Haberler
Suriye'de Baas Partisi çalışmalarını süresiz olarak askıya aldı

Esad'ın gidişi onları da bitirdi! Faaliyetlerini durdurdular

Sosyal medya platformları WhatsApp, Facebook ve Instagram çöktü

3 sosyal medya platformu, aynı anda çöktü

Bakan Uraloğlu, 16 yaş altı için sosyal medya düzenlemesi geleceğini açıkladı

16 yaş sınırı konuşuluyordu! Sosyal medyaya yeni düzenleme geliyor

Somali ve Etiyopya arasındaki krizi Türkiye çözdü

Afrika'daki krizi Türkiye çözdü

Kronik hastalıklara fonksiyonel tıp devası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Medipol Esenler Hastanesi Tıbbi Direktör Yardımcısı, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Necdet Özçelik, "Tip 2 Diyabet, obezite, otoimmün tiroidit, sedef, eklem ve kas hastalıklarında, alerjide fonksiyonel tıptan yararlanarak şifa bulabilir.

Medipol Esenler Hastanesi Tıbbi Direktör Yardımcısı, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Necdet Özçelik, "Tip 2 Diyabet, obezite, otoimmün tiroidit, sedef, eklem ve kas hastalıklarında, alerjide fonksiyonel tıptan yararlanarak şifa bulabilir." ifadelerini kullandı.

Özçelik'in yaptığı açıklamaya göre, fonksiyonel tıbbın uyguladığı doğru beslenme modeline geçişle bazı kronik hastalıkları tedavi etmenin ve olası bazı hastalıkları önlemenin mümkün olduğunu bildirdi.

Tip 2 Diyabetin, obezite, otoimmün tiroidit, sedef, eklem ve kas hastalıklarında, alerjide fonksiyonel tıptan yararlanarak şifa bulabileceğini ifade eden Özçelik, şunları kaydetti:

"İnsan organizmasının başlangıcında sindirimle alınması beklenen kodlanmış bir yapı var. Fonksiyonel tıp, kodlanmış yapının dışına çıkıldığı zaman, uygun gıdalar alınmadığında hastalıkların geliştiğini iddia ediyor. Yani bedensel yapımıza uygun olmayan gıdaları yediğimizde hasta oluyoruz. Un ve ekmek artık geçmişteki gibi doğal değil, çok saf arındırılmış, genetik yapısı ile oynanmış, katkı maddeleri ile dolu. Meyve suları şeker dolu, koruyucu katkılı. Gıdaların raf ömrünü uzatan içerikler vücutta etkileri bilinmez değişikliklere neden oluyor. Meşrubat ve meyve sularındaki şeker lifsiz olarak alındığı için mideden ve bağırsakların üst kısımlarından hemen kana karışıyor, insülin salınmasına neden oluyor kan şekeri düşünce tekrar açlık hissi uyandırıyor, bağımlılık yapıyor ve kilo aldırıyor. Meyveyi kabuğuyla yemek yerine konsantre meyve suyu içildiğinde de şeker doğrudan kana karışıyor. Böylece kan şekeri aniden yükseliyor."

Özçelik, vücudun ihtiyacı olan selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin eskiye göre yeterince alınamadığına işaret ederek, "Şimdi 'hayvan fabrikaları' diyebileceğimiz yerlerde, kümeslerde, ahırlarda büyütülen tavuklarda, çiftlik hayvanlarında bu maddeler eksik olduğu için bu mineralleri temin edemiyoruz. Bu hayvanlar tabiatlarına uygun olmayan gıdalar ile beslendiklerinden, çabuk gelişmeleri için hormonlar kullanıldığından ve hasta olmamaları için antibiyotikler verildiğinden, sonuçta ortaya çıkan ürün de insan bedenine uygun olmuyor. Eksik mineralleri ve bazı molekülleri tamamlamak adına bitkilerden de fonksiyonel tıp alanında destek alıyoruz." ifadelerini kullandı.

