Haberler

Kürtçe Habercilikte Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AA Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Ekşi: "Anadolu Ajansı, farklı dillerde yayın tercihine 2011'de yöneldi.

Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Ömer Ekşi, AA'nın farklı dillerde yayın tercihine 2011'de yöneldiğini ve 90 yılı tek dil ile tüketen ajans için bu radikal kararın kaçınılmaz olduğunu belirterek, "Ya ulusal ajans olup Türkler'e Türkçe haber sunarak dünyaya kendimizi anlatmaya devam edecektik ya da dünyanın ajansı olup herkese ulaşabilecek yayın dilleriyle varlığımızı küresel perspektifle güçlendirecektik" dedi.

Ekşi, AA tarafından düzenlenen Kürtçe Habercilikte Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı'nda yaptığı " Türkiye'de Farklı Dillerde Yayın Yapmanın Zorlukları" başlıklı konuşmasında, uzun yıllar yalnızca Türkçe konuşup düşünmenin faziletleriyle terbiye edilmek istenen bir toplumda yaşadıklarını belirtti.

Böyle bir toplumda yetişmiş ortalama bir vatandaş için "farklı", "dil" ve "yayın" kelimeleri bir araya getirildiğinde, vatandaşa ezber bozucu yeni bir gerçeklik sunulduğunu dile getiren Ekşi, asıl zorluğun toplumca bu noktaya gelmek olduğunu söyledi.

Ekşi, bu kritik eşiğin, geç ve güç de olsa Kürtçe dahil tüm diller için aşıldığını dile getirerek, "Burada asıl engel, zihinleri esir almış, geçmişin tek tipçi ve kutsayıcı tortularıdır. Ne mutlu artık hiçbir dile ve yayınına, vebalı muamelesi yapılmıyor. Bu normalleşmenin doğal sonucu olarak farklı dillerde yayın, edebi, siyasi ve ticari tercih konusuna dönüşmüş durumdadır" şeklinde konuştu.

-"Bu radikal karar kaçınılmazdı"

Ekşi, AA'nın farklı dillerde yayın tercihine 2011'de yöneldiğini anımsatarak, 90 yılı tek dil ile tüketen ajans için bu radikal kararın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

"Ya ulusal ajans olup Türkler'e Türkçe haber sunarak dünyaya kendimizi anlatmaya devam edecektik ya da dünyanın ajansı olup herkese ulaşabilecek yayın dilleriyle varlığımızı küresel perspektifle güçlendirecektik" ifadesini kullanan Ekşi, şöyle devam etti:

"Tercihimizi ikincisinden yana kullandık. Bu tercih, bizleri zorlu bir inşa süreciyle buluşturdu. Türkiye'de farklı dillerde haber yayını faaliyetinin, öncelikle her bakımdan yeni, benzersiz bir girişim ve deneyim olduğunu unutmamak gerek. Farklı dillerde yayıncılık, esas alınacak bir öncesinin bulunmaması, tüketilecek mirasının olmaması ve herhangi bir birikime yaslanılmaması bakımından teorik ve pratik yönleriyle Anadolu Ajansı sayesinde ilk kez bir deneyim konusu oluyordu. Biz ilk olacaktık ve adeta bir örnek olarak içten inandığımız, tayin ettiğimiz ve ortaya koyduğumuz hedefleri inşa edecektik."

-"Örnek, tecrübe ve girişim yoktu"

Ekşi, ülkenin basın tarihinin yakın ve uzak geçmişi dikkate alındığında gerek resmi gerekse özel yayın mecralarında buna ilişkin bir örnek, tecrübe ve girişimin bulunmadığını anlattı.

"Reuters, AP, AFP gibi dünyanın önde gelen haber ajansları, belirli bir tarihsel birikimin, yine belirli siyasi koşulların yedeğinde çalışmalarını yürütürken, başka bir ifadeyle bu ajanslar bağlı oldukları ülkelerin kolonyal geçmişleri dikkate alındığında, asıl güçlerini dünya dili haline gelen İngilizce ve geniş bir coğrafyada yaygınlık kazanan Fransızca'dan elde ederken biz kendi bildiğimiz doğrularla yola devam edecektik" diyen Ekşi, bu noktada tek dilli ve Türkiye odaklı haberciliğe alışmış çalışanların, çok dilli yayın hedeflerinin gerçekleşebileceğine inanmasının en büyük avantajları olduğunu söyledi.

