KPSS Sorularının Sızdırılmasına İlişkin İlk Dava
İptal edilen 10 Temmuz 2010'daki KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin davanın sanıklarından Baki Saçı, "Soruları, ortaokul ve liseden sınıf arkadaşım Berat Koşucu, 'hediye göndereceğim' diyerek yollamıştı.
İptal edilen 10 Temmuz 2010'daki KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin davanın sanıklarından Baki Saçı, "Soruları, ortaokul ve liseden sınıf arkadaşım Berat Koşucu, 'hediye göndereceğim' diyerek yollamıştı. Berat soruları nereden temin etmiş, tam bilmiyorum. Çalıştığı kurumlardan olabilir." dedi.
KPSS Eğitim Bilimleri, Genel Kültür ve Genel Yetenek alanlarında gerçekleştirilen 3 sınavın sorularının sızdırılmasına ilişkin ilk davanın görülmesine devam ediliyor.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık Baki Saçı savunmasını yaptı.
"Önceki ifadelerini tekrarladığını" bildiren Saçı, mahkeme heyetinin soruları üzerine, bilgisayarından alınan imajlarda, sınav sorularının bulunduğunu kabul etti ve şunları söyledi:
"Daha önce ifade ettiğim gibi soruları, ortaokul ve liseden sınıf arkadaşım Berat Koşucu, 'hediye göndereceğim' diyerek yollamıştı. O an, 'soruların çıkıp çıkmayacağını bilmiyorum. Açsam, belki deneme olur ama sınavda çıkarsa kul hakkıdır' diye düşündüm. Bu sorulara hiçbir şekilde bakmadım. Berat soruları nereden temin etmiş, tam bilmiyorum. Çalıştığı kurumlardan olabilir. Bunu daha önce savcıya da ifade ettim. Berat bu olaydan bir hafta sonra memlekete gelmişti. Bana, 'sorulara baktın mı, kullandın mı' dedi. 'Kullanmadım' dedim. Nereden temin ettiğini sormadım. Tasvip etmediğim bir şey olduğu için konuyu kapatmak istedim."
Saçı, iptal edilenden bir önce girdiği sınavda atanmayı 0.1 puanla kaçırdığını anlatarak, "6 yıldır davanın açılmasını ve karara çıkmasını hep bekledim. Sanki soruları ben çalmış, dağıtmış, onlarla menfaat elde etmişim gibi gazetelerde boy boy resmim, boy boy ifadelerim çıktı. Berat keşke firarda olmasaydı da açıklasaydı." diye konuştu.
Mahkeme heyetinin sorusu üzerine, Isparta'da soruları gören bir kişinin durumu Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'a ulaştırdığını, onun da basına ismini verdiğini aktaran Saçı, "Ona ismimi kimin, niye verdiğini bilmiyoruz." dedi.
"2008'de bu yapıdan ayrıldım"
Başka soru üzerine Saçı, çiftçi çocuğu olduğunu, 2008'e kadar FETÖ evlerinde kaldığını, 2008'de bu yapıdan ayrıldığını kaydederek, şunları söyledi:
"2008'de yurtta çalışmam için teklifte bulundular, ben öğretmen olmak istediğimi söyledim. İlkokuldayken veli toplantısında öğretmen benim çamurlu ayakkabılarla sınıfa girdiğimi, koyun kokusu getirdiğimi falan söylüyor, ailem bundan rencide oluyor. Bir kuzuyu sevmek, çamurlu yolda yürümek, çiftçi çocuğu olmak bizim suçumuz değil. O yüzden ben, 'köy çocuklarının ışığı olacağım' dedim, sınıf öğretmeni oldum. 'Özel okulda çalışır mısın' dediler, istemedim. Çünkü özel okulda parası olanlar okur. 'Bir yıl vefa göster. Bizim evimizde kaldın' dediler. Ben de 'madem vefa istiyorsunuz, bir yıl çalışırım ama çiftçi babama yazın yardıma giderim' dedim. Yurda çalışmaya gittiğimde 'sen yazın anneni babanı tercih ettin, biz seni burada istemiyoruz, başka yere göndereceğiz' dediler. Ben de annemin, babamın en önemli varlıklarım olduğunu söyledim, 2008'de ayrıldım, bir daha da irtibata geçmedim. Berat Koşucu da örgütten değil, sınıf arkadaşlığından tanıyorum."
"Dönemin savcısı bunu hep savsakladı"
Saçı'nın avukatı Mustafa Derin de duruşmada herkesin "pirüpak" gibi göründüğünü ancak bir "organizasyon" olduğunu ifade etti.
Adil bir yargılama için 2010'dan beri uğraştıklarını kaydeden Derin, şöyle devam etti:
"2010'da savcıya ' Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğine gidilsin' dedik. Fakat o dönemin savcısı bunu hep savsakladı, hep erteledi. Bizim dosyayla ilgilenmemizi, delil almamızı, tavır almamızı engelledi.
'ÖSYM'ye operasyon yapılsın' diye dilekçe verdik. 'Bu sınav kitapçıklarının üzerinde işlem olmalı, işlemsiz kitapçıklar mevcut olabilir' dedik. 3 bin 227 kitapçıkta hiçbir işaret yoktu. Süper zeka olan arkadaşlar, matematik, genel kültür sorularını işlemsiz yapmıştı. Bu kitapçıklar dosyaya alındıktan sonra, maalesef, teker teker, yıllar geçtikte yok edildi. Sayısı en son 280'e düştü. Dedik ki 'bu iş müvekkile yıkılmak isteniyor. Bu bir organizasyon işi'. Bu örgütün soru çaldığını, hırsızlık yaptığını, organizasyon içinde olduğunu belirttik. Hem müvekkilim hem ben bunun ceremesini de çektik. 3 gün Fuat Avni şahsımı yazdı. Madem herkes ayrı, hiçbir kimse birbirini tanımıyor, o zaman Fuat Avni bizi niye yazdı? O dönemki gazeteler bunu niye yazdı? Müvekkilime sorular gelmiş. Ama sadece Baki Saçı'ya gelmiş değil ki, bir organizasyonla yıllarca yayılmış. 6 yıldır bu dosyanın peşindeyiz. Deliller karartılmaya, dosya bizden gizlenmeye çalışıldı. İnşallah adalet ortaya çıkar. Burada bir organizasyon olduğu kanaatindeyiz. Müvekkilim, adalete yardımcı olduğundan gerekli maddelerden yararlanmasını talep ediyoruz."
Duruşma sürüyor
Duruşma, diğer sanıkların ifadelerinin alınmasıyla devam ediyor.
Toplam 230 sanığın yargılandığı davanın iddianamesinde, soruşturmanın 10 Temmuz 2010 tarihli KPSS Eğitim Bilimleri, Genel Kültür ve Genel Yetenek alanlarında gerçekleştirilen 3 sınav öncesinde soruların Fetullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Ankara Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinde görevli ofis elemanı Berat Koşucu tarafından Yalvaç'ta kuyumculuk yapan Süleyman Mustafa İnanıcı aracılığıyla, yine o dönem Yalvaç'ta ikamet eden sanık Baki Saçı'ya e-postayla gönderildiğine dair deliller üzerine başlatıldığı anlatılıyor.
Sanıklar "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme ile zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından yargılanıyor.
Ankara'da soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı Şadan Sakınan, HSKY tarafından geçen Ağustos'ta meslekten ihraç edilmişti.