpıldın ve gözleri köpükler içinde yüzen karanlık perileriyle düşüp kalkmaya başladın."
On sekiz yaşındaki Gülfidan, "Sekreter Rüzgâr" kod adıyla solcu bir örgüte katılmıştır. Ancak aykırı kişiliğini bastırıp uyum sağlamakta güçlük çeker. Örgüt liderlerinden biriyle evlenen Gülfidan, tüm üyelerin karşı çıkmasına rağmen çocuğunu doğurur. Gelgelelim örgütte kalmak için kendine uyguladığı baskı, ruhunda derin yaralar açar. 12 Eylül Darbesi'yle örgüt üyelerinin gizlenmesine tanık olan Gülfidan zamanla kendisinin de hem örgütten hem kendinden gizlediği bir yaşamı olduğunu fark edecektir. Bu gizli hayata son vermek içinse elinde tek bir silah vardır: yazmak…
İlk kez 1986 yılında yayımlanan, yazarının "kısacık bir romanın uzun şiiri" olarak tanımladığı Gece Dersleri, parçalı ve boşluklu yapısıyla benzersiz bir üslup denemesi olarak karşılanmıştı.
Buzdan Kılıçlar
"Yoksulların hakikatli düşmanı yazı! Seni pılık pırtık hayatımızın muammasını daha da koyulaştırmak için kullandım"
Buzdan Kılıçlar üç kardeşin; Hazmi, Mesut ve Halilhan ile onun en yakın dostu Gogi'nin hikâyesini anlatıyor. Varoşların bu "pılık pırtık adamları", batık şirketlerini yeniden canlandırmak için didinip dururlar. Ancak Halilhan'ın hem dert ortağı haline gelen hem de gözü gibi baktığı Volvo marka arabası, kardeşler arasında hep sorun olur.Varsılların dünyasının kıyısında, bir gecekondu mahallesinde yaşayan bu karakterler, hayatın karşılarına çıkardığı güçlüklere, hayal kırıklıklarına, dışlanmalara ve küçümsenmelere buzdan kılıçlarla karşı koymaya çalışırlar. Gelgelelim Volvo'sunun aldığı darbelere bile göğüs geren Halilhan için, en yakın dostu Gogi'nin ondan yüz çevirdiği gerçeğiyle yüzleşmek, hiç de kolay olmayacaktır.
İlk kez 1989 yılında yayımlanan Buzdan Kılıçlar için, "Yoksulların, kendilerini küçümseyici bakışlarla süzen insanlara keşfedilmedik bir bilinçle numara yaptıkları düşüncesiyle yazdım," diyor Latife Tekin. Ve ekliyor: "Yoksullardan yakınanların aklına nedense, yoksulluk içinde yaşayan insanların aklı fikri olabileceği düşüncesi gelmiyor." Buzdan Kılıçlar, görmezden gelinenlerin dünyasını derin bir duyarlıkla ele alıyor.