KPSS Sorularının Sızdırılması Davası
KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 230 kişi hakkında "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından açılan davanın duruşmasının ikinci gün oturumu sona erdi.
Kpss sorularının sızdırılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 230 kişi hakkında "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından açılan davanın duruşmasının ikinci gün oturumu sona erdi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan sanık Yaşar Karademir, iddianamedeki suçlamaları kabul etmediğini, Kpss'deki başarılarının kendi çabası sonucu olduğunu savundu.
Karademir'in, "2010 yılında Kpss'ye deneyimli bir öğretmen olarak girdim. 2009'da 100 net, 2010'daki sınavda ise 19 net daha fazla yapmışım. Sürekli bir artış var" demesi üzerine
Mahkeme Başkanı Musa Yeşil, "Tekrar sınavında netin düşmüş" hatırlatmasında bulundu.
Bunun üzerine Karademir, "Tekrarlanan sınav esnasında İzmir'deydim. İstanbul'a gittim o gece, motivasyonum düştü. O yüzden 78 net yaptım" şeklinde karşılık verdi.
Matematik öğretmeni olduğunu bildiren Karademir, sınavdaki soruların yarısını işlemsiz yapabileceğini ileri sürdü.
Karademir, "MASAK Raporunda, bazı kişilerle para alışverişim var. Bu da arkadaşlarımız arasında yaptığımız gün parası. Bu para alışverişi, yardım, himmet ya da haksız bir kazanç yapmak için değildir. Sınavda 100 net üzeri yapanlarla HTS kaydım mevcut. Bu sınavla ilgili hiç kimseden soru almadım, vermedim. Telefon görüşmelerimde de suç olabilecek hiçbir görüşme olmamıştır. Hiçbir terör örgütü üyesi olmadığım gibi bir sempatim de yoktur. Aynı örgüte mensup olduğum iddia edilen 53 kişiyi daha önce tanımıyorum" ifadesini kullandı.
Sanık Fırat Gazioğlu da kimya öğretmeni olduğunu, 2009'da yapılan KPSS sonucu Kocaeli de bir okulda sözleşmeli öğretmen olarak göreve başladığın söyledi.
Gazioğlu, "2010 da girdiğim sınavda da aynı okula kadrolu olarak atandım. Değişen bir şey yok, sözleşmeli öğretmendim, kadrolu oldum. Maaş, özlük hakkım 2009'daki gibi olacaktı. KPSS sınavı 2010 da kopya şüphesi ile iptal edildi. Tekrar sınavında da 100 yaptım. Üç defa üst üste girdiğim sınavda başarılı oldum. Başarılı olduğumu zaten ispatladım. Kopya durumu söz konusu değil. İptal edilen sınavdaki başarım o döneme ait değil sadece. Tutuklandıktan sonra da üniversite sınavına girdim. Bunda da başarılı oldum, gazetecilik bölümünü kazandım. Sayısal mezunu olduğum halde 2015'te girdiğim üniversite sınavında sözel bölümde başarılı oldum. Hayatın doğal akışına aykırı ise bu olmamalı." dedi.
İddianamedeki HTS kayıtlarına da değinen Gazioğlu, bunlardan birinin eşi, diğerlerinin arkadaşları olduğunu, bunun da hayatın doğal akışına uygun olduğunu savundu.
Gazioğlu, "MASAK Raporunda üç kişiye para göndermişim. Evet gönderdim. Marmara Adasında tarla ekiyorduk. Bunun için borç aldım, borç ödedim." diye konuştu.
Atanmadan önce kamuda sözleşmeli öğretmen olduğunu belirten Gazioğlu, KPSS ile olmasa da kararname ile zaten öğretmen olarak atanacağını söyledi.
Sanık Ferruh Kaynak da 1996'da girdiği üniversite sınavında Marmara Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümüne birinci olarak girdiğini, mezun olduktan sonra da bazı özel okullarda öğretmenlik yaptığını vurguladı.
Kaynak, "Çalıştığım özel okuldan istifa ederek 2010 KPSS sınavına hazırlandım. Daha fazla çalıştım ve sonuçta iyi bir puan aldım. Tekrar ikinci sınava girdim, sınavda iyi bir konsantrasyon yakalayamadım. Eşim kanser tedavisi gördüğü için. Ama başarılı bir sonuç elde ederek İstanbul'da çalıştığım bu ilçeye atandım. Başarı, kendi çalışmalarımla olmuştur. Özel sektörde KPSS sınavına girmeler fazladır. Memur olmadan önce çalıştığım okulda, birçok siyasetçinin, ünlünün çocuklarının dersine girdim. Telefon görüşmelerim mesleki ilişkiler içinde hayatın doğal akışına uygundur. Suçlamaları kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı.
