Kurtulmuş: "Kan Kokan Kelimelerle Yazılmış Tweetler Var"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un açıklamaları Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, AA'ya konuştu: (1)-"Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama sorumluluğunun bilincindeyiz, bunun bütün gereklerini yerine getiririz, ama şimdiye kadar 13 yılda yapamadığımız neler varsa, bunları yapabilecek bir hükümet protokolü oluştuğu anda bir hükümetin oluşması mümkün olur.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un açıklamaları Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, AA'ya konuştu: (1)-" Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama sorumluluğunun bilincindeyiz, bunun bütün gereklerini yerine getiririz, ama şimdiye kadar 13 yılda yapamadığımız neler varsa, bunları yapabilecek bir hükümet protokolü oluştuğu anda bir hükümetin oluşması mümkün olur. Yeni Türkiye istikametinde giderken, tam tersi bir istikamete gidebileceğimiz bir hükümet programı ya da konfigürasyonu içerisinde olmayız"-"(Suruç'taki terör saldırısı) Sayın Demirtaş ve bütün HDP'lilere şunu söylüyorum; bu olaylar üzerinden bir siyasi rant peşinden koşmasınlar, burada bir siyasi rant yok, burada terör saldırısıyla birlikte hükümete karşı olduğu gibi HDP'ye de karşı bir iş yapmış oluyor. Burada ortak bir mücadele etmemiz gereken alan varsa bu da terördür"-"Herkesin uyanık olması lazım, Sayın Selahattin Demirtaş'ı da HDP'li arkadaşları da uyanık olmaya, gerçekten barış dilini kullanmaya davet ediyorum"-"Sosyal medyada her gün binlerce aslı astarı olmayan yalan, provoke eden, insanları birbirine düşürmeyi amaçlayan, kan kokan kelimelerle yazılmış tweetler var. Resmi olarak açıklanmayan hiçbir bilgiyi kabul etmemek, bunlarla amel etmemek gerekir" KADİR KARAKUŞ - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama sorumluluğunun bilincindeyiz, bunun bütün gereklerini yerine getiririz, ama şimdiye kadar 13 yılda yapamadığımız neler varsa, bunları yapabilecek bir hükümet protokolü oluştuğu anda bir hükümetin oluşması mümkün olur. Yeni Türkiye istikametinde giderken, tam tersi bir istikamete gidebileceğimiz bir hükümet programı ya da konfigürasyonu içerisinde olmayız" dedi.Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, AA muhabirine gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 7 Haziran seçimlerinden AK Parti'nin yüzde 41 oy alarak birinci parti çıktığını ve milletin "Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama sorumluğunu AK Parti'ye verdiğini" belirten Kurtulmuş, 8 Haziran sabahından itibaren son derece şeffaf, açık ve herkes tarafından görülür bir süreç izlediklerini söyledi. Koalisyon görüşmeleri çerçevesinde her 3 partiye eşit uzaklıkta, eşit mesafede durduklarını ilan ederek, bütün partilerin kapısını çaldıklarını, oralardaki görüşmelerin de son derece şeffaf yapıldığını ve bu görüşmelerin son nokta konulana kadar sürdürüleceğini ifade eden Kurtulmuş, "CHP ile 'istikşafi görüşmeler' dediğimiz, karşılıklı birbirini daha yakın keşfetmeye dönük görüşmelere geçilip geçilmeyeceğine ilişkin her iki partiden görevlendirilmiş birer kişi bu çalışmaları yürütüyor. Eğer geçilebilir noktasına gelinirse önümüzdeki günlerde görüşmenin detayına geçilmesi mümkün olabilir. MHP de Türkiye'yi hükümetsiz bırakmamak için her halde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir" dedi.-"Ne olursa olsun koltukta oturalım diye bir endişenin, derdin içerisinde değiliz"Numan Kurtulmuş, AK Parti olarak MHP ve HDP ile de irtibatlarının, diyaloglarının sürdüğüne işaret ederek, şöyle devam etti: "Sonuçta; bir koalisyon hükümeti ortaya çıkar, Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama sorumluğunu yerine getirebilirsek ne ala. Biz, AK Parti olarak ne olursa olsun koltukta oturalım, ne olursa olsun hükümet olalım diye bir endişenin, derdin içerisinde değiliz. Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama sorumluluğunun bilincindeyiz. Bunun bütün gereklerini yerine getiririz ama şimdiye kadar 13 yılda yapamadığımız neler varsa, bunları yapabilecek bir hükümet protokolü oluştuğu anda bir hükümetin oluşması mümkün olur. Yeni Türkiye istikametinde giderken, tam tersi bir istikamete gidebileceğimiz bir hükümet programı ya da konfigürasyonu içerisinde olmayız. Süreci açık, şeffaf, düzgün bir şekilde yürütüyoruz. Eğer istikşafi görüşmeler sonucunda bir koalisyon noktasına gelinirse bunlara bakacağız, ama henüz heyetler belirlenmiş değildir, bunlar gazetelerde yazılıyor, ama heyetler belirlenmiş değil. CHP ile görüşmelerine ön hazırlık heyetinde arkadaşlarla bulunduk, bundan sonrasına bakacağız. Koalisyon kuruldu kuruldu, hükümet ortaya çıktı çıktı... Çıkmazsa da dünyanın sonu değil, kıyamet kopmaz, Türkiye tekrar bir seçime doğru gider, biz her ikisine de hazırız. Her ikisini de milletimize karşı bir sorumluluk bilinci içerisinde yerine getirmeye gayret ediyoruz."Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 7 Haziran seçiminde AK Parti'nin kendisine karşı oluşturulan bir blokla mücadele ettiğine işaret ederek, seçim sonunda da "şükür Türkiye'de artık tek başına bir iktidar olmayacak, biz AK Parti iktidarına karşı blok oluşturacağız" söylemlerine karşı Türkiye'de siyasi ve iktisadi bir kriz yaşanmadığını söyledi. Kurtulmuş, "Türkiye, demokrasisi olgun bir ülkedir, kendi kurallarını işletebiliyor, kurumlarını işletebiliyor. Bu anlamda Türkiye, hükümet kurmayı da hükümet değiştirmeyi de hükümet konfigürasyonu farklılaştırmayı da milletin iradesiyle yapabiliyor. Böyle olduğu için çok şükür Türkiye bir Suriye, Ukrayna, Mısır, Irak olmuyor" dedi.Seçimin ardından AK Parti'den hiçbir şekilde millet iradesini gölgeleyecek en ufak bir söylemi, açıklaması olmadığını, "seçim sonuçlarının başımızın üstünde yeri var" dendiğini anlatan Kurtulmuş, "Bu hem AK Parti'nin siyasi olgunluğudur hem de milletin gördüğü bir şey var ki Türkiye sağlam bir demokrasidir. Bu sağlam demokrasiyi koruyabilir ve geliştirebilirsek Türkiye bütün sorunlarını da aşar" değerlendirmesinde bulundu. -Demirtaş'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki iddialarıBaşbakan Yardımcısı Kurtulmuş, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Suruç'taki terör saldırısının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın taziyede bulunmadığı iddialarının hatırlatılması üzerine de şöyle devam etti: "El insaf, olay olur olmaz Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki 'bütün ailelere, bütün terör mağdurlarına taziyelerimi bildiriyorum, Allah rahmet eylesin.' Bunu söylerken bir Cumhurbaşkanı olarak söylemiyor, bir baba olarak söylüyor, oradaki ölen insanları belki kendi evlatları yerine koyarak söylüyor. Hepimiz aynı hisseleri yaşadık. Cumhurbaşkanımızın bunu söylemesine rağmen aradan bir gün geçiyor ve Sayın Demirtaş diyorsa ki 'Sayın Cumhurbaşkanı taziyelerini iletmemiş, rahmet dilememiştir' ne deyim, buna söylenecek bir şey yok. Sayın Demirtaş ve bütün HDP'lilere şunu söylüyorum; bu olaylar üzerinden bir siyasi rant peşinden koşmasınlar, burada bir siyasi rant yok, burada terör saldırısıyla birlikte hükümete karşı olduğu gibi HDP'ye de karşı bir iş yapmış oluyor. Burada ortak bir mücadele etmemiz gereken alan varsa bu da terördür. Terörle mücadele etmenin dili de karşıdakini suçlamak değildir. Terörle mücadele etmenin yolu aklı selim sahibi olarak, hissi selim sahibi olarak adaleti zihnimizden, gönlümüzden geçirerek dilimize adalet ve barış sözcüklerini koyabilmektir. Bütün HDP'lilere bunu tavsiye ediyorum, buradan siyasi ayrışma çıkmaz."-"Demirtaş'ı da HDP'li arkadaşları da uyanık olmaya davet ediyorum" Kurtulmuş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Suruç'taki terör saldırısının ardından çok güzel bir inisiyatif kullanarak "gelin teröre karşı ortak bir metin, deklarasyon oluşturalım, gelin bunu da ortak yazalım" dediğini hatırlattı. Kurtulmuş, "Kim, hangi cümleyi ne şekilde koymak istiyorsa gelsin 4 parti olarak ortak bir bildiriyle teröre karşı koyalım. Her terör olayından sonra şu tarafa yakın teröristler, bu tarafa yakın teröristler tartışmaları üzerinden karşılıklı suçlama noktasına gelirsek zaten terörün tahsil etmeye, çalıştığı sonuçlardan bir tanesi budur. Herkesin uyanık olması lazım, Sayın Selahattin Demirtaş'ı da HDP'li arkadaşları da uyanık olmaya, gerçekten barış dilini kullanmaya davet ediyorum" dedi. