Kültümüz ve Müziğimizdeki Zenginlik, Eserlerime Yansıyor"

AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Altı yaşında başladığı müzik kariyeri ile genç yaşta uluslararası başarılara imza atan müzisyen Celil Refik Kaya "Türkiye bana çok şey kattı. Bir kere kültürümüzde ve müziğimizde çok büyük bir zenginlik var ve bu zenginlik kesinlikle klasik müziğe de yansıyor." dedi.

Kaya (26), Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın solisti olarak Ankara'da verdiği konser öncesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2012 yılında dünyanın en prestijli gitar konçerto yarışması olan New York Buffalo'da düzenlenen "JoAnn Falletta Uluslararası Gitar Yarışması"na tarihinin en genç birincisi olarak adını yazdırdığını belirterek, aynı yıl dünyanın en prestijli solo gitar yarışmalarından "Guitar Foundation of America"da ödül olan ilk Türk olduğunu söyledi.

Babası Dr. Mehmet Refik Kaya sayesinde altı yaşında klasik gitar çalmaya başlayıp daha sonra gitarist Yusuf Doğan Büyüköğüt ve Raffı Arslanyan ile çalışmalarına devam ettiğini anlatan Kaya, "Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarında lisansımı 3 yılda tamamladım. Bu sırada kazandığım pek çok yarışmalar oldu ve burs alarak Amerika'ya okumaya gittim." dedi.

Eğitimini devam ettirdiği "New York Mannes College of Music"te master derecesini tamamladığı yıllarda uluslararası kariyerini en başarılı seviyelere çıkardığını dile getiren Kaya, "University of Texas Austin"de okulun en prestijli programı Harrington Fellowship'te, öğretmen ve asistan olarak meşhur gitarist Adam Holzman'ın sınıfında doktoraya devam ettiğini aktardı.

"Yarışmaların fatihi"

Kaya, eğitimini tamamladıktan sonra hocalık yapmak istediğini aktararak, katıldığı uluslararası bütün yarışmalardan birincilikle çıktığı için "Yarışmaların fatihi" olarak anılmasının nedenlerini şöyle anlattı:

"Başarıyı çok çalışmaya borçluyum. Çünkü erken yaşlarda, çok küçükken müziğe başladığım ve çok çalıştığım için başarılı olduğumu düşünüyorum. Yarışmalara sürekli gitmek gerekiyor ve hepsine her sene katılmak gerekiyor. Yarışmalar bazı kariyer olanakları sağlıyor. Konser vermek veya başka olanaklar sağladığı için de ayrıca yarışmaların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye bana çok şey kattı. Bir kere kültürümüzde ve müziğimizde çok büyük bir zenginlik var ve bu zenginlik kesinlikle klasik müziğe de yansıyor. Ben aynı zamanda besteciyim, bahsetmişken bunu da belirtmek istiyorum. Yazdığım eserlerde, kompozisyonlarda Türk müziğini kullanıyorum ve Türk müziği makamlarından hüzzam, hüseyni ve uşşak gibi makamlarımızdan esinlenerek yazıyorum."

"Büyük fedakarlık gerektiriyor"

Türkiye'de müzikle uğraşan gençlere tavsiyelerde bulunan Celil Refik Kaya, "Müzik çok büyük bir emek istiyor ve çok ağır bir iş. Bunun için eğer profesyonel olacaklarsa çok çalışmaları, çok emek vermeleri ve büyük fedakarlıklar yapmaları gerekiyor. Çok çalışıyorum, zamanımı boş işlere harcamamaya çalışıyorum. Uzun süredir yurt dışındayım ve ailemi arada sırada görüyorum, bu bir fedakarlıktır. " şeklinde konuştu.

Kaya, yarışmalara katılacağı zaman disiplinli bir şekilde çalıştığını belirterek, şunları anlattı:

"Yarışmalara gireceğiniz zaman zaten 8-9 saat, hatta yeri geliyor 10 saat çalışmak gerekiyor. Aynı bir sporcu gibi, yani çalışırken bir sporcu disiplini olması gerekiyor. Ben de yarışmalara katılacağım zaman çok çalışıyorum ama şimdi doktora eğitimim devam ettiği için bu kadar çalışmaya çok fırsat bulamıyorum. Sadece yarışma veya belirli çalışmalara gireceğim zamanlarda çalışıyorum, başka zamanlarda da kendimi dinlendirmek için kitap okuyorum, arkadaşlarımla buluşuyorum ve sosyalleşmeye çalışıyorum."

"Bizim neslimizden çıkan çok önemli Türk gitaristler var"

Türkiye'de çok önemli müzisyenler olduğunu belirten Kaya, "Bizim neslimizden çıkan, çıkmaya başlayan çok önemli Türk gitaristleri var ve gitar diğer ülkelere nazaran Türkiye'de daha yeni bir alan diyebiliriz. Bu anlamda çok büyük gelişmeler gösteriyoruz, bizim ve diğer genç arkadaşlarımızın başarılarıyla, bizlerin gelecek nesillere örnek olacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Celil Refik Kaya, sanatın insan bünyesi için büyük öneme sahip olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bir insan sanatçıysa, zaten bünye ve ruhsal anlamda çok gelişmiş bir insandır. Çünkü müzik ruhu çok geliştiren bir sanattır. Bütün sanatlar ruhu geliştiriyor ve sanatın gelişmesinin toplumlar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyada çok fazla negatif durumlar içerisindeyiz bugünlerde ve dünyada çok fazla kötü olaylar oluyor. Bunların yanında insanların konserler sayesinde bir nebze rahatlaması çok önemli. İnsanların sanata yönelmesi, konserlere, sergilere gitmelerinin çok büyük bir rahatlık olduğunu belirtmek istiyorum."