MASAK Raporundaki sınava girmemiş üç kişi ile para trafiğinin görüldüğünü belirten Kaynak, "Bunlar birisi aynı okulda öğretmen. Diğeri yıl sonu yaptığımız yıllığa ait olan matbaa ödemesi ile ilgili. Diğeri de kişisel eğitim semineri veren bir kişi ile borç alışverişi." dedi.
-"Sonuçlar başarımın sonucudur"
Sanık Bünyamin Bülbül ise 2010'dan önce de KPSS sınavına girdiğini, bunlarda da başarılar elde ettiğini ileri sürdü.
Bülbül, "2010'daki başarım diğer yıllarda gösterdiğim başarının devamdır. Eş, akraba, baz ve HTS birlikteliği yoktur. Tarafıma yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Terör örgütü üyesi değilim ve hiçbir faaliyetine katılmadım" diye konuştu.
Genel Yetenek ve Genel Kültür sorularının tamamını çözdüğünü anlatan Bülbül, "Sonuçlar başarımın sonucudur. Dershaneye gitmeden iki defa üniversite sınavını kazandım. Önceden yaptığım şeyi 2010'da da yaparak başarımı gösterdim. 2011'de de girdiğim sınavda da başarılı oldum. 2005 yılında fen bilgisi öğretmenliğinden mezun oldum. Yan dal olarak matematiği seçtim" ifadesini kullandı.
Mahkeme heyetine, bazı matematik sorularının nasıl çözdüğünü anlatan Bülbül, şöyle konuştu:
"Girdiğim tekrar sınavından 85 aldım. Sınavdan önce trafik kazası geçirmiştim. Bu sırada bize yardım eden tanker şoförünün arzu edilirse tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum. Bandırma'da özel okullarda çalıştım, hiçbir kanunsuz işim olmadı. MASAK Raporunda, bir kişiden 21 bin lira para aldığımdan bahsediliyor. 21 bin lira değil, 7 bin lira borç aldım. Bu borcu ailem inşaat yaptırdığı için aldım. Parça parça ödedim. Sınavla ilgisi yoktur. Kanuna aykırı hiçbir işlemim yoktur. HTS kayıtlarındaki kişilerle yaptığım görüşmeler sınavla ilgili değildir."
"Soruları önceden almış olsaydım, eşime de verir, birlikte atanırdık"
Sanık Mustafa Avan da 2010 KPSS sorularını sınavdan önce gördüğü iddialarının doğru olmadığını ileri sürdü.
Avan, "Benim sınavdan önce soruları gördüğüm iddia edilmekte. Ne 2010 ne de başka bir sınavla atanmadım, devlet memuru değilim, HTS incelemesinde üç kişi ile telefon görüşmem olması şüpheli yapmıştır. Birkaç şahıs ile aynı baz istasyonundan sinyal aldığım ifade ediliyor. Telefon irtibatım olmayan kişilerle neden aynı yerden sinyal aldığımı bilmiyorum? Bunlarla bir araya gelmedim. MASAK Raporunda, 24 bin lira para gönderdiğim belirtiliyor. Bu çalıştığım muhasebecidir. Bu da maaş fazlalığıdır, yanlışlıkla olmuştur ve geri gönderdim" diye konuştu.
2011 KPSS'de 89 puan aldığını istemesi durumunda bir kamu kuruluşuna atanabileceğini belirten Avan, "Soruları önceden almış olsaydım, eşime de verir, birlikte atanırdık. Hiçbir şahısla irtibatım yoktur. Sınava tek başıma girdim ve çalıştım. Her hangi bir kursa gitmedim. Bir kursa da gitme ihtiyacım yoktur" ifadesini kullandı.
Sanıklardan Hayrettin Tepe, fizik bölümü mezunu olduğunu bildirdi. İddianamede, çalıştığı bazı yerlerin, başka soruşturmalarda şüpheli olduğunun aktarıldığını ifade eden Tepe, "Fizik mezunu olarak atanmakta zorluk çekiyordum. Buraların her biri ben çalışırken popüler eğitim kurumlarındandı" dedi.
Matematik bilirkişisinin kendisi hakkında verdiği raporun çelişkili olduğunu savunan Tepe, kitapçıktaki bazı soruları nasıl çözdüğünü anlattı.