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'nin DAEŞ terör örgütüne destek verdiği iddiaları üzerine de şu, değerlendirmelerde bulundu: "Uluslararası camiada DAEŞ'in bir terör örgütü olduğunu, en fazla ve ilk önce dile getiren ülke Türkiye'dir, ama maalesef kirli, karanlık bir algı operasyonu yürütülüyor, sanki Türkiye, DAEŞ ile işbirliği halindeymiş ya da onlara müsamaha gösteriliyormuş gibi yalan, adi bir kampanya sürdürülmeye çalışılıyor. Bunu kategorik olarak ret ediyoruz. Bu tam manasıyla bir sahtekarlıktır, tam manasıyla bir algı operasyonudur. Dünyada konsolosu kaçırılıp, oradaki insanları yaklaşık 3 aydan fazla süre DAEŞ tarafından esir tutulan ülke kimdir? Türkiye'dir ve Türkiye başarılı bir operasyonla oradaki rehineleri kurtarmıştır. Sınırlarından sürekli olarak DAEŞ tehdidi alan ülke Türkiye'dir, başka bir ülke değil. Biz, bu çerçevede bütün uluslararası camiada şunu söylüyoruz; diyoruz ki 'bütün bilgilerinizi paylaşın.' Türkiye, yaklaşık 10 binin üzerinde insanı DAEŞ ile irtibatlı olduğu için Türkiye'ye sokmamıştır ki Suriye'ye gitmesin diye, yaklaşık 5 bine yakın insan Türkiye'den sınırdışı edilmiştir, sadece ocak ayından bu yana 600'ün üzerinde DAEŞ ile irtibatı olduğu varsayılan insan gözaltına alınmış, bunun 104 tanesi tutuklanmıştır. Şimdi sürekli tehdit altında olan, sürekli terörle mücadele kapsamında bu terör örgütüyle de sahada yoğun mücadele eden Türkiye'dir. Burada bir DAEŞ irtibatını ortaya atmak kara propagandadır, çok açık, adi bir algı operasyonudur."Kurtulmuş, bir başka algı operasyonunun da "Türkiye'nin Kobani halkına yaptığı yardım ve desteği gölgeleme operasyonu" şeklinde yürütüldüğüne dikkati çekerek, "Uluslararası camia Kobani halkına nasıl yardım edeceğini bilmezken, koalisyon kuvvetlerinin Kobani'ye yardım olsun diye attığı silahların çoğu DAEŞ'in eline geçmişken, bütün dünya bu olay karşısında çaresizlik içerisindeyken sınırlarını açarak, peşmerge güçlerinin, Özgür Suriye Ordusu'nun Kobani'ye geçmesini sağlayan hangi ülkeydi, hangi hükümetti? Binlerce, 2 bine yakın yardım kamyonunun Kobani'ye geçmesini Türkiye üzerinden geçmesini sağlayan kimdir? Orada yaralananlar, hastalananları alıp Türkiye'deki hastanelerde tedavi eden kimdir? Bu kadar açık bir algı operasyonu..." diye konuştu.Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Biz, Kobani halkıyla tarihi bağlarla bağlıyız. Başkalarının yaptığı gibi birtakım siyasi menfaatlerimiz dolayısıyla Kobani halkıyla bir bağımız yok. Kobani halkıyla bizim bağımız gönül bağıdır. Kobani halkı bizim akrabamızdır, bizim hısmımızdır, tarihsel olarak bizim iç içe olduğumuz ailemizin bir ferdidir. Ailemizin ferdi böylesine bir sıkıntıya düştüğü zaman Türkiye olarak yardım etmeyi zaruri gördük ve bütün yardımlarımızı yaptık. Bunlar ayan beyan, açık şekilde ortadayken bunları dahi kara propagandanın malzemesi olarak kullanmaya çalışmak açık bir insafsızlıktır, açık bir haksızlıktır. Türkiye'yi özellikle Kobani meselesi üzerinden kara propaganda ile köşeye sıkıştırmak, aslında Kobani halkının düşmanlarının işine yarar" ifadesini kullandı.-"Kan kokan kelimelerle yazılmış tweetler var"Terör saldırıları sonrasında ya da büyük toplumsal olaylar esnasında başta sosyal medya kullanıcıları olmak üzere medya mensuplarının da kullandıkları dile çok dikkat etmesi gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Herkes işin birinci derecede muhatabıymış hissiyle Türkiye'de toplumsal barışı sağlayacak, tansiyonu düşürecek ve teröristlerin elde etmek istedikleri amaçlara hizmet etmeyecek bir teenni ile hareket etmesi lazım, özellikle de sosyal medyada" dedi.Kurtulmuş, 6-7 Ekim olaylarının çok kanlı hale dönüşmesinde, "çok kirli bir şekilde, kanlı şekilde kullanılan" sosyal medyanın büyük bir payı olduğunu belirterek, "Sosyal medyada her gün binlerce aslı astarı olmayan yalan, provoke eden, insanları birbirine düşürmeyi amaçlayan, kan kokan kelimelerle yazılmış tweetler var. Resmi olarak açıklanmayan hiçbir bilgiyi kabul etmemek, bunlarla amel etmemek gerekir. Sosyal medyada bulunan insanlara, özellikle genç kardeşlerime şunu tavsiye ediyorum; sosyal medyadaki bu bilgi dolaşımını paylaşırken çok titiz olsunlar. Kan kokan bu paylaşımları kimsenin paylaşmaması lazım" diye konuştu. (Sürecek)