Klasik Musiki Üstadı Bekir Sıdkı Sezgin Vefatının 28. Yıl Dönümünde Anılıyor
Son dönem klasik musiki üslubunun önemli temsilcilerinden kabul edilen Bekir Sıdkı Sezgin, vefatının 28. yıl dönümünde anılıyor. Sezgin'in hayatı ve müzik kariyeri hakkında bilgiler verilmektedir.
Son dönem klasik musiki üslubunun önemli temsilcilerinden kabul edilen ses sanatçısı ve bestekar Bekir Sıdkı Sezgin, vefatının 28. yıl dönümünde anılıyor.
Sezgin, Fatih Şehremini'de 1 Temmuz 1936'da, Hafız Hüseyin Efendi ile udi Feride Hanım'ın oğlu olarak dünyaya geldi.
İlköğrenime 1942'de başlayan sanatçı, sesinin güzelliğiyle bilinen babası ve annesinden etkilenerek musikiye merak sardı.
Usta sanatçı, ilk ve orta öğretimin ardından babasının teşvikiyle girdiği İstanbul Belediye Konservatuvarı sınavını kazandı ve okuldan başarıyla mezun oldu.
İzmir Radyosunda ses sanatçısı oldu
Askerliğini 1956'da Denizli'de tamamlayan sanatçı, 1958'de İzmir'e yerleşti.
Sezgin, 1959'da girdiği İzmir Radyosunun sınavını kazanarak, solist ve ses sanatçısı olarak göreve başladı.
İzmir'de 1964'te evlenen sanatçı, İzmir Radyosunda 1967'den itibaren stajyer sanatkarlara öğretmenlik yaptı, 1973'te ise radyonun klasik koro şefi oldu.
Bekir Sıdkı Sezgin, ilerleyen yıllarda akademik hayata atıldı, 1976'da İstanbul Devlet Türk Musikisi Konservatuarı öğretim üyeliğine getirildi.
Usta sanatçı, İstanbul Radyosu ses sanatkarlığı, küçük koro şefliği ve TRT Merkez Denetleme Kurulu üyeliğini birlikte yürüttü.
TRT'den 1980'de emekli olan Sezgin, 1971-1983'te çeşitli Avrupa ülkelerinde Türk musikisini tanıtmak üzere konserler verdi.
Emekliliğin ardından akademik hayatına devam eden usta müzisyen, 1985'te İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarında öğretim üyesi oldu.
Musiki ustalarından ders aldı
Usta sanatçı, musiki serüveni boyunca, başta Hafız Hasan Akkuş olmak üzere dönemin Fatih Camii İmamı Ahmed Rasim Efendi (Filibeli Arap Hafız), Hafız Ahmed Efendi ve Hafız Sadettin Efendi gibi klasik musiki ustalarından dersler aldı.
Klasik tarzı çok iyi bilen ve son dönem klasik sanatçılar arasında bu tarzı en iyi uygulayanlar arasında yer alan Sezgin, Türk musikisine unutulmayacak eserler kazandırdı.
Sanatçı, ilk bestesini 1962'de Yavuz Sultan Selim'in "Sanma şahım herkesi sen sadıkane yar olur" şeklindeki şiirine yaptı, Mevlevi ayini, tevşih, durak, sala, şuğul, ilahi, naat, münacat, peşrev, saz semaisi, kar-ı natık, karçe, beste, ağır semai, yürük semai, şarkı ve çocuk şarkısı formlarında 100'e yakın eser besteledi.
Yunus Emre ve divan şairlerini besteledi
Sezgin, divan şairlerinden Fuzuli, Nabi ve Nedim, halk edebiyatından da Yunus Emre'nin çok sayıda şiirine beste yaptı.
Eşi Sibel Hanım ile evliliğinden üç çocuğu dünyaya gelen Bekir Sıdkı Sezgin, 10 Eylül 1996'da vefat etti.
Usta sanatçının bestelerinden bazıları şunlar:
"Bir günüm asude geçmez ah ü efgan etmeden", "Dil mi var kim anda yoktur dağ-ı suzanın senin", "Ey şuh aceb ki derd-i nihanı bilir misin", "Ey risalet tahtının hurşid ü mah-ı enveri", "Vasıl olmaz kimse Hakk'a cümleden dur olmadan, "Arif olur derviş olan, "Solgun yine ayrıldığın akşam gibi rengin", "Sular çağlar öter kuşlar şakır gülşende bülbüller", "Bir dilde ki zahir ola envar-ı Muhammed", "Gaflet ile Hakk'ı buldum diyenler er yarın Hak divanında bell'olur".