Kanser Tedavisi Gören KOAH Hastası Verem Hastalığıyla Mücadele Etti
Kanser tedavisi görürken verem hastalığı tespit edilen ve ömrüne 3 ay biçilen 72 yaşındaki Karslı KOAH hastası Burhanettin Tatar, Erzurum Şehir Hastanesinde yapılan ameliyat ve yoğun bakım tedavisiyle hayata tutundu. Tatar, kemoterapi, akciğeri destekleyici tedaviler ve kanser ameliyatı sonrasında verem hastalığıyla da mücadele etti. Doktorlar, hastanın tedavi sürecinin başarılı bir multidisipliner yaklaşım örneği olduğunu belirtti.
Kanser tedavisi görürken verem hastalığı tespit edilen ve 3 ay ömür biçilen 72 yaşındaki Karslı KOAH hastası Burhanettin Tatar, Erzurum Şehir Hastanesinde yapılan ameliyat ve 1 aylık yoğun bakım tedavisiyle hayata tutundu.
Kars'ın Selim ilçesinde yaşayan 72 yaşındaki Kronik Obstrüktif Akciğer Hastası (KOAH) hastası Tatar'a, yaklaşık 5 ay önce iştahsızlık ve kilo kaybı nedeniyle başvurduğu hastanelerde ileri evre mide kanseri teşhisi konularak çok fazla ömrünün kalmadığı ve tedavi şansının olmadığı belirtildi.
Daha sonra Erzurum Şehir Hastanesinden cerrahi onkolog Hamdi Sakarya'ya getirilen Tatar'a yapılan tetkiklerde, kanserin kalın bağırsak ve karın boşluğuna yayıldığı, önceden geçirdiği Kovid-19 nedeniyle akciğerinde ciddi sorunlar olduğu tespit edildi.
Bir süre kemoterapi ve ardından akciğeri destekleyici tedaviler gören Tatar, 1 ay önce Sakarya ve ekibince ameliyata alındı.
Kanser tedavisi görürken verem hastası olduğu belirlendi
Ameliyatta kanserli dokuları temizlenip yoğun bakımda 3 hafta boyunca ölüm ile yaşam arasında mücadele veren Tatar'ın patoloji sonucunda verem hastalığı da ortaya çıktı.
Bunun üzerine 3 hafta verem tedavisi gören ve destekle yürüyebilen Tatar, yaklaşık bir ay süren yoğun bakım tedavisi ve kanser ameliyatıyla "amansız" hastalıklarından kurtuldu.
Dr. Sakarya, AA muhabirine, Kovid-19'a bağlı akciğerlerinde sıkıntılar tespit ettikleri hastanın ileri evre kanser olması nedeniyle multidisipliner yaklaşımla ameliyat öncesi kemoterapi uyguladıklarını söyledi.
Kemoterapiden sonra iştahsızlık ve kilo kaybını toparlamak için hastayı akciğeri destekleyici tedavilerle ameliyata hazırladıklarını anlatan Sakarya, "Bütün destek tedavilerine rağmen hastada düşkünlük hali düzeleceğine giderek arttı, bu da bizde bazı tereddütler oluşturdu ve yeniden incelemelerini yaptığımızda kandaki iltihabi hücrelerinin yükseldiğini tespit ettik." dedi.
Sakarya, yaklaşık 1 ay önce oral yoldan yeme ve içmesi tamamen durma noktasına gelen hastayı ameliyata alıp kanserli dokuları temizlediklerini anlattı.
Ameliyattan sonra yoğun bakımda toparlanmasını bekledikleri Tatar'ın kötüye gittiğini, ölümle yaşam arasında çok aktif şekilde tedavisini sürdürdüklerini belirten Sakarya, "Hastayı yoğun bakımda hayatta tutmayı başardık, 3 haftalık yoğun bakım döneminde hastamız zaman zaman ölümle burun buruna geldi, iki kişi koltuğunun altına girip ancak hareket ettirebiliyordu. 3. haftanın sonunda ise normal servise aldığımız hasta zaman zaman yine düşkünleşti. O sırada çıkan patoloji raporunda karın içi verem tespit ettik." diye konuştu.
Sakarya, Tatar'ın kanser ve kronik akciğer hastalıklarının yanı sıra veremle de mücadele ettiğini, bu süreçte uygulanan tedavilerin verem hastalığının alevlenmesine sebep olduğunu belirterek, böyle bir hastanın yoğun bakımda hayatta kalmasının mucize olduğunu dile getirdi.
"Ameliyat etmeseydik veremi teşhis edemeyecektik ve hastayı kaybedecektik"
Hastayı yoğun bakım tedavisiyle hayatta tutabilmenin büyük başarı örneği olduğunu vurgulayan Sakarya, şunları kaydetti:
"Ameliyatın ardından yoğun bakım sürecinden sonra 3 haftalık verem tedavisine başladık, sonucunda iki kişinin kolundan tutup yürütebildiği hasta koşar adım yürümeye başladı, günlük 2 kilometreye yakın kendi başına yürüdü, 4 kilo aldı ve sağlığına kavuştu. Kanserin ve Kovid-19'un getirdiği akciğerdeki sıkıntıların yanı sıra hem KOAH'ın getirdiği zorlukları hem kemoterapinin verdiği düşkünlüğü hem o ağır ameliyat sürecini hem de verem hastalığını atlatmayı başardık. Bu bizim için olağanüstü bir mutluluk. Ameliyat hazırlığı yapmasaydık verem teşhisi koyamayacak ve hastayı kaybedecektik. Bu hastanemizin modern yoğun bakım ünitesindeki arkadaşlarımızla multidisipliner olarak verdiğimiz çok başarılı çalışmanın mükafatı oldu."
Sakarya, literatürde bu tarz vakaların nadir görüldüğünü, hastayı cerrahi şans vererek ve önceden bilinmeyen verem hastalığıyla mücadele ederek kurtardıkları için mutlu olduklarını ifade ederek, "Aktif tedavi protokolü uygulanmasaydı hasta 3 aya kalmaz vefat edecekti." dedi.
Hasta Tatar da Sakarya ve ekibine teşekkür ederek, "Kanser ve hastalıklardan kurtuldum çok mutluyum, iyiyim, rahatça yürüyebiliyorum." diye konuştu.
Hastanın oğlu Ali Tatar ise babasını tedavi için götürdükleri hastanelerden sonuç alamadıklarını ve şehir hastanesindeki tedavilerle babasının hayata tutunduğunu anlatarak, şunları anlattı:
"Babama, iç organlarına kadar yayılan mide kanserinin tedavisinin olmadığını, 3 ay kadar ömrünün kaldığını, eve götürmemizi söylediler. 'Başka yere götürseniz de sonuç değişmez' denildi. Uzun araştırmalar sonucu Dr. Sakarya'yı buldum ve babamı Erzurum'a getirdik. Hamdi hocam babamı ameliyat etti, ameliyat sonrası verem hastalığı da çıktı. Yoğun bakım süreci çok yıprattı ve sonunda babam hastalıklarından kurtuldu, taburcu edildi. Babamın durumu gayet iyi, Hamdi hocam ve ekibine, Sağlık Bakanlığına, hastane çalışanlarına müteşekkiriz."