Tekrar edilen sınava iş yoğunluğundan katılamadığını ileri süren Tepe, MASAK Raporunda iki kişiye para transferi yaptığı bilgisine ilişkin, "Bunlar, sınavla uzaktan yakından alakası olmayan kişiler. Birisi sigorta poliçesiyle ilgiliydi. Diğeri çok yakın arkadaşımdı" diye konuştu.
Tepe, ailesinin mağdur olduğunu anlatarak, tahliye talebinde bulundu.
Sanık Kemal Çelebi, matematik mezunu olduğunu ve hiçbir iddiayı kabul etmediğini bildirerek, şunları söyledi:
"Başarılarım, düzenli ve sıkı çalışmanın sonucudur. Delilsiz iddialarla suçlanıyorum. KPSS'ye 2008'de kendimi denemek için girdim. 2009-2010 arasında, yoğun çalıştığım dönemde, binlerce soru çözdüm. Kesinlikle kimseden soru almadım. Onları ilk kez sınavda gördüm. Hiçbir örgüte üye değilim. 10 aydır tutukluyum. Her şeye rağmen yargıya güveniyorum."
Sanık Salih Kaya da sınav sorularını daha önce ne birinden aldığını ne birine verdiğini söyledi. Hacettepe Üniversitesi Matematik Öğretmenliği bölümü mezunu olduğunu aktaran Kaya, "Gittiğim Şırnak'ta bir yıl boyunca kendimi ALES ve KPSS hazırlığına verdim. ALES'ten 94, KPSS'den 93 alarak, başarılı oldum. ALES'te Türkiye'de ilk bine girdim. İki ay sonra KPSS'nin iptal edildiğini öğrendim. Sınava 15 gün kala, tekrarlanacak sınava Ankara'da gireceğimi öğrendim. Psikolojik destek aldım."
Bilirkişinin, soru kitapçığındaki karalamalara bakarak, bazı yanıtlara ilişkin, "hem doğru, hem yanlış, hem de boş" şıkka giden yol izlediği yönünde rapor verdiğini iddia eden Kaya, "Bilirkişi hem doğru, hem yanlış, hem de boş diyor... Ben nasıl 11 ay tutuklu kaldıysam, bilirkişinin de aynı işlemlere tabi tutulmasını istiyorum. Bilirkişi çok haksızlık etmiş, savcı da bunları görmemiş. Hiçbir suç işlemedim. Vatanını ve milletini seven, bunun için çalışan biriyim. Suçlamaları kabul etmiyorum" şeklinde konuştu.
Sağlık problemleri olduğunu anlatan Kaya, bu sırada ağladı.
Sanık İbrahim Filiz de suçlamaları kabul etmediğini söyledi ve şunları kaydetti:
"Bu soruşturmada şüpheli duruma düşmemin ilk ve en önemli sebebi, KPSS eğitim bilimleri sınavında 100'ün üzerinde net yapmamdır. 2009'da eğitim bilimlerinde 91 net yaptım. Savcı, bir yıl önce 91 net yaptığımdan, bir sonraki sene 100'ün üzerinde net yapabileceğimi değerlendirmeliydi. Matematik bölümü mezunuyum. Yüksek lisans yapıyorum. 11 yıl matematik öğretmenliği yaptım. Çalıştırdığım öğrenciler madalya aldı. TÜBİTAK ve bakanlıktan aldığım teşekkürler var. 30 sorunun 29'unu karalamayla çözmüşüm. Savcının bir soruda beni şüpheli yapması dolayısıyla 11 aydır tutukluyum."
İptal edilen ve tekrarlanan sınavdaki koşulların aynı olmadığını, başarı değerlendirilirken buna dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Filiz, birinci sınava Ankara'da, ikinci sınava İstanbul'da girdiğini, ikinci sınava girişinde adli soruşturmanın başladığını, suç işlemediğini ispat etmek üzere sınava girdiğini ifade etti. Ankara'dan İstanbul'a gece yolculuğu yaptıktan sonra sabah sınava girdiğini söyleyen Filiz, kahvaltı yapamadığından sınavda şeker krizine tutulduğunu ve salondan çıktığını aktardı.
Aynı kurumda çalıştığı iki öğretmen arkadaşına EFT ile 590 lira gönderdiğini bildiren Filiz, "Bunlar himmet parası değil." dedi.
"Bine yakın öğrenci yetiştirdim. Öğrencilerin hiçbirisi bırakın terör örgütünü, hiçbir adli olaya bulaşmamıştır." ifadelerini kullanan Filiz, görev yaptığı 2011 öncesinde çalıştığı okulların terör örgütüne bağlı olduğuna ilişkin hiçbir haber çıkmadığını, kendisinin de buna tanıklık etmediğini kaydetti.
