Kuran Dağıtmak İsteyenlere Araştırma
Almanya'da Kuran-ı Kerim dağıtımı kampanyasını düzenleyen Selefiler hakkında araştırma yapılıyor.
Almanya'da tartışmaya yol açan 25 milyon Kuran-ı Kerim dağıtımı hafta sonu da sürdürülürken, kampanyayı düzenleyen Selefiler'in bu kaynağı nereden bulduğunu araştırmaya başladı.
Almanya'da geçen sonbahar aylarında büyük tartışmalara yol açan 'Lies/Oku' kampanyası başlatıldı. Selefiler'in başlattığı kampanyanın öncülüğünü ise Köln'de yaşayan Filistin kökenli vaiz İbrahim Ebu Naci'nin üstlendi. Deutche Welle, Müslüman olmayanlara toplam 25 milyon Kur'an-ı Kerim dağıtmayı amaçlayan kampanyayı Almanya'daki radikal İslamcı gruplar arasında yer aldığı zannıyla iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlenen Selefiler olması dikkatleri bu gruba çevirdiğini bildirdi. Kampanyaya tepki gösteren Hıristiyan Birlik partileri Kuran-ı Kerim dağıtımına bir an önce son verilmesini istedi.
Hıristiyan Birlik partilerinin iç politika uzmanı Hans-Peter Uhl, Selefiler'in Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından dikkatle izlenmesini isterken, bu grubun video kaydıyla eylemi eleştiren iki gazeteciye karşı ölüm çağrısında bulunmasından sonra durumun daha da kötüleştiğini savundu.Hıristiyan Demokrat Birlik üyeleri de kampanyaya öncülük eden Ebu Naci'nin sınır dışı edilmesinin mümkün olup olmadığının incelenmesini istedi.
Almanya'nın Türk kökenli ilk bakanı olan Aşağı Saksonya Eyaleti Uyum Bakanı Aygül Özkan da, Müslümanlar'ın kutsal kitabı Kuran'ın, özellikle genç insanları radikal bir ideolojiyi benimsetmek amacıyla bir tuzak olarak kullanılamayacağını belirterek, 'Selefiler'in özellikle kadın ve aileye bakışı, Almanya ve Avrupa'da yaşayan Müslüman çoğunluğun bakış açısına uymamaktadır' dedi.
Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Uwe Schünemann da Selefilerin tehlikeli olduğunu, Şeriat devleti kurmak istediklerini, Alman Anayasası'na karşı olduklarını belirterek, 'Kadınlara karşı düşmanca tutum sergiliyor ve Almanya'da da insanları kandırmak istiyorlar. Ne yazık ki rağbet görüyorlar ve çok tehlikeliler' dedi.
Berlin Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Claudia Schmid, Selefilerin hedefinin propoganda yapıp yeni üyeler toplamak olduğunu söyledi. Almanya Müslümanları Merkez Konseyi Başkanı Ayman Mayzek Kuran-ı Kerim dağıtımına dini nedenlerden dolayı karşı çıktıklarını, kutsal kitabın burada bir halkla ilişkiler aracı olarak kullanıldığını söyledi.
Alman uzmanlar, 47 yaşındaki İbrahim Ebu Naci cemaatini başkalarına karşı kışkırtıcı içerikte vaazlerde bulunan biri olduğunu, yılbaşında Köln Savcılığı tarafından hakkında insanları suç işlemeye çağırdığı ve diğer dini inançlara hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma açıldığını hatırlattı. Ebu Naci'nin, Alman basınına verdiği bir demeçte, 'İslam'ı kabul etmezlerse Hrıstiyanlar ve Yahudiler cehenneme gidecektir' dediği kaydedildi.
Kuran-ı Kerim dağıtma kampanyası Almanya'nın yanı sıra Almanca konuşulan Avusturya ve İsviçre'yi de kapsıyor. Alman güvenlik yetkilileri, ülkede yaklaşık 4 bin Selefi bulunduğunu tahmin ediyor.
Stuttgarter Nachrichten, 3 çocuk babası Ebu Naci, yıllardır devletten aldığı sosyal yardımlarla geçindiğini hatırlatırken, Anayasayı Koruma Teşkilatı, finansmanın yurtdışından gelen bağışlarla sağlandığı görüşünde olduğunu yazdı. Teşkilatın Aşağı Saksonya Eyaleti Başkanı Hans-Werner Wargel, 'Dışarıdan para bağışında bulunanlar olduğunu düşünüyorum' dedi.
Der Spiegel'de yer alan habere göre, Selefiler, kitapları basan matbaaya 300 bin euro para transfer etti. Anayasayı Koruma Teşkilatı, bu paranın Suudi Arabistan ya da Katar'daki bağışçılardan geldiğini tahmin ediyor. Geçmişte de Almanya'daki Selefilere Arap yarımadasından para transferi yapıldığı yönünde bilgiler bulunduğu ifade edildi.
Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) Başkanı Jörg Ziercke, devletin daha sert bir tutum izlemesini talep etti ve yaptığı açıklamada Selefilerle terörizm arasında bir bağlantı kurdu. Ziercke, 'Selefiliğin ideolojileriyle insanların radikalleşmesine yol açabileceğini geçen yıl Frankfurt Havaalanı'nda ABD askerlerine yapılan saldırı göstermiştir' diye konuştu. Bunun, her Selefinin terör eylemleriyle ilişkilendirilebileceği anlamına gelmediğini vurgulayan Ziercke, yine de güvenlik güçlerinin gelişmeleri yoğun bir şekilde izlediğini kaydetti.