Kuşatma altındaki Gazze'nin kuzeyinde zorunlu göçe direnen Filistinliler İsrail ordusunun hedefinde

İsrail ordusu, ekim ayının başından bu yana kuşatma ve saldırı altında tuttuğu Gazze'nin kuzeyinde zorunlu göçe direnen ve evlerini terk etmeyen Filistinlilere karşı katliam gerçekleştirmeye devam ediyor.

Bölgedeki görgü tanıklarından edinilen bilgiye göre, İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya, Beyt Hanun ve Cibaliya bölgelerinde sivillerin barındığı binaları hedef alarak çok sayıda Filistinlinin ölümüne ve yaralanmasına neden oluyor.

İsrail'in Cibaliya Mülteci Kampı'na düzenlediği son saldırıda iki Filistinli hayatını kaybetti.

Meşru Beyt Lahiya'da El-Meydan bölgesini topçu atışlarıyla hedef alan İsrail ordusu, çeşitli bölgelerde de işaret fişeği attı, bölgede yoğun silah sesleri duyuldu.

İsrail ordusunun bölgedeki yerleşim yerlerini ve binaları havaya uçurması sebebiyle ciddi patlamalar meydana geldi.

Sivil savunma ekipleri bölgede hizmet veremiyor

İsrail ordusunun hedef alarak hizmet dışı bırakması sebebiyle bölgede ambulans ve sivil savunma ekipleri haftalardır faaliyet gösteremiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğünden yapılan açıklamada, İsrail saldırılarında ölen sivil savunma mensuplarının sayısının 85, yaralananların 301 olduğu ve 20 görevlinin de İsrail askerlerince alıkonulduğu aktarıldı.

İsrail ordusunun saldırılarıyla sivil savunmaya ait 17 merkezin zarar gördüğü, 14'ünün tamamen yıkıldığı ve 56 aracın kullanılamaz hale geldiği kaydedildi.

"Geriye yalnızca sokağa ve çevredeki evlerin çatılarına dağılmış ceset parçaları kaldı"

İsrail ordusunun, dün, Meşru Beyt Lahiya'daki evleri hedef alan saldırılarında yaklaşık 67 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı ve yıkılan binaların enkazında kaldı.

Meşru Beyt Lahiya'da İsrail ordusunun hedef aldığı evlerden biri de "Gabin" ailesine ait içinde 50'den fazla kişinin yaşadığı evdi.

İsrail ordusunun hedef aldığı evin yakınında yaşayan Mahmud Avida, İsrail ordusunun dün şafak vakti Gabin ailesine ait evi hedef aldığını, büyük bir patlama sesinin duyulduğunu ve birçok kattan oluşan evin yerle bir olduğunu söyledi.

AA muhabirine konuşan Avida, "Hedef alınan ev meskundu, 50'den fazla kişi vardı. İsrail'in kara saldırıları nedeniyle Cibaliya Mülteci Kampı'ndan ve Tel ez-Zater bölgesinden yerinden edilen çok sayıda aile burada yaşıyordu." dedi.

Binada bulunanların çoğunun kadın ve çocuk olduğunu söyleyen Avida, "Hepsi enkaz altında kaldı. Onlardan geriye yalnızca sokağa ve çevredeki evlerin çatılarına dağılmış ceset parçaları kaldı." diye konuştu.

Avida, "Cesetlerin çıkarılmasına yardım edecek, hayatta olup olmadıklarını kontrol edecek ilk yardım ekibi ve tıbbi hizmetler bulunmuyor." şeklinde konuştu.

Bölge sakinlerinin enkaz altında kalanları çıkarabilmek için el yordamıyla çalıştığını ifade eden Avida, enkaz kaldırmak için gerekli hiçbir ekipmanın olmadığını söyledi.

Abdulati ailesine ait ev beşinci kez hedef alındı

İsrail ordusu, Gabin ailesinin evinin yakınında bulunan, yerinden edilen Filistinliler de dahil çok sayıda sivilin barındığı "Abdulati" ailesine ait evi de hedef aldı.

Gazeteci Abdulhamid Abdulati, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Beyt Lahiya'daki aile evine saldırı düzenlediğini, evdeki yerinden edilmiş çok sayıda Filistinlinin yaşamını yitirdiğini ve ailesinden de yaralananların olduğunu duyurdu.

Abdulati, İsrail ordusunun saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana 5. kez ailesinin evini hedef aldığını belirtti.

AA muhabirine bilgi veren hastane kaynakları, İsrail'in Abdulati ailesine ait eve düzenlediği saldırıda en az 15 kişinin can verdiğini, yaralanan ve enkaz altında kalanların bulunduğunu aktardı.

"Hiçbir suçu olmayan kadınlar ve çocuklar paramparça edildi"

İsrail bombardımanı sonrası eve ulaşan Fadi Ebu el-Cidyan, saldırının saat 02.00 sularında düzenlendiğini ve yıkılan evin enkazı altından seslerin geldiğini söyledi.

AA muhabirine konuşan Cidyan, "Saldırının ardından civarda yaşayan çok sayıda kişi geldi. Ambulans ve sivil savunma ekiplerinin bulunmaması ve ekipmanların olmaması yüzünden enkaz altındakileri ellerimizle kurtarmaya çalıştık. İnsanları omuzlarımızda Beyt Lahiya'da kısmen hizmet veren Kemal Advan Hastanesi'ne taşıdık." ifadelerini kullandı.

Enkaz altında kalanların çıkarıldığı anları "korkunç" olarak niteleyen Cidyan, "Hiçbir suçu olmayan kadınlar ve çocuklar paramparça edildi, dünya hala katliamı izliyor." dedi.

Cidyan, "İsrail'in Gazze'nin kuzeyine kara saldırılarını başlatmasından bu yana aç ve susuz bıraktığı masum insanlar öldürüldü." diye konuştu.

Dünya ülkelerine seslenen Cidyan, 40 günden uzun süredir kuşatma altında olan ve ölümün her türlüsünü gören Gazze'nin kuzeyindeki Filistinliler için İsrail'in işlediği suçlara son verilmesi çağrısında bulundu.

İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Filistinlileri göçe zorlama planı

Cibaliya Mülteci Kampı başta olmak üzere Gazze'nin kuzeyine 5 Ekim'de yoğun hava saldırıları düzenleyen İsrail ordusu, 6 Ekim'de söz konusu bölgelere kara saldırısı başlattı.

Bölge halkını göçe zorlayan İsrail ordusu düzenlediği saldırılarla bir yandan hastaneleri hedef alıp sağlık personelini alıkoyarken, diğer yandan bölgeye tıbbi ve insani yardım girişine de izin vermiyor.

Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve "generallerin planı" olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim'de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya'daki Filistinlilere uyarıda bulunarak boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.

Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin "generallerin planına" benzerliği dikkati çekmişti.

"Generaller Planı" adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılarak gıda, yakıt ve temiz su girişine izin verilmemesini öngörüyor