"Doğru yanlış demeden salladım"
Tutuklu sanık Mevlüt Akgün, Fırat Üniversitesi Elektrik Öğretmenliği mezunu olduğunu, branşından öğretmen alımının az olduğunu, ataması yapılıncaya kadar çeşitli işlerde çalıştığını belirtti.
Kendini sınamak için zaman zaman KPSS'ye girdiğini belirten Akgün, şöyle devam etti:
"2010'da sınava girdim, kendimi tatmin amaçlı, zaten alım yok.
Eşim de girdi bu sınava, birlikte çalıştık. Bol soru çözdük, test teknikleri çalıştık. Evimizi bir kütüphaneye çevirdik. Birlikte yüksek aldık. Ancak 2 ay sonra sınav iptal oldu. İlk sınavda yüksek aldım. Bu arada çocuğumuzu kaybettik. Ciddi mağduriyet yaşadık, moralimiz bozuldu. İkinci sınava girmeme kararı aldık. Sınav yeri olarak da İstanbul çıktı, gittik. Hanım bu sırada hamile kaldı, nöbeti unuttu. Sınavdan erken çıktım, doğru yanlış demeden salladım. Bundan dolayı da düşük aldım. Sınavla ilgili soru almadım, vermedim. Hiç bir örgüte de de üye değilim. HTS kayıtlarında da sadece eşim var, bahsi geçen kişilerle yok."
Tutuklu sanıklardan Muhammed Fuat Sural, soruşturma kapsamında arandığını öğrendiğinde Erzurum'da bulunduğunu, teslim olduktan sonra tutuklandığını kaydetti.
Hakkındaki iddiaların gerçek olmadığını savunan Sural, "Bilirkişi kendi içinde çelişkiler göstermekte. 2009 ve 2010 KPSS puanımı kıyaslanmış ve dış etkenlere bağlanmıştır. ALES puanlarım gözardı edilmiştir. 2010'daki başarım doğal ve beklenen bir başarıdır. İptal edilen sınava giremedim, özel bir dershanede çalışıyordum. Hafta sonu ders programı yoğundu. Fizik bölümü mezunu olduğum için de atanmak zordu. Çalıştığım dershaneden işten çıkmayı göze alarak sınava giremedim. Moralim de bozuktu, yüksek puan alma umudum yoktu" ifadesini kullandı.
Sural, üniversiteden arkadaşları ile HTS kayıtlarının olmasının da normal olduğunu söyledi.
Sanık Emrullah Afşin Ulus da ifadesinde, ilahiyat mezunu olduğunu, başvuruda bulunduğu bir okulun kabul etmesi üzerine ücretli öğretmenliğe başladığın anlattı.
Derslerden arta kalan zamanda KPSS'ye hazırlandığını ve başarılı olduğunu kaydeden Ulus, "Ancak sınav iptal edildi. Tekrar ders çalıştım. Sınav yerim İstanbul çıktı. Sınava giderken yolda sıkıntı çektim, yediğim yemekten rahatsız oldum, uykusuz kaldım. Sınav yerini zor buldum. Sınav sonucunda oynama oldu. Puanımla öğretmenliğe atandım. Bu doğal bir durumdur. Kendi başarımla yaptım" diye konuştu.
HTS kayıtlarının ilgisiz telefon görüşmelerinden kaynaklandığını ileri süren Ulus, "Telefonumda cevapsız çağrılar vardı. Geri döndüğümde yanlış kişi olarak arandığımı öğrendim. Kimse ile ilişkim yok dedi. Şuculukla buculukla işim yok. Suçsuzum, tahliyemi istiyorum" dedi.
Sanık Resul Eralp, matematik öğretmenliği mezunu olduğunu, öğretmenliğe de 2011 KPSS puanıyla atandığını ifade etti.
Bilirkişinin, cevapladığı 3 soruyu değerlendirerek ortaya koyduğu kanaati kabul etmediğini söyleyen Eralp, sınavda 100'den fazla net yaptığı için şüpheli kabul edildiğini, oysa daha önce de 100'den fazla net yaptığını anlattı.
Eralp, tekrarlanan sınavda 87 doğru yapmasına değinirken, bu sınava çalışamadığını, motive olamadığını ve sınav yerinin değiştiğini kaydetti.
"Girdiğim sınavlar bütün olarak değerlendirildiğinde KPSS'lerdeki başarım ortadadır" diyen Eralp, hiçbir örgüte üye olmadığını söyledi ve tahliyesini istedi.
Duruşmaya, yarın saat 10.00'a kadar ara verildi.