-Aşı ve aşılama, anahtar kavram oldu

Zirai ve sıhhi bir terim olan "aşı ve aşılama"nın, çok dilli medya operasyonun da anahtar kavramı olduğunu belirten Ekşi, yeni kadrolarla mevcudu takviye ettiklerini ve aşının tuttuğunu ifade etti.

Ekşi, "Ajansta bunlar yaşanırken, ülkemiz medyasının kendi kış uykusunda olması, ne yazık ki kimseyi şaşırtmayacaktır" dedi.

-"Çok dilde yayıncılık, rutin bir çeviri işlemi değildir"

Farklı dillerde yayın faaliyetinin en zorlu yanlarından birinin, nitelikli insan gücü temin edilmesi durumunda, bu gücün, etkin, verimli ve sürdürülebilir şekilde kullanılması olduğuna işaret eden Ekşi, şöyle konuştu:

"Nitelikli insan gücüne ulaşılmasındaki sıkıntı, çoğu kez dile vukufiyeti makul düzeyde ancak mesleki formasyonu yetersiz personelle çalışma zorunluluğuna yol açmaktadır. Bu sorunun aşılması, kapsamlı eğitim ve entegrasyon süreçleriyle mümkün olabilmektedir. Çok dilde yayıncılık, yerel ve uluslararası haberi yeni bir bakış açısıyla tekrar çerçevelendirmeyi, anlamlandırmayı zorunlu kılmaktadır. Sanılanın aksine bu rutin bir çeviri işlemi değildir. Haberin bağlamı, yayın yapılan dillerdeki bütün ülkelerin ve halkların eğilimleri, beklentileri dikkate alınmak zorundadır."

Ekşi, konuşması sırasında, farklı dillerde uluslararası haberciliğin, bir çeviri faaliyeti olmadığını örneklerle de anlattı.

Ajansın kurumsal yapısı ve bütünlüğü dikkate alındığında, diller arasında koordinasyon, denetim ve standartların oluşumuyla korunmasının büyük çaba gerektiren aktiviteler olduğunu dile getiren Ekşi, son 3 yılda haber dili sayısının 7'ye çıktığı göz önüne alınırsa, bu etkinliklerin öneminin çok daha iyi anlaşılacağını bildirdi.

-Farklı coğrafyalardaki istihdamlar

Ekşi, çok dilli haber yayını için istihdam edilen gazetecilerin tek bir coğrafyada bulunmadığına değinerek, bunun da haberciliğin yanında bürokratik işlemler açısından da zorluklar getirdiğini aktardı.

Serbest haberci uygulamasının, ülkeden ülkeye hatta eyaletten eyalete değişebildiğini ifade eden Ekşi, şunları kaydetti:

"Dikkate alınması gereken bir diğer nokta da ülkelerin yasa, ahlaki değer ve iç dinamiklerini gözetmek, hassasiyetlerine saygılı olmak. Özellikle iç kargaşaların yaşandığı ülkelerde, bir anda hemen her konu hassas bir hal alabiliyor ve sizin oradan veya orayla ilgili olarak başka yerden diğer dillerde yapacağınız en masum bir haber, çalışmanıza tehdit olarak dönebiliyor. Bunların örnekleri yaşadık, yaşıyoruz. Pek çok arkadaşımızın çeşitli olaylarda yaralandığını, tehditlere göğüs gerdiğini ama habercilik çalışmalarını sürdürdüklerini görüyoruz. Bununla da gurur duyuyoruz."

Ekşi, 85 ülkede, 60 ayrı ırktan, yaklaşık 2 bin 300 çalışanla 7 dilde haber yayını gerçekleştirmek için teknolojik altyapının da çok güçlü olması gerektiğine işaret ederek, tüm bu zorlukları başardıklarını ama henüz bitmediğini ve bitmeyeceğini de sözlerine ekledi. - Ankara

Kaynak: AA / Güncel
Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Tunceli ve Ovacık Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından belediye önünde protestolar başladı

Kayyum kararının ardından belediye önünde protestolar başladı

title