Kan ve tükürükten teşhis

Necdet Özçelik, fonksiyonel beslenme modeline geçmek için ileri tarama testlerinden yararlanıldığını belirterek, "Check up gibi kanda tarama testleri yapılıyor. Magnezyum, çinko, selenyum değerlerinin yanı sıra tükürük kortizol testiyle stres hormonu ölçümleniyor. Fonksiyonel tıpta belirli bir ilaç takviyesi yok. Eliminasyon diyeti ile zararlı olabilecek gıdalardan vücut 21 gün süre ile uzaklaştırılıyor. Özel beslenme planıyla beden hastalık yapan etkenlerden arınıyor. Fonksiyonel tıptan fayda görmek için uygulamak ve yaşam modeli haline getirmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Fonksiyonel tıbbın tedavi ettiği hastalıklara ilişkin Özçelik şunlara vurgu yaptı:

"İlk sırada alerjiler var. Doğumdan iki yaşına kadar anne sütü almak önemli. Asıl sorun bu yaştan sonra tüketilen hayvansal kaynaklı, başka bir canlıdan alınan ve tüketilen süt ve süt ürünlerinde. Çocuklukta alerjiler bu nedenle artabiliyor. Bunun dışında çoğu kişi un ve glutene karşı hassasiyeti olduğunun farkında değil. Bağırsak, vücudumuzun ikinci beyni olarak tanımlanıyor artık. Gluten, bağırsaklarda ödem yapıyor. Bağırsak hücreleri arasındaki sıkı bağların bozulmasına neden oluyor. 'Geçirgen bağırsak' denilen durum ortaya çıkıyor. Birçok büyük zincirli moleküllerde bağırsakları geçerek kana karışabiliyor. Bu durum içerideki savunma hücrelerinin dikkatini çekiyor. Büyük moleküllere saldıracağım derken organizmanın kendi yapısına da saldırmaya başlıyor. Böylece otoimmün tabiatlı kronik hastalıklar ortaya çıkıyor. Fonksiyonel tıp, bunlardan en yaygınlarından olan alerji, haşimato tiroiditi, sedef, Tip 2 diyabet, eklem ve kas hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor."

"Her yaşa uygulanabilir"

Özçelik, fonksiyonel tıptan her yaş grubunun yararlanabileceğini bildirerek, "Yeni beslenme modeliyle 'bağırsak florası' düzenlenilen otistik çocuklarda bile iyileşmeler görülüyor. Benzer olumlu tablo Parkinson'da da tespit edilmiş. Fonksiyonel tıptan faydalanmak için mutlaka hasta olmanız gerekmiyor. Fonksiyonel tıbbın kurallarını uygulayarak, yani karbonhidratı ve şekeri hayatınızdan çıkararak, yerine sağlıklı yağ içeren gıdalar, gerçek doğal gıdalar tüketerek ileride oluşabilecek otoimmün hastalıkları, önleyebilirsiniz." değerlendirmesinde bulundu.

Yenilen yağları düzenleyerek kronik hastalık riskinin bertaraf edebileceğini ifade eden Özçelik, "Organizmanız yenilenir. Göbek çevresi ve iç yağlarınız azalır. Karaciğer yağlanmanız düşer. Bağırsaklarınızda faydalı bakterilerin oranı arttıkça beden sağlığınız daha iyi olur." ifadelerini kullandı.

Özçelik şunları kaydetti:

"Gluten ve laktoz hassasiyetiniz olmasa dahi un ve unlu mamüller ile süt ve süt ürünlerini 3 hafta almayarak eliminasyon diyeti uygularsanız, sindirim sisteminiz düzelir. Bağırsaklarınızı yediğiniz gıdalarla iyileştirebilirsiniz. Vücudunuz karbonhidrat ve şeker yakmak yerine yağ yakmaya başlar. Yani dizel yakıttan benzine geçmiş olursunuz. Sağlığınızı kazanmanıza ek olarak kas kitlenizden vermeden yağ kaybederek kilo verirsiniz. Zihinsel fonksiyonlarınızın daha iyi çalıştığını, eklem ve kas ağrılarınızın azaldığını, uykularınızın daha dinlendirici olduğunu, cildinizdeki değişikliği, sindirimdeki düzelmeyi, karın şişliği, gaz sıkışması gibi şikayetlerinizin düzeldiğini, elbise bedenlerinizin küçüldüğünü görürsünüz. Özet olarak kendinizdeki değişimi hissedersiniz. Aldığımız gıdaların her birisi bedenimiz için ilaçtır. Doğru ilaç doğru yerde doğru şekilde kullanılır ise faydalıdır. Yanlış aldığımız ilaçlar nasıl bizi hasta eder ise yanlış gıdaların, yanlış kullanımı da hastalıkların gelişmesini sağlar."

Kaynak: AA / Güncel
title