Konuşma Güçlüğünü Evde Eğitimle Aştı
Kırşehir'de, doğum sırasında beynine oksijen gitmemesi nedeniyle bedensel ve hafif zihinsel engelli dünyaya gelen, dilindeki felç nedeniyle konuşma güçlüğü çeken 9 yaşındaki Osman Derinyol, evde eğitim sayesinde beklenenin üstünde gelişim sağlayarak cümle kurmaya başladı.
ABDULLAH YILDIZ - Kırşehir'de, doğum sırasında beynine oksijen gitmemesi nedeniyle bedensel ve hafif zihinsel engelli dünyaya gelen, dilindeki felç nedeniyle konuşma güçlüğü çeken 9 yaşındaki Osman Derinyol, evde eğitim sayesinde beklenenin üstünde gelişim sağlayarak cümle kurmaya başladı.
Ailesinin başvurusuyla evde eğitim hizmeti alan Osman'a, Kaman ilçesinde görev yapan ve onun durumunu komşularından öğrenen sınıf öğretmeni Senem Ercan, gönüllü olarak ders veriyor.
Senem öğretmen, bir yandan fizik tedaviye de devam eden Osman'a eğitim verebilmek için ilk yıl farklı oyunlarla gönül bağı kurdu. Kelimeleri bir araya getiremeyen, konuşma güçlüğü çeken Osman Derinyol, önce harfleri öğrendi, sonrasında da üç kelimeyi yan yana getirerek cümle kurabilecek aşamaya geldi.
Osman'ın annesi Seval Derinyol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iki erkek çocuğundan birisi olan oğlunun doğum sırasındaki iç kanama nedeniyle oksijensiz kaldığını belirterek, serebral palsi (SP) tanısı konduğunu, bedensel ve hafif zihinsel engelli olarak büyüdüğünü, dilinin felç olması nedeniyle de konuşamadığını söyledi. Derinyol, oğlunun Ankara, Kırşehir ve Kırıkkale'de fizik tedavi gördüğünü aktardı.
Odasının kapısında "3-A sınıfı" yazıyor
Derinyol, Osman'ın odasını adeta bir sınıf haline getirdiklerini ve kapsına da "3-A sınıfı" yazdıklarını anlatarak, şöyle konuştu:
"Osman, evde eğitimden sonra çok büyük bir gelişme sağladı. Konuşmaya başladı. Harflerin hiçbirini bilmiyor ve telaffuz edemiyordu. Hocamız evde eğitime başladıktan sonra harfleri öğrendi. Bazı harfleri hala söyleyemiyor. Hiç değilse artık konuşabiliyor. Bir ayda 'bak' kelimesini öğrendi. Babaya bile 'abba' derdi, baba demeyi başardı. Konuşması ve okuması gelişti. Televizyonda çıkan kelimeleri artık heceleyerek okuyabiliyor Allah'ın izniyle."
Özveri, fedakarlık ve sabır örneği sergileyen öğretmen Senem Ercan da haftanın 5 günü eve geldiğini ve 3 saat eğitim verdiğini ifade etti.
Eğitimi gönüllü verdiğini belirten Ercan, ilk yılın kaynaşma ve duygusal bağ kurmayla geçtiğini, ikinci yıldan itibaren dil çalışmalarına ağırlık verdiklerini söyledi.
Gargara yapmayı öğrenince pasta kesildi
Çocuğun hafif zihinsel engeli olması ve konuşma güçlüğü çekmesi nedeniyle ilk başlarda çok zorlandığını anlatan Ercan, şunları kaydetti:
"Osman'la çok eğlenceli vakitler geçirdik. Lokum çiğneme, sakız patlatma, balon şişirme, melodika çalma, banyoda su ile gargara yapma gibi faaliyetler yaptık. Bu arada da duygusal bağımız gelişti. Zaten o bağı yakalamasaydık Osman'a ulaşamazdık. Özel öğrencilerin böyle bir özelliği var. Gönüllülük, özveri ve sabır şart, bu tür öğrencilerde. Öğrendikçe mutlu oluyor, o mutlu oldukça sizin daha çok öğretesiniz geliyor. Küçücük kazanımlarda bile çok mutlu oluyoruz, havalara uçuyoruz. Mesela gargara yapmayı 3 yaşındaki çocuk bile yapabilir. Biz 9 yaşındaki Osman ile bunu iki hafta çalıştık, bir türlü yapamadık. Annesi ve benim çok üstümüz ıslandı. İki hafta sonra Osman'a gargara yaptırmayı öğretince çok mutlu olduk, pasta bile kestik bunun için. Gargaradan maksat 'g' harfini öğretebilmekti."
Ercan, her ses için ayrı aktiviteler yaptıklarına dikkati çekerek, "Bazılarında başarıya ulaşabildik ama bazılarında ulaşamadık. 6 harfimizi hala telaffuz edemiyoruz. Normal bir öğrenciye bir saatte öğrettiğiniz bir konuyu Osman ile bazen 2 ayda çalışmanız gerekebilir. Sosyalleşememenin verdiği bir durum da var." dedi.
Hiç pes etmeyen ve her türlü desteği veren ailesinin bu başarıda çok emeği olduğunu anlatan Ercan, Osman'daki gelişime kendilerinin bile inanamadığını ve çok sevindiklerini söyledi.
"Karneyi hak ediyor"
Ayaklarını hareket ettiremediği için beden eğitimi dersinin geliştirme düzeyinde, diğerlerinin ise çok iyi olduğunu, bu nedenle Osman'ın karneyi hak ettiğini vurgulayan Ercan, şöyle konuştu:
"Osman'dan bir mühendis olmasını, okulda öğretmenlik yapmasını beklemiyorum ama toplum içinde kendini ifade edebilmesi, ihtiyaçlarını giderebilmesi ve iyi bir vatandaş olması her şeyden önemli. Anne ve babasının refakati olmadan hayatını sürdürebilmesi en büyük amacımız. Osman temiz yürekli bir çocuk. Belki de sosyal ortamda olumsuzlukları görmediği için böyle. Onun tek dünyası annesi, babası, öğretmeni ve televizyondaki çizgi film kahramanları. Bu özelliğini kaybetmeden topluma pırlanta gibi bir genç kazandırmış olacağız. Ailesi de ben de bu çocuğun sadece bir bitki gibi büyümesini istemiyoruz. O duygusal bağı kurduktan sonra gerçekten ileride Osman'da güzel şeyler görüldüğünde, toplumda bir yer edindiğinde herkesten önce ben gurur duyacağım."