Kurtulmuş: "Gelin, Partinizi Kurun, Oyunuzu Alın"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un "paralel yap" ile ilgili açıklamaları Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: - "(Paralel yapı) Dersin ki 'Ben AK Parti Hükümetinden hiç hoşlanmıyorum.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un "paralel yap" ile ilgili açıklamaları Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: - "(Paralel yapı) Dersin ki 'Ben AK Parti Hükümetinden hiç hoşlanmıyorum. Ben falanca bir dini cemaatim. Benim anladığım din anlayışına göre AK Parti, şunları, şunları, şunları yanlış yapıyor'. Bunu mertçe meydanda söylersin, bunu mertçe halkın arasında söylersin. Devletin içerisine girerek, birtakım karanlık organizasyonlar yaparak, devleti engellemeye çalışmazsın"-"Gelin, partinizi kurun, oyunuzu alın, siyasetin paydaşı olun. Muhalefette olun, iktidarda olun. 'Yok ben bunları yapmayacağım. Senin sırtına bineceğim, oyu sen alacaksın. Devlette yönetme sorumluluğunu millet sana verecek. Demokratik meşruiyetin sahibi sen olacaksın. Ama o meşruiyete dayanarak ben icra yapacağım. Bu olmaz. Bu kabul edilemez. Bu tamamıyla devletin otoritesine karşı yönelmiş olan bir meseledir. Devlet yönetilemez"-"Dini kullanarak, dinin adını kullanarak, İslami birtakım meseleleri kullanarak, insanlar böyle bir yanlışa alet edilmesinler. Çok şükür birçok masum insan da anlayarak çözülüyor" Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Dersin ki 'Ben AK Parti Hükümetinden hiç hoşlanmıyorum. Ben falanca bir dini cemaatim. Benim anladığım din anlayışına göre AK Parti, şunları, şunları, şunları yanlış yapıyor'. Bunu mertçe meydanda söylersin, bunu mertçe halkın arasında söylersin. Devletin içerisine girerek, birtakım karanlık organizasyonlar yaparak, devleti engellemeye çalışmazsın" dedi.Kurtulmuş, AA Editör Masası'nda, paralel yapıyla mücadele konusunda gelinen nokta konusundaki değerlendirmesinin sorulması üzerine, bu yapının, devleti ele geçirilmesi gereken bir yer ve mekanizma olarak gördüğünü, bunun da bir tehlike ve tehdit oluşturduğunu söyledi.Paralel yapının, dini bir cemaat görüntüsü altında 40 yıla varan bir sürede tek tek adamlarını, devletin kadrolarının içerisine koyarak devleti ele geçirmeye çalıştığını belirten Kurtulmuş, "Hükümeti değil. Bunun altını çiziyorum" vurgusunu yaptı. Kurtulmuş, bu yapının, Hükümetin icraatının içerisinde yer almayı değil devletin sahibi olmayı, devleti yönetmeyi amaçladığını dile getirdi. Türkiye'de geçmiş dönemlerde de devleti ele geçirmek isteyen böyle çok sayıda örgütün söz konusu olduğunu anımsatan Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Sağdan, soldan, aşırı unsurlardan bir sürü örgüt, devleti ele geçirmeye çalıştı. Ama ilk sefer Türkiye'de bir örgüt kapsamlı bir şekilde, sayısal olarak çok sayıda insanı, çok sayıda, çok yukarıdaki pozisyonlara kadar getirebildi. Anayasa Mahkemesi üyelerinden, silahlı kuvvetler mensuplarına, emniyet mensuplarına, milli eğitim camiasına, üniversite rektörlerine kadar hepimizin bildiği çok geniş alanda, devletin dışında, yönetim erkinin dışında başka 'network'e bağlı olan, bunun altını çiziyorum, ve o 'network'ün emir komutası içerisinde hareket eden