Küçük 'Cesur Çiçek'
Aktütün Saldırısı Sonrası Ekrana Çıkıp Köyünün Sesi Olan Küçük Çiçek Aysal, 'Susması Tavsiyesiyle' Verilen Onca Hediyeye Rağmen, Susmadı.
Aktütün saldırısı sonrası ekrana çıkıp köyünün sesi olan küçük Çiçek Aysal, ’susması tavsiyesiyle’ verilen onca hediyeye rağmen, susmadı.
Star TV’de Uğur Dündar ile canlı yayına çıkmaması için emniyet ve jandarmanın Şemdinli’de bir süre ’misafir ettiği’ küçük Çiçek, dün evine dönerken, "Yine televizyona çıkar, köydeki durumumuzu yine anlatırım" dedi.
AKTÜTÜN Bayraktepe’de 17 askerin şehit edilmesi ile sonuçlanan hain saldırının ardından Aktütün İlköğretim Okulu 5’inci sınıf öğrencisi Çiçek Aysal ile konuşan STAR TV, 11 yaşındaki öğrenciyi canlı yayına çıkarmak için Şemdinli’ye götürdü. Ancak Şemdinli’de emniyet ve jandarma, küçük Çiçek’i alıp, kendisi ve kardeşleri için giyim, kırtasiye malzemeleriyle oyuncak verip, televizyonda yayına çıkmamasını tavsiye etti. Bu tavsiyeyi dinleyip televizyona konuşmayan küçük Çiçek ve korucu babası, dün Aktütün Köyü’ndeki evlerine döndü.
Dündar’la konuşacaktı
Aktütün Jandarma Sınır Karakolu’na PKK’lı teröristler tarafından geçen cuma günü düzenlenen ve karakolu korumakla görevli Bayraktepe’de 17 askerin şehit edilmesi ile sonuçlanan hain saldırının ardından bölgeye akın eden gazeteciler gelişmeleri günü gününe yansıtırken, köylüler de kameralara nasıl bir ortamda yaşadıklarını anlattı. İlköğretim Okulu 5’inci sınıf öğrencisi Çiçek Aysal da, kendisiyle yapılan röportajda kameralara konuşurken, Aktütün Köyü’nün sesi oldu. Bu röportajı geçen salı günü ana haber bülteninde yayınlayan Star TV, çarşamba günü de Çiçek Aysal’ı Uğur Dündar ile canlı yayına çıkarmak için Aktütün’den 70 kilometre uzaktaki Şemdinli İlçesi’ne getirdi.
Yayına çıkması engellendi
Ancak yayın öncesi Çiçek Aysal ile korucu olan babası Sami Aysal, ’çocuğun terör konusunda canlı yayına çıkması halinde psikolojinin bozulacağı’ gerekçesiyle polisler tarafından götürüldü ve yayına çıkması engellendi. Emniyet ve jandarmaya götürülerek kendisi ve kardeşleri için giyim ve kırtasiye malzemesiyle oyuncak verilen Çiçek’e de televizyonda yayına çıkmaması tavsiyesinde bulunuldu. O gün Şemdinli’deki akrabalarının yanında kalan Çiçek Aysal ve babası önceki gün Aktütün Köyü’ndeki evlerine döndü. Annesi Şaz’ın öperek karşıladığı Çiçek, kardeşlerine sarılarak hasret giderdi.
"Orada hiç korkmadım"
Emniyette ve jandarmada kendisine ve babasına çok iyi davranıldığını söyleyen Çiçek Aysal, "Bana hediyeler verdiler. Televizyonlara çıkmamam için tavsiyede bulundular. Ben orada hiç korkmadım. Çünkü televizyonda köyde içinde bulunduğumuz durumu anlattım. Yine televizyona çıkar yine bunları söylerim" dedi. Köydeki kızların okumak istediğini belirten Çiçek Aysal, "Ben doktor olmak ve bu bölgede görev yapmak istiyorum. Bir arkadaşım da öğretmen olacak. Silah sesi olmasın, okulumuz, öğretmenimiz olsun, daha güzel evlerimiz olsun" diye konuştu.
"Çocuğa kurşun verilmez"
Şemdinli Kaymakamı Hakan Şen, psikolojisinin bozulacağı endişesiyle Çiçek Aysal’ın televizyonda canlı yayına çıkmasının uygun bulunmadığını belirtti, kesinlikle çocuğun ve yakınlarının gözaltına alınması gibi bir durumun sözkonusu olmadığını, böyle bir şeye izin verilemeyeceğini söyledi. Bir güvenlik yetkilisi de, Çiçek Aysal’ın televizyona çıkarılmasının engellenmesiyle ilgili olarak, "Çocuğun eline kurşunu verip ’Bizim kalemimiz bu’ dedirtiliyor. Bu doğru bir hareket değil. Çocukların psikolojisinin bozulmaması için herkesin elinden geleni yapması gerekir" dedi.
Mermi değil kalem istemişti
HAKKARİ’nin Şemdinli İlçe Kaymakamı Hakan Şen, Aktütün 13. Jandarma Sınır Bölük Komutanlığı’na yapılan hain saldırının ardından Aktütün köyünü ziyaret etmişti. Ekranlarada yansıyan bu ziyarette ilköğretim okuluna geçen Şen, sınıfta bulunan öğrencilerle bir süre görüştü. İlçe Kaymakamı sınıfa girdiğinde 11 yaşındaki Çiçek Aysal, elindeki mermi çekirdeğini göstererek, "Bizler elimize kurşun değil kale almak istiyoruz" demişti. Şehriban Yavuz isimli başka bir öğrenci ise elindeki metni okuyarak devlet büyüklerine şöyle seslendi: "Lütfen bize sahip çıkın, halimizi göremezlikten gelmeyin, olayların üzerinde 5 gün geçti sizler halen aramızda yoksunuz. Bizim hayatımız tehlikede, burada kalmamızın nedeni kalmadı. Gece gündüz silah sesleri ile yatıp kalkıyoruz. Buna hayat mı diyorsunuz."