Haberler
İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail-Lübnan ateşkesi için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Kuzey Afrika'daki Durum En Çok Kauçuk Sektörünü Vuracak!.

Kuzey Afrika'daki Durum En Çok Kauçuk Sektörünü Vuracak!.
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Hammadde Sorununa Rağmen Pazarın Yüzde 70'ini Ele Geçirmişlerdi

Kauçuk oldukça ilginç bir malzeme. Amazon ormanlarında bulunan, yerlilerin gözyaşı ağacı adını verdikleri ağacın sütünden elde edilen ve günlük hayatta lastik olarak adlandırdığımız malzemenin hikayesi çok renkli.

Kristof Kolomb, 1493 yılında Amerika'ya yaptığı ikinci yolculuk sırasında, Haiti Adası'nda yerlilerin acayip bir topla oynadıklarını görüyor ve bu topun yere vurdukça zıpladığına tanık oluyor. 1521 yılında Meksika'da, halkın içine ayaklarını batırıp çıkardıkları süt gibi bir maddenin kuruduktan sonra çarığa benzer bir çeşit ayakkabı biçimine dönüştüğü kulaktan kulağa yayılıyor.

Modern dünyada ise kauçuk ilk olarak 1763 yılında silgi olarak kullanılmaya başlanıyor. Devrin bilim adamlarının bu ilginç malzeme üzerinde deneyler yapmasıyla 1823'te Charles Macintosh, su geçirmez kumaşların imalatına yönelik pratik bir proses geliştiriyor. 1839'da Charles Goodyear ise bu malzemeyi daha elastik ve daha dayanıklı hale getirerek, kauçuk endüstrisi devrimini başlatıyor…

20. yüzyıl boyunca kimya alanındaki gelişmeler sayesinde ise yağdaki kauçuk kullanılarak suni kauçuk elde ediliyor. Böylece petrokimya, kauçuk sektörünün de ana girdisi haline geliyor.

Kauçuğun renkli hikayesinin kısacık bir özeti bu… Ancak hikaye burada bitmiyor…

Günümüzde Türkiye, özellikle Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da, hikayenin yeni bölümlerini yazıyordu ki bölgede sosyal olaylar patlak verdi... Pazarın yüzde 70'ini eline geçiren Türk üreticiler, şimdi olayların durulmasını bekliyor.

Kauçuk sektörünün ülkemizdeki serüveni ise 1946'da başlıyor. Ülkemizde fabrikalaşma hareketi İzmit üzerinde yoğunlaşan kauçuk sektörü, daha sonra da İstanbul civarında gelişme gösteriyor. 1980 yılından sonra sektörün üretimi özellikle iç talebi karşılamaya dönük olarak gelişiyor. 1990 yılından sonra ise sektörün ihracatı artış göstermeye başlıyor.

Doğal ve kimyasal olmak üzere iki şekilde elde edilen kauçuk, hayatımızın her alanında kullanılıyor. İşte, evde, oyunda, sporda, otomobillerde, trenlerde ve uçaklarda güvenlik ve konfor için vazgeçilmez malzemelerden biri. Sanayide ise kauçuk bant, kayış, hortum, araç lastiği, conta ve binlerce farklı malzemenin imalatında kullanılan kauçuk, günümüzün modern dünyasında olmazsa olmaz bir malzeme.

2005 yılında dünyada yaklaşık 21 milyon ton kauçuk imal edilmiş ve bunun yüzde 42'si doğal kauçuk. Günümüzde doğal kauçuğun ana kaynağı Asya. 2005 yılı üretiminin yaklaşık yüzde 94'ü Asya'da yapıldı. Üretimin büyük çoğunluğunu yapan üç ülke, Endonezya, Malezya ve Tayland olarak sıralanıyor. 2005 yılında bu üç ülke toplamda, dünya üretiminin yüzde 72'sini gerçekleştirdi. En çok kauçuk tüketen sektör ise araç lastiği sektörü. 2005 yılında üretimin yüzde 56'sını lastik sektörü kullandı.

Kauçuk sektörü yıllar içinde Türkiye'de dünya çapında yatırımların yapılmasıyla, iç ihtiyacı karşılamanın yanı sıra ihracatta da yüksek rakamlara ulaştı. Dünya markalarından Brissa, Goodyear, Pirelli, Petlas ve Fulda gibi markalar Türkiye'de üretim yapıyor. Kauçuk sektörünün ihracatıyla ilgili bilgi veren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, "Kauçuk, kimya ihracatı içinde değerlendirilen ve bizim için öncelikli sektörlerden biri. Yıllar itibariyle sektörün ihracatına baktığımızda, 2000 yılında 383 milyon dolarlık ihracat yapıldığını, bu rakamın 2010 yılında ise 1 milyar 895 milyon dolara ulaştığını görüyoruz.

Bu süreçte sektörün ihracatı, yüzde 394,5 gibi oldukça yüksek bir artış gerçekleştirdi. Özellikle Türk kauçuk üreticileri Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarında diğer ülkeleri neredeyse sildi. Pazarın yüzde 70'ine biz hakimiz. Bölgede yaşanan olaylar kısa süreli sektörün ihracatını etkiyecektir, ancak huzur ve güven ortamının yeniden tesis edilmesiyle tekrar eski seviyelerine hızla çıkacağını düşünüyorum" diyor.

Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya ise Avrupa ülkelerinin çevreye zararlı olduğunu öne sürerek kauçuk üretimini azaltmasıyla Türkiye'nin Avrupa pazarına talip olduğunu söylüyor. Sovyetler Birliği'nin 1989'da yıkılmasının ardından Doğu Avrupa ülkelerinin de bu pazara talip olduğunu kaydeden Kaya, bu gelişmenin Türkiye kauçuk sektörünün hızını biraz kestiğini ama engelleyemediğini dile getiriyor. Sektörün yıllık yüzde 8-10 civarında büyüme gösterdiğini söyleyen Nurhan Kaya, Türkiye'nin Avrupa'nın kauçuk merkezi olduğunu söylüyor.

Kauçuğun ülke gelişimine de katkısı olduğunu ifade eden Nurhan Kaya, sorunlarını ise şöyle sıralıyor: "Vergilerdeki artışlar, işçi maliyetlerinin yüksekliği, enerjideki pahalılık, sektörümüzün en büyük problemleri. Daha önce Petkim tarafından üretilen, özelleştirme sonrası Tüpraş'a geçen ve Tüpraş tarafından üretimi durdurulan sentetik kauçuk ve karbon siyahının da ithal edilmeye başlanmasıyla, hammadde olarak tamamen dışa bağımlı hale geldik ve ülke ekonomisine büyük zarar verildi.

Örgütlü ve güçlü bir sivil toplum kuruluşu oluşturamamış olmamız da sektörümüz adına büyük bir sorun. Ayrıca gayri sıhhi müessese olarak tanımlanmak, üretimimizi zorlaştırıyor. Bu nedenle kauçuk organize sanayi bölgelerinin kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bir diğer önemli sorun ise petrolde kullanılan ÖTV'nin, imalat sanayinin rekabet gücünü zayıflatıyor olması."

Kauçuk sektöründe 20'ye yakın büyük firma yer alıyor. Bunun dışındaki şirketler, çok zor şartlar altında çalışan, merdiven altı imalat yapan üreticiler. Maalesef bu üreticiler Türk üreticisinin yurtdışındaki imajına zarar veriyor. Bu firmaları birleştirici, eğitici, bilinçlendirici çalışmalar yapılması gerekiyor.

Kaynak: Bültenler / Güncel
title