Koza-İpek Holding Davası
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) "çatı davası"nın firari sanığı, Koza Holding'in yöneticisi Hamdi Akın İpek ile annesi Melek İpek'in de aralarında bulunduğu 45 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak", "vergi usul kanununa muhalefet", "güveni kötüye kullanmak", "özel belgede sahtecilik"...
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) "çatı davası"nın firari sanığı, Koza Holding'in yöneticisi Hamdi Akın İpek ile annesi Melek İpek'in de aralarında bulunduğu 45 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak", "vergi usul kanununa muhalefet", "güveni kötüye kullanmak", "özel belgede sahtecilik" ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçlarından yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam ediliyor.
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Akın İpek'in kardeşi Cafer Tekin İpek ile diğer tutuklu sanıklar ve Melek İpek'in de arasında bulunduğu tutuksuz sanıklar katıldı.
Şirket çalışanı tutuksuz sanıklardan Zeki Baran Yenigün, isminin, hain terör örgütü FETÖ ile anılmasından rahatsız olduğunu söyledi. Yenigün, Koza İpek şirketinde 2012'de çalışmaya başladığını, bu yapıyla ilgisinin bulunmadığını, okullarına gitmediğini, Bank Asya'da hesabının bulunmadığını, yayın organlarına üye olmadığını, örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock'u indirmediğini, kullanmadığını savundu.
Yalnızca şirket çalışanı diğer sanıkların kendisine gönderdiği e-postalar nedeniyle suçlandığını ileri süren Yenigün, e-posta yoluyla yapılan davetlere, işini kaybetmekten korktuğu için ara sıra katıldığını anlattı. Sanık Yenigün, e-postalarda "Allah için" denilerek çağrı yapıldığını, normal yemek organizasyonu gibi buluştuklarını ancak toplantılarda dini bilgilerin de paylaşıldığını anlattı.
Mahkeme heyetinin soruları üzerine Yenigün, toplantıya katılması için herhangi bir baskı görmediğini ifade etti.
Şirket çalışanlarının savunmaları
Şirket çalışanı tutuksuz sanık Davut Karaman da "Kariyer.net" internet sitesi üzerinden başvurduğu Koza altın işletmelerine, torpille değil liyakatla girdiğini savundu.
Şirket çalışanı diğer sanık Ali Kılıçarslan'ın çağrısıyla toplantılara katıldığını, yine Kılıçarslan'ın isteğiyle Zaman Gazetesine bir yıllık abone olduğunu anlatan Karaman, "Özellikle 17-25 Aralık'tan sonra bu yapının devletle münasebeti nedeniyle aboneliğimi yenilemedim. Bu örgüte en ufak bir destek yapmadım." dedi.
Tek suçunun Koza İpek şirketinde çevre mühendisi olarak çalışmak olduğunu iddia eden Karaman, bu şirkette çalıştığı ihbarı üzerine eşinin de kamu görevinden ihraç edildiğini, ardından bir bağlarının olmadığı anlaşılınca göreve iade edildiğini söyledi.
"Sohbet toplantılarında ne yapılıyordu, size baskı var mıydı?" sorusu üzerine sanık Karaman, üç veya dört toplantıya katıldığını, toplantılarda sadece Kur'an okunduğunu, katılma konusunda bir baskı görmediğini belirtti.
Tutuksuz sanık Mevlüt Korkmaz da hakkındaki iddiaları reddederek, Koza İpek şirketiyle bir ilgisinin bulunmadığını, sanıklardan Ali Kılıçarslan ile komşu olduğunu, sigorta işiyle uğraştığını, Kılıçarslan'a sigorta yaptığını, bu nedenle iddianameye dahil edildiğini ileri sürdü.
Eski Genel Müdür savunma yaptı
Savunma yapan tutuksuz sanık Koza İpek Holding eski Genel Müdürü İsmet Sivrioğlu, terör örgütü FETÖ/PDY'yi kınayarak sözlerine başladı.
Hayatının hiçbir döneminde bu yapıyla ilgisinin bulunmadığını ileri süren Sivrioğlu, 50 yıldır, altın ve madencilik konusunda çalıştığını söyledi. Etibank Genel Müdür Yardımcısı iken Koza Altın Holding'e genel müdür olarak geçtiğini, şirkette 10 yıl görev yaptığını belirten Sivrioğlu, bir altın madenciliği duayeni olarak işe alındığını düşündüğünü ileri sürdü.
Şirket hissedarı olmadığını, genel müdür olarak para harcama yetkisinin sınırlı olduğunu savunan İsmet Sivrioğlu, tüm yetkinin Yönetim Kurulu başkan ve yardımcılarında bulunduğunu iddia etti. Sanık Sivrioğlu, "Örgüte para aktarmadım, finans işlemlerinde asla bulunmadım, ByLock kullanmadım. Bank Asya'da hiç işlem yapmadım. Hiçbir toplantılarına davet edilmedim. 72 yaşındayım, 50 yıldır kamu hizmetinde ve yabancı şirketlerde Türkiye'nin altın madenciliği sektörünün gelişmesi için hizmet verdim. Bu şirketin sadece bir çalışanı olmam nedeniyle terör örgütü üyeliğiyle suçlanmamı kabul etmiyorum. Hakkımdaki tüm iddiaları reddediyorum. Suçsuzum, beraatımı istiyorum." diye konuştu.
Sorular üzerine Sivrioğlu, kayyum atandığı zaman şirketteki görevine devam ettiğini belirterek, "Kayyumla uyumlu çalıştık, tüm belgelerin hazırlanmasında yardımcı oldum, 15 Temmuz'dan sonra şirketten ayrıldım." dedi.
Tutuksuz sanık Koza Altın eski Genel Müdür Yardımcısı Özlem Özdemir de çalıştığı Ovacık'taki altın madeni Eurogold şirketinin Koza Altın şirketince satın alınmasının ardından bu şirkette çalışmaya devam ettiğini belirtti.
Finans ve ticaretten sorumlu genel müdür yardımcılığı yaptığını, para aktarımı yetkisinin bulunmadığını, para sevk ve idare yetkisinin Yönetim Kurulu'nda olduğunu savunan Özdemir, Yönetim Kurulu kararıyla yapılan ödemelerin imza altına alındıktan sonra muhasebe tutulması için kendilerine gönderildiğini ileri sürdü.
Terör örgütüne bilerek, isteyerek yardım yataklıkla suçlanan Özlem Özdemir, inanç ve siyasi görüş olarak örgütle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, hayatının hiçbir döneminde herhangi bir örgüte destek vermediğini söyledi.
Örgüte yardım yataklıkla suçlanan şirket çalışanı sanık Fikret Şayan da şirkete başvururken, cemaatin şirketi olduğunu duyduğunu, şirkette çalışan bir arkadaşına bunu sorduğunu, onun da "Başörtülü bir kişi bile çalışmıyor, 'namaz kıl' diye baskı, hiçbir şey yok, imkanları da iyi" demesi üzerine başvuru yaptığını anlattı. Terör örgütü FETÖ ile bir ilgisinin bulunmadığını savunan Şayan, hakkındaki iddiaları reddetti.
Duruşmaya, öğle arası verildi.