bir yapı oluşturuldu. Bu Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihi boyunca ilk sefer karşılaştığı bir durumdu. Zaman zaman Osmanlı tarihinde böyle şeyler oldu ama Osmanlı gerekli tedbirini alarak bu tür paralel yapılanmaları bertaraf etmişti. Şimdi bu ta ki işte Hükümete karşı bir operasyona, 7 Şubat MİT operasyonları, MİT Başkanına karşı yapılan operasyonlara, Oslo görüşmelerinde tamamıyla devlete karşı yapılan operasyonlarla kendisini deşifre etti. Şimdi bu sıradan bir şey değil. Herkesin bunu bilmesi lazım. Bu bir dini cemaat meselesi de değil. Şimdi biz Batılılarla da konuştuğumuz zaman, bu anlatınca 'doğru' diyorlar, 'Bu tarafından hiç bakmamıştık' diyorlar."Demokrasinin en temel kuralının, demokratik meşruiyet meselesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Demokratik meşruiyetin kaynağı ne? Halkoyu. Sandıktan, halktan desteğini almayanın, hiçbir demokratik meşruiyeti olmaz" diye konuştu.Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, yabancılara, "Almanya'da, İngiltere'de, Fransa'da olsa hiç sandıktan çıkmamış birisi, bir grup 'Bana Sağlık Bakanlığını ver. Bana Milli Savunma Bakanlığını ver. Bana Milli Eğitim Bakanlığını ver. Buraları ben yöneteceğim, Emniyet teşkilatını ben yöneteceğim' derse, milletten meşruiyet almamış bir güç, devlet yönetiminin bir kısmını ya da tamamını talep ederse buna rıza gösterir misiniz" diye sorduklarını anlattı. Hiçbir demokratik ülkenin buna rıza göstermeyeceğini dile getiren Kurtulmuş, "Bu, devletin meşruiyetinin, demokratik meşruiyetin parçalanmasıdır. Çok güzel bir söz var. Otorite tecezzi etmez. Demokratik otorite hiç bölünmez" dedi. -"Yöneteceksen buyur siyasi parti kur"Türkiye'nin, geçmişte birtakım seküler mahfillerin, siyaset ve bürokrasi üzerinde etkisini yaşadığını belirten Kurtulmuş, "Şimdi onlara ne kadar karşıysak dini görünümlü bir örgüt de ortaya çıkıyor ve diyor ki 'Ben yöneteceğim devleti'. Tamam, yöneteceksen buyur siyasi parti kur" diye konuştu. Kurtulmuş, bunu 2009'da da söylediğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gelin, partinizi kurun, oyunuzu alın, siyasetin paydaşı olun. Muhalefette olun, iktidarda olun. 'Yok ben bunları yapmayacağım. Senin sırtına bineceğim, oyu sen alacaksın. Devlette yönetme sorumluluğunu millet sana verecek. Demokratik meşruiyetin sahibi sen olacaksın. Ama o meşruiyete dayanarak ben icra yapacağım. Bu olmaz. Bu kabul edilemez. Bu tamamıyla devletin otoritesine karşı yönelmiş olan bir meseledir. Devlet yönetilemez. O zaman şunu yapalım. Her bir bakanlığı başka bir cemaate dağıtalım. Her bir kamu kuruluşunu, başka bir gruba, dini ya da seküler bir gruba dağıtalım. O zaman millet nerede? Milletin iradesi nerede? Birincisi bu. Bunu çok iyi anlamamız lazım, çok iyi anlatmamız lazım. Anlattığımız zaman, dışarıda da bu anlaşılıyor."