Kuzey İrlanda Lideri: Halkın Çoğunluğu Birleşik Krallık'ta Kalmak İstiyor
Kuzey İrlandalı birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) lideri Jeffrey Donaldson, bölge halkının Birleşik Krallık'ta kalmak istediğini söyledi. Donaldson, Birleşik İrlanda fikri ve seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca Türk şirketlerini bölgede yatırım yapmaya çağırdı.
Kuzey İrlandalı birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) lideri Jeffrey Donaldson, bölge halkının büyük çoğunluğunun Birleşik Krallık'ın parçası olarak kalmak istediğini söyledi.
Donaldson, AA muhabirine Kuzey İrlanda'nın İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmesi anlamına gelen "Birleşik İrlanda" fikri ile İngiltere'de bu yılın ikinci yarısında yapılması beklenen seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kuzey İrlanda'da ilk kez Birleşik Krallık'tan ayrılık yanlısı Sinn Fein'den bir ismin Bölgesel Hükümet Başbakanı olarak göreve gelmesinin bölgenin yerine ilişkin soruları gündeme getirdiği hatırlatılan Donaldson, " Kuzey İrlanda'nın, Birleşik Krallık'ın bir parçası olarak gelecekte daha da güçleneceğini düşünüyorum. Bence Birleşik Krallık'ın bir parçası olarak kalmamız daha iyi olacaktır. Tabii ki Birleşik İrlanda'yı savunmak başkasının görevi ancak Kuzey İrlanda'daki insanların büyük bir çoğunluğu bence hala Birleşik Krallık'ın bir parçası olmak istiyor." dedi.
Donaldson, bölgede gelişen ekonomik durumun da Birleşik Krallık'ta kalma fikrini güçlendirdiği iddialarını destekleyerek, "(Yetki paylaşımı anlaşması) Elbette yaptığımız yeni anlaşma ekonomik potansiyelimizi daha da geliştirecek. Yakın zamanda Türkiye'nin Londra Büyükelçisi'nin Kuzey İrlanda'yı ziyaret etmesinden de mutluluk duydum. Türkiye ile Kuzey İrlanda arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerimizi geliştirmenin yollarını arıyoruz." diye konuştu.
"Yeni hükümetle çalışmaktan mutluluk duyacağız"
Türk şirketlerini bölgede yatırım yapmaya çağıran Donaldson, Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenleyen Windsor Çerçeve Anlaşması ile İngiltere iç pazarının yanı sıra Avrupa Birliği ortak pazarına da açılma şansı yakaladıklarını dile getirdi.
Bu durumun Kuzey İrlanda'yı güçlü pozisyona getirdiğinin altını çizen Donaldson, İngiltere'de kurulan son 3 hükümette Muhafazakar Partiye verdikleri desteğe işaret ederek, "(Yetki paylaşımı anlaşması) Bize anlaşmaya varabilmemiz için çok zaman ayıran şu anki Başbakan'la (Rishi Sunak) gerçek bir ilerleme kaydettik. Bu görüşmelerin sonucu olarak hükümetle de ilişkilerimiz gelişti. Kuzey İrlanda'ya daha fazlasını kazandırmak için şu anki hükümetle yakın çalışmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Donaldson, İngiltere'deki seçimlerde İşçi Partisinin iktidara gelmesi halinde yaşanacaklara yönelik soruya da yanıt vererek, "Gelecek hükümet Muhafazakar da olsa İşçi Partisi de olsa birlikte çalışmaktan mutluluk duyacağız. (İşçi Partisi lideri) Keir Starmer ve ekibiyle yakın ilişkilerimiz var. Onların da Muhafazakar Partililer gibi çalışabileceğimiz insanlar olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Kuzey İrlanda'daki seçimleri, İngiltere'den ayrılığı savunan Sinn Fein kazanmıştı
Kuzey İrlanda, Belfast Anlaşması'nın (Hayırlı Cuma Anlaşması) bir parçası olarak tasarlanan güç paylaşımı modeliyle yönetiliyor ancak bu modelin işlemesi için ince bir denge kurulması gerekiyor.
Buna göre, bölgenin yönetim yapısı gereği yerel hükümet başbakanının seçimlerden birinci çıkan Sinn Fein ve ikinci sırada gelen DUP arasındaki anlaşmayla belirlenmesi gerekiyor.
Ancak son genel seçimlerde, tarihinde ilk kez Kuzey İrlanda'da birinci olan Sinn Fein'in yerel hükümet başbakanını belirlemesine DUP yaklaşık 2 yıldır karşı çıkmıştı.
Seçimlerin ardından parlamentoda, yeni meclis başkanı seçilememişti
Kuzey İrlanda'da, İngiltere'den ayrılığı savunan Sinn Fein'in birinci parti çıktığı 5 Mayıs 2022'deki bölgesel parlamento seçimlerinin ardından ikinci parti DUP'un, 13 Mayıs'taki yeni meclis başkanı seçim sürecini desteklememesi nedeniyle süreç başarısız olmuştu.
Sinn Fein ile DUP arasındaki Kuzey İrlanda Protokolü konusundaki görüş ayrılıkları nedeniyle DUP, 30 Mayıs 2022'deki ikinci kez meclis başkanı seçimini engellemiş, böylelikle parlamentoda meclis başkanı seçilememişti.