Kriptolu Telefonların Dinlenmesi Davası
Devlet büyüklerinin kullandığı kriptoluların da arasında bulunduğu telefonların usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik kapatılan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ile TÜBİTAK'ın eski görevlisi 28 kişinin yargılandığı davada, sanıklardan Bülent Kocagürbüz'ün tutuklanmasına, Nur...
Devlet büyüklerinin kullandığı kriptoluların da arasında bulunduğu telefonların usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik kapatılan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ile TÜBİTAK'ın eski görevlisi 28 kişinin yargılandığı davada, sanıklardan Bülent Kocagürbüz'ün tutuklanmasına, Nur Muhammed Arınç hakkında ise tutuklamaya dönük yakalama kararı düzenlenmesine karar verildi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya eski TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen, eski TİB Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu ve Harun Biniş'in de arasında bulunduğu tutuklu sanıklar, tutuksuz sanıklar ve sanık avukatları katıldı. Duruşmada, müştekilerden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın ile Başbakanlık, bazı bakanlık ve siyasilerin de arasında yer aldığı şikayetçi gerçek ve tüzel kişilerin avukatları da hazır bulundu.
Sanıklardan Özgür Ören ile Sakarya'dan telekonferans sistemiyle bağlantı kurulan duruşmada, geçmişte TİB'de görev yapan ve halen BTK'da çalışan Nuri Uçan "tanık" olarak ifade verdi.
Uçan, TİB Veri İşlemleri Koordinatörlüğünde 20 Ocak 2014'te makam onayıyla görevlendirildiğini, bu görevi sırasında, veri işlemlerindeki tüm personelin, tüm sunuculara erişiminde tam yetkili olduğunu anladıklarını, farklı birimlerin birbirlerine erişimini de tespit ettiklerini anlattı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının TİB'e gönderdiği yazılı talep üzerine, kriptolu telefonların dinlenmesi hususunda 2014'ten itibaren bir grup arkadaşıyla birlikte çalışarak, rapor düzenlediklerini ifade eden Uçan, benzer raporu Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığına da gönderdiklerini bildirdi.
Uçan daha sonra, TİB'deki teknik işlemlere ve düzenledikleri raporlara ilişkin mahkeme heyeti ile tarafların sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın, "Bu dosyadaki tanıklığınız nedeniyle tehdit edildiniz mi?" sorusunu yanıtlayan Uçan, "Mayıs 2016'da, tanıklık için buraya geldiğimde, polis kökenli eski TİB çalışanı Necmi Murat Güngör yanımıza geldi. Sürekli gözümüzün içine bakarak tehdit etti. 'Ne var?' dedim. 'Ben paralelci miyim, beni gönderdin?' dedi. Listeleri benim hazırlamadığımı söyledim. Hasibe Karagöz diye bir bayan varmış. Daha sonra 'Bunu niye işten attırdınız?' dedi. 'Hiç haberim yok' dedim. Daha sonra kafasını sallayarak, 'Az kaldı, az kaldı' dedi, yanımızdan ayrıldı. Hakkında asliye ceza mahkemesinde dava açıldı" diye konuştu.
Sanıklardan Şen'in avukatı Nihad Karslı'nın, "Tehdit eden kişi ne yapmanızı veya yapmamanızı istedi?" sorusuna ise Uçan, "O sırada bir başkası da tanıklık için buradaydı. Tanıklığımız için motivasyonumuzu bozmak istiyordu. Birkaç kez gitmesini söyledim. 'Az kaldı, az kaldı' dedi, zaten iki ay sonra da 15 Temmuz oldu" ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Bülent Kocagürbüz ise "9 Şubat 2014'te, tanıkla birlikte Alper İzbilen ve Cenk İzanlı'nın yanında yabancı bir kişi çalıştı. Bu kişi kimdi?" diye sordu.
Uçan, "Sanıklar, diğer kamu kuruluşlarından gelen müfettişleri, bilirkişileri 'yabancı kişi' olarak nitelendiriyor, bir de 'kozmik oda' diyorlar. Bunlar, diğer kamu kuruluşlarından gelen geçici görevli arkadaşlardır. Orada yabancı kimse yok. O da log konusunda bilgisine başvurduğumuz biriydi" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Aydın, tanığın, çapraz sorgu sırasında zaman zaman "sanık" gibi sorgulanmak istendiğini ifade etti.
Sanık avukatları ise Uçan'ın bazı sorular üzerine "Sorunun yargılamayla ilgisi yok" şeklindeki ifadelerine karşı çıkarak, buna mahkeme heyetinin karar vereceğini dile getirdiler.
İki sanık hakkında tutuklama kararı
Sanık ve tanık beyanlarının ardından taraf avukatlarının talepleri alındı. Daha sonra mütalaasını veren duruşma savcısı, "isnat edilen suçların mahiyeti" ve "bu suçlar için yasada öngörülen ceza miktarları" nedeniyle "tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına", "tutuksuz sanıklardan Bülent Kocagürbüz ve Nur Muhammed Arınç'ın" da tutuklanmasını talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti de tutuksuz sanıklardan "Bülent Kocagürbüz'ün tutuklanmasına", "duruşma salonunda bulunmayan Nur Muhammed Arınç hakkında ise tutuklamaya dönük yakalama kararı düzenlenmesine" ve "önceki duruşmada alınan karar gereği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen ByLock listesindeki kullanıcıların yazışma içeriklerine dair yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesine" karar verdi.
Davanın bir sonraki duruşması, 1 Haziran Perşembe günü görülecek.
İddianame
Devlet büyüklerinin kullandığı kriptoluların da aralarında bulunduğu telefonların usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik, TİB ve TÜBİTAK'ta görev yapan 28 kişi hakkındaki davada, sanıklara, "silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etmek, bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek veya erişilmez kılmak" suçlamaları yöneltiliyor.
Soruşturma, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmüş, ardından fezleke ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti.
İddianamede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, eski Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, bazı eski bakanlar ve bürokratların dinlendiği ifade ediliyor.
Dava dosyasına gönderilen bilgi notunda, sanıklardan Osman Nihat Şen, Barış Yaslan, İmran Ergüler, Özgür Ören, Ali Osman Tekin, Ahmet Boyalı, Erkay Uzun, Mehmet Akgedik, Seyit Aydın Öztaban, Yunus Şahin, Hidayet Gençer, Harun Biniş ve Hasan Palaz'ın, FETÖ üyelerinde bulunan ByLock kullanıcısı oldukları bildirilmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, sanıklardan Biniş'in, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, Akıncı Üssü'nde bulunduğunu tespit ettiği daha önce kamuoyuna yansımıştı.