-"O kadar açık ki bu işin devlet adına yapılmadığı"Eşinin telefonunun dinlenmesi dolayısıyla geçtiğimiz hafta şikayetçi olarak mahkemede ifade verdiğini anımsatan Kurtulmuş, "2006'da dinlenmeye başlanmış. Hizbullah davasından, işte Mehmet Yavuzer isimli bir adamın ismine dinleme kararı çıkartmışlar. Hakkari doğumlu birisi. Eşimi dinlemişler. Telefonların içinde PIN kodları varmış. Eşimin telefonunun PIN kodu, o telefon üzerinden 775 kişi zannediyorum bir dava, büyük bir dava, o dava üzerinden 775 kişi dinlenmiş" diye konuştu."Kimin buna hakkı var" diye soran Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı: "Bir örgüt iddiasıyla yasal olarak getirirsin, çıkartırsın, işte 'Sevgi Kurtulmuş adına ben dinleme kararı alıyorum' dersin. Sen gideceksin, bilmem kim adına böyle bir örgütün, o ismi var mı, yok mu onu da bilmiyoruz. Mahkeme inşallah bunları ortaya çıkarır. İşte o zaman o 775 kişinin içerisinde sağcılar var, solcular var, üniversite hocaları var, siyasiler var, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili var, Emniyet Teşkilatının İstihbarat Daire Başkanı var. Rezalete bakıyor musunuz? Yani böyle bir şey olabilir mi? Maalesef yine geçen hafta öğrendik ki o dinlemelerin bütün kayıtları götürülmüş. Kime, niçin dinledin kardeşim? Kimin için dinledin? Nereye götürdün? Böyle bir şey olur mu? Dinledin, suç buldun, mahkemeye götür, hesabını versin dinlediğin adam veya kadın, kimse. Yok, ben bunları dinledim, topladım. Niye topladın? Nereye götürdün? Bunun zaten, devlet adına yapılmadığı o kadar açık ki. Devlet adına yapıyorsan, devletin arşivine koyarsın. Suç bulamamış olsan dahi koyarsın, devletin arşivinde durur. Ama sen bunları alıyorsun, götürüyorsun. Bu fevkalade tehlikeli bir şey."-"Millet nezdinde itibarını sıfırlamış oldu" Kurtulmuş, "Hiç unutmuyorum. Sayın Arınç'a suikast, Kozmik Oda'nın aranması mesela. Evde televizyonu seyrediyoruz, eşim, çocuklarla beraber. 'Eyvah' dedim, 'Bu işte bir iş var'. Ne iş olduğunu şimdi öğreniyoruz" dedi.Söylediklerinin, iyi, saf niyetlerle, burayı bir İslami cemaat olarak görerek, içerisinde olan insanların da faydasına olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Dini kullanarak, dinin adını kullanarak, İslami birtakım meseleleri kullanarak, insanlar böyle bir yanlışa alet edilmesinler. Çok şükür birçok masum insan da anlayarak çözülüyor" diye konuştu.Numan Kurtulmuş, şunları söyledi: "Dersin ki 'Ben AK Parti Hükümetinden hiç hoşlanmıyorum. Ben falanca bir dini cemaatim. Benim anladığım din anlayışına göre AK Parti, şunları, şunları, şunları yanlış yapıyor'. Bunu mertçe meydanda söylersin, bunu mertçe halkın arasında söylersin. Devletin içerisine girerek, birtakım karanlık organizasyonlar yaparak, devleti engellemeye çalışmazsın. Şimdi zaten 30 Mart seçimlerinde, 10 Ağustos seçimlerinde, o kadar da büyük, gözleri dönmüş bir şekilde yanlışlıklar yaptılar ki ya arkadaş eğer sen hakikaten Hükümetin yanlışlıkları üzerinden, buradan, Müslüman'dan zarar geldiğini düşünüyorsan, kalkar nezih bir Müslümanlık diliyle bunları anlatırsın. Ne işin var 7 Şubat operasyonunda? Ne işin var Dışişleri Bakanlığındaki dinlemede? Ne işin var MİT tırlarının, Suriye'ye yardım gönderen MİT tırlarının durdurulmasında?"Kurtulmuş, "Millet gördü ki 'Bu başka bir şey. Bunlar Hükümete falan karşı değil, Hükümetin yanlışlıklarını, diyelim ki yolsuzluk iddialarını ortaya koymuyor bu insanlar. Bu insanlar başka bir şey yapıyor'. Böylece aslında bu örgütlü yapı, ciddi bir şekilde kendi kuyusunu da kazmış oldu. Millet nezdinde itibarını sıfırlamış oldu" ifadesini kullandı.