Kumpasta Sıra TSK'daki Yapılanmaya da Gelmeli"

ÖMER SÜT - Kamuoyunda "askeri casusluk davası" olarak bilinen İzmir'deki Askeri Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma davasında hakkında beraat kararı verilen emekli Kurmay Albay Ömer Faruk Erdoğan, davaya yönelik açılan kumpas soruşturması sonrası kabul edilen iddianamede asıl kumpasçıların bulunmadığını savunarak, "Ne yazık ki mahkeme salonlarında göreceğimiz kişiler, paralel yapı örgütünün bir anlamda maşa ve tetikçi olarak kullandığı kişiler olacak." dedi.

Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Askeri Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma Davası'nda adil bir şekilde yargılanmadığını ancak kendilerine kumpas kuranların adilce yargılanmaları gerektiğini söyledi.

Askerlerin hedef gösterildiği davanın asıl hedefinin devletin üst kademesindeki bürokratlar olduğunu, davayla birlikte mahkeme salonları ve cezaevlerinde dramların yaşandığını anlatan Erdoğan, devletin bu dramları kendilerine yaşatan paralel yapıyla mücadelesini önemsediklerini, bunun daha da artarak süreceğinden emin olduklarını belirtti.

FETÖ/PDY ile mücadelenin devletin tüm katmanlarıyla sürdürülmesi gerektiğini savunan Erdoğan, "Paralel yapı masonik bir yapıda örgütlenmiş. Yapılanma içerisinde sessiz kalan birtakım hücreler mevcut. O hücreler hali hazırda devletin önemli noktalarını tutmuş durumdalar. Zamanı geldiğinde bu hücrelere etkin olması ve birtakım görevler verilerek bunları yapması konusunda direktif verileceğini biliyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, kumpasçıların yargılanacağı davanın takipçisi olacağını söyleyerek, "Dava süreci içerisinde bize kumpası kuranların, esas kumpası planlayanların mahkeme salonlarında olacağını pek düşünmüyorum. Onlar henüz mahkeme salonlarında bu iddianame kapsamında çıkmadı. Ama bir gün çıkacaklarına inanıyorum. Ne yazık ki mahkeme salonlarında göreceğimiz kişiler, paralel yapı örgütünün bir anlamda maşa ve tetikçi olarak kullandığı kişiler olacak. Bunlar örgüt tarafından kandırılmış, örgütün emellerine uygun kullandığı halktan insanlardır." ifadelerini kullandı.

"TSK içinde de yapılandılar"

FETÖ/PDY'nin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde ciddi şekilde yapılandığını iddia eden Erdoğan, TSK içerisinde birtakım noktalarda yer alan kişi ve komutanların dava süreçlerinin hazırlanmasına destek sağladıklarına şahit olduklarını ileri sürdü.

Bu şahitliklerin sadece hislere değil belgelere de dayandığını öne süren Erdoğan, üç ve dört yıldız seviyesindeki komutanların paralel yapının kumpaslarına uygun direktifler verdiğini duyduklarında çok üzüldüklerini ifade etti.

TSK içerisindeki FETÖ/PDY mensuplarıyla devletin mücadele edeceğini, sıranın bir gün onlara geleceğine inandığını aktaran Erdoğan, "Bu anlamda sıranın TSK içinde yapılananlara da geleceğini düşünüyorum, gelmesi de gerekir. Biliyoruz ki TSK içerisinde birtakım makamları işgal eden insanlar, paralel yapıyla işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Onlar da kanuni çerçeveye uygun olarak, yargı karşısına çıkartılacak, hesap vereceklerdir." şeklinde konuştu.

"Eşlerimiz aklandı ama onlar aklanamayacak"

Erdoğan'ın eşi Nalan Erdoğan da son iki yılın kendisi ve ailesi açısından kötü geçtiğini, FETÖ/PDY mensuplarının yargılanacağı davada müdahil olmak istediklerini belirterek, "Bizleri mağdur ettikleri gibi kendi çocukları ve eşleri de mağdur olacak. Eşlerimiz aklandı ama onlar aklanamayacak. Torunları dahi, onların ismini zikretmekte utanacak." dedi.

20 ay tutuklu kalmıştı

"Gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar maili üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkililer, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı.

Foça Deniz Üs Komutanlığında görevli Kurmay Albay Ömer Faruk Erdoğan da 10 yıl hapis istemiyle yargılandığı dava kapsamında 20 ay tutuklu kalmış, diğer sanıklar gibi beraat etmişti.

Söz konusu davaya yönelik kumpas soruşturması kapsamında ise İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosundan Sorumlu Başsavcı Vekili Okan Bato'nun hazırladığı ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı toplam 68 sanıklı iddianame de 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.