Kuzey Anadolu Fay Hattındaki Deprem Araştırmaları
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) Dr. Robert Reilinger, Kuzey Anadolu Fay Hattındaki deprem araştırmalarına ilişkin, "Fayın, orta çukurlukla Tekirdağ arasında kalan kısmının, bizim kırık dediğimiz, kendi kendine bir kayması var.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) Dr. Robert Reilinger, Kuzey Anadolu Fay Hattındaki deprem araştırmalarına ilişkin, "Fayın, orta çukurlukla Tekirdağ arasında kalan kısmının, bizim kırık dediğimiz, kendi kendine bir kayması var. Sadece deprem olduğunda değil şu anda da bir kayma gerçekleştiği için beklenenin daha altında bir bir deprem üretebilir." dedi.
Dr. Reilinger, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesinde düzenlenen konferansta, Prof. Dr. Aykut Barka Küresel Konumlama Sistemi çalışmalarının sonuçları ile Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki deprem döngüsüne ilişkin son verileri paylaştı.
Reilinger, Büyük Marmara Depreminde fayın denizin içerisinde bir bölgeye kadar kırıldığını belirterek, şu anki stresin de Adalar fayında bulunduğunu söyledi.
Kuzey Anadolu Fay Hattının dünya üzerindeki en aktif fay hatlarından birisi olduğunu ifade eden Reilinger, yaptıkları yüksek çözünürlüklü sismoloji çalışmaları sonuçları hakkında şu bilgileri verdi:
"Son verilere göre, fayın orta çukurlukla Tekirdağ arasında kalan kısmının, bizim kırık dediğimiz, kendi kendine bir kayması var. Faydaki bu kayma, sadece deprem olduğunda değil şu anda da bir kayma gerçekleştiği için beklenenin daha altında bir deprem üretebilir. Adalar fayı kırılırsa da bu fayı durduracak bir bariyer şeklinde davranabileceğini bulduk. Teknoloji yeni veriler elde etmemizi sağlıyor. Bu veriler çıktıkça da fayın deprem üretme karakteri ile ilgili yeni bilgilere ulaşıyoruz. Verilerin kalitesi arttıkça biz Kuzey Anadolu Fayını çok daha iyi anlıyoruz."
Dünyada en kaliteli deprem verisinin toplandığı yerin Marmara Denizi olduğunu dile getiren Reilinger, hem Türkiye'nin hem de dünyanın en iyi yer bilimcilerinin bu bölgede çalıştıklarını, burada Kaliforniya ve Japonya'dan bile daha yüksek ölçekli veri toplandığını ifade etti.
Reilinger, olası Marmara depremi ile ilgili zaman ve büyüklüğü hakkında tahminde bulunmak için dikkatli olmak gerektiğini vurgulayarak, "Yeni veriler eşliğinde bulgular da değiştiği için kesin bir zaman söyleyemeyiz, bu 50 yıl da olabilir, 100 yıl da olabilir. Ne kadar süre kaldığına ilişkin bir şeyler söyleyebilmek için bu analizleri yeniden yapıp, bakmamız gerekir." şeklinde konuştu.
Konferansa yerli ve yabancı akademisyenler ve öğrenciler katıldı.