KPSS Sorularının Sızdırılması Davası
KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 230 kişi hakkında "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından açılan davada, sanık avukatının, terör suçlarına bakmakla yetkili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin "görevsizlik" kararı vererek, dosyayı başka mahkemeye göndermesi talebi reddedildi.
Kpss sorularının sızdırılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 230 kişi hakkında "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından açılan davada, sanık avukatının, terör suçlarına bakmakla yetkili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin "görevsizlik" kararı vererek, dosyayı başka mahkemeye göndermesi talebi reddedildi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada hazır bulunanlar tutanağa geçirildikten sonra tutuklu sanıkların kimlik tespitleri yapıldı.
Mahkeme Başkanı Musa Yeşil, cuma gününe kadar sürdürmeyi planladıkları duruşmaları aynı gün içinde 17.00-18.00 gibi sonlandırmayı, bu sürede 54 tutuklu sanığın savunmalarını almayı öngördüklerini söyledi.
Yeşil, bütün tutuklu sanıkların savunmaları alındıktan sonra avukatların savunmalarını dinlemeye karar verdiklerini belirtti.
Bazı sanık avukatları bunu uygun bulduklarını, bazıları da müvekkillerinin hemen ardından savunma yapmak istediklerini ifade ederek, "Sanığın ve avukatının savunmasının bir arada dinlenmesi gerekir" dedi.
Duruşmanın başlangıcında salonda bulunan az sayıdaki şikayetçi, önce sanıkların dinleneceğinin belirtilmesinin ardından salondan ayrıldı.
Mahkeme heyeti, talep üzerine, salonda hazır bulunan tutuksuz sanıkların da kimlik tespitlerini yaptı. Eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'ın da arasında bulunduğu tutuksuz sanıklar daha sonra salondan ayrıldı.
"Görevsizlik" talebi
Şikayetçi kurumlar Maliye Bakanlığı ve ÖSYM Başkanlığının avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada, Mahkeme Başkanı Yeşil, iddianamenin kitapçık olarak daha önce taraflara gönderildiğini hatırlattı.
Usulen iddianamenin okunması gerektiğine dikkati çeken Yeşil, "Ancak okunarak zaman kaybetmek istemiyorsanız, iddianameyi özetleyeceğiz." ifadesini kullandı.
Sanıklar ve avukatları, iddianameyi okuduklarını kaydederek, duruşmada okunmamasını istedi. Şikayetçi kurum avukatları ise takdiri mahkemeye bırakırken, Cumhuriyet Savcısı Umut Sadak, iddianamenin okunmasından yana olmadığını bildirdi.
Mahkeme heyeti, bunun üzerine iddianameyi okumadı, özetledi.
Savunmalara geçilmeden önce sanık avukatlarından Hayrettin Açıkgöz söz alarak, mahkemenin "görevsizlik" kararı vermesini istedi.
Açıkgöz, "Sanıklar terörden yargılanıyor. Mahkeme ihtisas mahkemesi ancak dosya içeriğinde, terör örgütü suçlamasının gerçekleşmesini zor görüyoruz. Ayrıca Anayasa'da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde, bir kişinin hangi merci önünde yargılanacağının önceden belirtilmesi şart koşuluyor. Bu mahkeme, soruşturma başladıktan sonra terör suçlarına bakmakla görevlendirilmiştir. Bu sebeplerle, görevsizlik kararı verilmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, cumhuriyet savcısının da görüşü doğrultusunda görevsizlik istemini reddetti. Buna ilişkin kararda, iddianamedeki sevk maddeleri ve anlatıma göre, ihtisas mahkemesi olarak atılı suçların mahkemenin görevi alanında bulunduğu belirtildi.
"Hiç kimseden yardım almadım ve etmedim"
Duruşmada daha sonra sanık savunmalarına geçildi.
Sanıklardan Dursun Şahin, fizik bölümünden mezun olduktan sonra 2004-2010 yıllarında özel eğitim kurumlarında öğretmenlik yaptığını, çalıştığı sürece müfettişlerce sürekli denetlenmesine karşın bu eğitim kurumlarıyla alakalı hiçbir adli ve idari soruşturma yürütülmediğini belirterek, iş koşullarının ağırlığı nedeniyle 2008'de Kpss'ye hazırlanmaya başladığını anlattı.
Şahin, 2009'da girdiği sınavda 85 üzeri puan aldığını ancak mezun olduğu fizik bölümündeki kontenjan darlığı nedeniyle atanamadığını, 2010'da iptal edilen sınavda ve sonrasında da yüksek puan aldığını savunarak, iddianamede bahsedilen şüphelilerden sadece birini tanıdığını, HTS kaydı olanlarla en fazla dört kez görüştüğünü öne sürdü.
2010'daki sınava girdiğinde Kocaeli'de oturduğunu, evinin karayoluna, gara, şehir içi otobüslerin kalktığı meydana ve her zaman kalabalık olan Fethiye Caddesi'ne yürüme mesafesinde bulunduğuna dikkati çeken Şahin, 3 şüpheliyle telefonunun bu nedenle aynı baz istasyonundan sinyal vermiş olabileceğini ileri sürdü.
İptal edilen sınava eşinin de girdiğini fakat atanamayacak kadar düşük puan aldığını söyleyen Şahin, diğer şüphelilerle irtibatı bulunmadığını iddia etti.
Şahin, sınav sonucuna ilişkin bilirkişinin hazırladığı raporun dikkatsiz olduğunu öne sürerek, hiçbir örgütsel faaliyete katılmadığını, kanunsuz, yasa dışı kurulmuş veya işletildiği tespit edilmiş hiçbir kurumda çalışmadığını savundu.
Şahin, savunması sonrasında bazı şüphelilerle arasındaki para alışverişinin sorulması üzerine, "İş yerinde borç alışverişi yaptığımız kişiler." dedi.
Mahkeme Başkanı Yeşil'in, "İş yerinde borç elden alınıp verilir." demesi üzerine Şahin, ücretleri yattığında internet bankacılığıyla işlem yaptıklarını savundu.
Şahin, iptal edilen 2010 KPSS ile şubat 2011'de atandığını aktararak, "Tutukluluğumun sona ermesini istiyorum. Eşimin ve küçük yaştaki iki çocuğumun başına dönmeyi arzuluyorum." diye konuştu.
Çalıştığı dershanelerin cemaate yakın olup olmadığı sorusu üzerine Şahin, cemaate bağlı olduğu ifade edilen dershanelerde imkanları ve ücretlerinin iyiliği nedeniyle çalıştığını savundu.
Duruşmaya daha sonra öğle arası verildi.