Köylülerin Taş Ocağı Protestosuna CHP'li Vekillerinden Destek

İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde otoyol çalışması için açılacak taş ocağını protesto eden köylülerin 3 gündür süren eylemine CHP İzmir milletvekilleri de destek verdi.

İzmir-İstanbul otoyolu inşaatında kullanılmak üzere Kemalpaşa ilçesi Akalan köyünde taş ocağı şantiyesi kuruldu. Geçtiğimiz Çarşamba günü ilk çalışma başlatılmak istendi, ancak köylüler çalışmayı engelleyip taş ocağının kurulmaması için dilekçe verdi. Çalışmalar köylülerin tepkisi nedeniyle durdurulurken, vatandaşlar kurulacak taş ocağının zeytinlik ve sebze ekim alanlarına, kiraz ağaçlarına, evlerine ve çocuklarına zarar vereceğini belirterek, şantiye alanı karşısında gece gündüz nöbet tutmaya başladı. CHP İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu ve Hülya Güven de köylülere destek olmak için alana geldi. Köylüler kurdukları çadırlarda ve yakılan ateşle ısınmaya çalışırken, büyük kazanlarla yapılan pişiler ve çaylar gelenlere ikram edildi.

CHP İzmir milletvekilleri, taş ocağı alanına kadar köylülerle birlikte yürüyüp çevrede inceleme yaptı. Burada açıklama yapan CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, öncelikle gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlayarak, "Eğer çalışan gazeteciler olmasaydı o gün ayazda kadınlarımız greyderin önüne dikildiğinde, panter gibi atladığında köyü için direniş göstermesini kimse göremezdi. Çalışan gazeteciler bu direnişi kamuoyuna aktardı. Yoksa kimse köylü, kadın, çoluk çocuk dinlemezdi, gazı basardı. Öte yandan köylü korkaktır, çabuk siner diye düşünenler, köylünün aşına, ekmeğine göz dikersen, kirazına, zeytinine göz dikersen, köylünün çocuğunun sağlığı ile oynarsan, dünyada her ana panter kesilir panter. Analar o gün panter gibiydi. Çünkü 300 metre uzaklıkta okul var. Burada dinamit patlatılacak, okulun yanındaki eski taş ocağının yanında da bu taşlar kırılacak, çıkan bütün toz toprak çocukların okulunda olacak. Köylünün geçim kaynağı olan sebzenin, zeytinin, kirazın üstü tozla kaplanacak" diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Hülya Güven ise, "Köylüler 24 saat nöbet tutuyor soğuğa aldırış etmeden. Neden tutuyorlar bu nöbeti? Çocuklarının geleceği için. Taş ocağı açılırsa, yakındaki okula fırlayacak taşlar öğrencilerin başına isabet edebilir. Ayrıca zeytin alanları zarar görecek, hayvancılık yapamayacaklar, geçimlerini ne ile yapsın buradaki köylüler? Biz her zaman destek olacağız, buraya taş ocağının açılmaması için direneceğiz hep birlikte" dedi.

Köy sakinlerinden Leyla Ay, "Biz daha önce de aynı senaryoları yaşadık. Burada tren yolu için çalımalar başladığı zaman patlayan dinamitler yüzünden evimizin çatıları uçtu, duvarlarımız çatladı. Hala çatlak duvarların içerisinde yaşıyoruz. Aynı şeyleri bir daha yaşamak istemiyoruz" şeklinde konuştu.

"YÜRÜTMEYİ DURDURACAĞIZ"

Köylülerin avukatı Şehrazat Mercan, "İzmir-Gebze yolunun tamamlayıcı parçası diye küçücük bir şey diye gösterilip, ÇED kapsam dışı ile buraya girmeye kalktılar. ÇED kapsam dışı kararının iptali için davamızı Çarşamba günü açtık, yürütmeyi durdurmayı istedik, ruhsatların iptali için Pazartesi günü dava açacağız. Burası aynı zamanda tesislerin olduğu yer, mera. Meraya dokunulamaz, girilemez. Zeytinliklere 100 metre, okula 400 metre mesafede. Okulda okuyan çocukların can güvenliği bile yok. Böyle bir yerde ÇED yönetmeliğinin emrettiği süreçleri yapmadan, paldır küldür girerlerse, insanlar da kendi topraklarını, yaşam alanlarını, ekim alanlarını savunurlar. Kaymakama 'Köylülerin can güvenliği için bunu durdurun' dedim. Kaymakam da bana, 'Ben eline ruhsatı almış şirketin can güvenliğini korumakla yükümlüyüm' dedi. Ben de 'Halkın güvenliği önceliklidir. Biz bunu talep ediyoruz' dedim. Yürütmeyi durdurmak için dilekçemizi verdik, sonuç bekliyoruz. Hepimiz takipçisiyiz" dedi. - İZMİR